Bazıları Sıcak Sever 60 yaşında

1959’da Amerikan sinemasında komedi türünün tipik örneğini Some Like It Hot (Bazıları Sıcak Sever/ 1959) simgeliyordu. 1950’lerde ülke gelişirken From Here to Eternity (İnsanlar Yaşadıkça/ Fred Zinnemann), On the Waterfront (Rıhtımlar Üzerinde/ Elia Kazan), Peyton Place (Mark Robson) gibi filmler yapılıyordu. Billy Wilder’ın Bazıları Sıcak Sever’i 50’lerin sonunda gerçekleştirilmişti, yepyeni, cinsiyetle ilgili komedinin ilk örneğiydi. 1930’dan 1968’e dek Amerikan filmlerinin ahlaki ve etik içeriklerini dikte eden Sinema Filmi Yapım Kodu  (Hays kodu olarak bilinir) 1959’a doğru Bazıları Sıcak Sever gibi filmlerin yapılmasıyla etkisini yitirdi. Bazıları Sıcak Sever, Hays kodunun onayı alınmadan çekildi.

İki müzisyen, Joe (Tony Curtis) ile Jerry (Jack Lemmon) yanlışlıkla Aziz Sevgililer Günü Katliamı’na tanık olurlar, peşlerine düşen mafyadan kaçmak için tümü kadınlardan oluşan bir orkestraya katılırlar. I.A.L. Diamond ile Billy Wilder’ın yazdığı senaryo 1950’lerin hayli tutucu Amerika’sı için ileri bir örnektir. İki kadın düşkünü heteroseksüel Joe ve Jerry, onurlarını, haysiyetlerini düşünmeksizin hayatta kalmak için kadın gibi giyinirler. Üstelik Daphne (Jack Lemmon’ın yorumladığı Jerry’nin dişil alter egosu) ona tutulan milyarder Osgood (Joe E.Brown) ile flörtleşir ve onunla evlenmekten başka seçimi olmadığını söyler. Cinsiyet rollerini alt üst eden, iki erkeğin kadın olmasını gösteren komedi cinsellik içeren konuşmalar, imalı dokundurmalarla doludur. Bazıları Sıcak Sever hemen Katolik Nezaket Lejyonu’nun dikkatini üstüne çeker. Hristiyan terbiyesine, edebine adabına ciddi şekilde saldıran, geleneksel ahlak kurallarını çiğneyen film olarak ilan edilen, 6 dalda Oscar adaylığı olmasına karşın Bazıları Sıcak Sever’in Kansas’ta gösterimi yasaklanır.

Bazıları Sıcak Sever, toplumu sınayan, ahlak hoşnutluğuna meydan okuyan bir komedidir. Üstü kapalı olarak eşcinselliği işler, erkeğin kadına bakışını inceler, kadının objeleştirilmesini ve kadın düşmanlığını tartışır, erkek duyarsızlığını kınar. Kadın kılığına girmiş iki erkek ana karakter orkestradaki kadınlarla çeşitli ilişkilerde , aynı zamanda karşı cinsle de ilişkide bulunur. Bu davranışlarıyla cinsiyet sınırlarını bulanıklaştırırlar, toplumun önerdiği erkeklik ve kadınlık kavramlarını sorgularlar. Film, hoşgörüyü, kabul etmeyi, değişim olasılığını selamlayan zeki, çılgın bir komedidir. Her sahne bir şaka , çifte anlam, ipucu, gönderme içerir.

Bazıları Sıcak Sever’in yaratıcı ekibindekilerin çoğunluğu kendi kendilerini yaratmış sanatçılardır. Avusturya’dan ABD’ine göç eden Billy Wilder, 1918’de Amerikan askerlerinin Viyana’ya girişini görmüştür. Açlıktan kırılan halka Amerikalılar yiyecek dağıtmış, dans orkestralarıyla halka moral vermişlerdir. Billy Wilder, Amerika’yı, özellikle Amerikan cazını çok sever. Annesini, ailesini Auschwitz’de yitiren Wilder için Amerika Iyileşme, yaralarını sarma sürecidir. . Bazıları Sıcak Sever, yıkıcı zekayla, canlı, enerjik alaycılıkla doludur, filmin müziği de en büyük Amerikan sanatı cazı yücelten bir kutlamadır. Avrupalı göçmen sanatçı Billy Wilder, soykırımdan kaçmış ve özgürlükler ülkesine sığınmıştır. Senarist I.A.L. Diamond, Romanya’dan ABD’ine gelmiştir. Sugar Kane’i canlandıran Marilyn Monroe, Kaliforniya’daki yetimhanede yaşadığı zor zamanları ardında bırakmıştır. Tony Curtis, Bronx sokaklarında büyüyüp Hollywood’a adım atmıştır.

Wilder, senaryoyu oluştururken Fanfare d’amour adlı 1935 yapımı Fransız farsından ve onun yeniden yapımı olan Fanfaren der Liebe (1951) adlı Alman filminden esinlendi . Yeni bir kilmiği deneyimlemek sizi daha iyi, daha mutlu bir insana dönüştürür. Yaşamda kalmanızı, yaşama sarılmanızı sağlar. Mükemmel, dört dörtlük olmayabilirsiniz ama sizi olduğunuz gibi kabul eden bir hayat arkadaşı bulabilirsiniz.