'Başbakanın yumruk attığını görmedim'

Bülent Arınç, Başbakan'ın bir yurttaşa yumruk attığı anların görüntüsüyle ilgili olarak "Başbakanımızın yumruk attığını görmedim" dedi.

'Başbakanın yumruk attığını görmedim'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.05.2014 - 20:16

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nun ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç basın toplantısı düzenleyerek, açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Konuşmasına Manisa Soma'da meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden 301 işçiye Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Arınç, Bakanlar Kurulu'nun 4 saatlik gündemini de bu kazanın oluşturduğunu söyledi.

Arınç: Başbakanımız kimseye yumruk atmadı - VİDEO

 

'KİŞİLER VE KURUMLAR HAKKINDA DA BİR İDARİ SORUŞTURMA YAPILACAKTIR'

Arınç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın çalışmalarıyla ilgili Bakanlar Kurulu'nda bilgi sunduğunu kaydetti. TBMM'de Soma'daki faciaya ilişkin araştırma komisyonu kurulmasına oy birliğiyle karar verildiğini belirten Arınç, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker'in bakanlıkları ile ilgili çalışmalarını anlattıklarını söyledi.

Adli yönden soruşturma ile birlikte idari yönden soruşturma başlattıklarını anlatan Arınç, "Şüphesiz oradaki iş veren, iş verenin aldığı tedbirler, ihmaller, kusurlar, kabahatler. Bunlar adli yargının alanı içinde kalacaktır. Ancak bazı kurumların da eksikleri, kabahatleri, kusurları söz konusu ise kişiler ve kurumlar hakkında da bir idari soruşturma yapılacaktır" dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 14 Mayıs tarihinde soruşturma başlattığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ise 3 ayrı denetim heyeti oluşturarak idari soruşturma başlattığını kaydetti.

Başbakanlığın gerekli gördüğü hallerde idari soruşturma mekanizmalarını da gerekli gördüğü hallerde harekete sokacağını belirten Arınç, madenlerle ilgili 2010 yılında TBMM'nde sektörü ilgilendiren bir rapor hazırlandığını, Devlet Denetleme Kurulu'nun yaptığı çalışmanın da dikkate alınacağını söyledi.

 

'BU KONUDA VERİLMİŞ BİR KARAR YOKTUR'

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Arınç, hayatını kaybeden işçilerin şehit statüsünde sayılmasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın yaptığı çalışmanın Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Arınç, "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız bir taslağı bizimle paylaştı. Maden kazasında vefat eden kardeşlerimizin doğrudan şehit sayılması veya şehitlere tanınan haklardan istifade edilmesi konuşulmuştur. Bu konuda verilmiş bir karar yoktur" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla bir çalışma yaptıklarını söyleyen Arınç, "Bu sosyal sigortalarda, genel sağlık sigortasına kanununa bağlı olarak yapılacak ödemleri, bu olayın vahameti ve çok sayıda kardeşimizin burada hayatını kaybetmesi ve inanıyoruz ki onlar şehittirler, onların haklarını biraz daha fazla pozitif ayrımcılığa tabi tutarak düzenleyebilir miyiz? Burada kanunen şehit sayılmalarından ziyade belki şehitlerimize özellikle geçen yıl çıkardığımız kanunla tanınan hakları burada hayatını kaybetmiş insanımız için de uygulayabilir miyiz. Netice olarak şunu söylemeliyim; bugün için bir karara varmadık. Çünkü mevcut yasa bu hakları veriyor. Ama bizim benzer olayları dikkate alarak özellikle sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortasının içerisine yeni bazı hükümler koymak suretiyle hak sahiplerinin alabileceği imkanı devlet olarak biz verebilir miyiz? Bu konuda çalışmalar Aile ve Sosyal Politikalar, Maliye Bakanlığımız ve her iki ilgili bakanlığımız tarafından süratle neticelendirilecek ve hak sahiplerini memnun edecek en azından acılarını hafifletebilecek, çocuklarının istikbalini garanti altına alacak bir düzenlemeyi umarım ki yakın zamanda sizlere açıklama fırsatımız olacak" diye konuştu.

 

'BİR MAHRUMİYET SÖZ KONUSUYSA ÇÖZERİZ'

Arınç, hayatını kaybeden bazı işçilerin eşleriyle sadece imam nikahıyla evli olduğunun bu nedenle kendilerine verilecek haklardan yararlanamayacak olmasının anımsatılması üzerine Arınç, "Bu konuda bize bir şey intikal etmedi. Ama Türkiye'nin şartları içerisinde bu da söz konusu olabilir. benim bildiğim kadarıyla hak sahipliği kavramı resmi nikahla bağlı değildir. Bunu hak sahipliği kavramı içerisine alamıyorsak bir mahrumiyet söz konusuysa çözeriz" ifadelerini kullandı.

Soma'da yaşanan maden faciasının ardından madenlerde alınacak önlemlerin sorulması üzerine Arınç, maden işkolunun çok tehlikeli iş kollarının içinde yer aldığını belirtti. Madenlere yönelik tedbirlerin de ağır ve son derece ciddi olması gerektiğini vurgulayan Arınç şöyle devam etti: "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız mevcut maden kanunun 7 maddesinde değişiklik yapılmasını öngören bir taslağı bize sundu. Ancak biz meseleye daha kapsamlı baktık. Başbakanımızın talimatıyla bu taslak üzerine çalışalım ama önemli olan bu iş kazalarını minimize edecek, hayatı çok daha iyi bir noktaya çıkarabilecek, yani çok az iş kazası bunun için alınması gereken tedbirler, yani iş veren tarafından alınması gerek tedbirler, devlet tarafından alınması gereken denetim, teftiş tedbirlerinin neler olması gerektiği birincisi. İkincisi, ileri teknoloji kullanan ülkeler, ABD, Rusya, Çin, Avustralya bunlardan birisi. Bize göre gerekli tedbirlerin alındığını düşündük, buna göre tedbirlerin alındığını düşündük. Ne zaman? 2010'da çıkan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunuyla. Baktığınız zaman ileri düzey alınması gereken bütün tedbirler yazılmış oraya. Ama bu kaza da olmuş. Yani her şey çok iyiydi, çok, mükemmeldi de bu kaza nereden çıktı. Bunun da bir sebebinin olması lazım. Dolayısıyla adli soruşturma neticesinde bilirkişi incelemeleriyle, şahit ifadeleriyle, sonradan ortaya çıkan delilerle bu iş kazasının sebebini öğreneceğiz. İyi ama 301 kişi ölmüş, buna sebep nedir. Bir illiyet bağı olmalı. Şuradan başladı, şurada genişledi. Şu tedbirler olmadığı için de bu kaza ortaya çıktı. İş veren bunu düşünmüyor olabilir. Ama ben hükümetin ülkeyi yönetiyorum ve benim kurumların bu kazaların olmaması için de bir sorumluluk taşıyor" diye konuştu.

 

'BU ŞARTLAR ALTINDA BU ÜRETİM DEVAM ETMEMELİ'

Madenlerin kapatılması konusuna da değinen Arınç, bu konunun geçmişte de söylendiğini kaydetti. Bunun gerçekçi olmayacağını vurgulayan Arınç, "Türkiye için gerçekçi bulmuyoruz. Çok samimi kanaatimi söylüyorum; mesele ekonomik açısıyla sürdürülmesi geren bir iştir" dedi. Madenlerin çıkartılması gerektiğini belirten Arınç, "Ama kesinlikle buradan çıkartacağımız 15 milyar tonluk kömür rezervi bir kişinin canının bedeli değildir. Bizim bütün bunlar çalışıyorken, bu kazaları önleyecek tüm tedbirleri almamız gerekir. Eğer bu tedbirleri alamıyorsak, her zaman 301 kişinin ölümüyle değil 10 kişinin 20 kişinin, 30 kişinin göçüktü, grizu patlamasıydı, metan gazıydı bunlarla karşılaşacaksak o zaman madenleri kapatmaktan bahsedebiliriz. Her işin riski vardır. Madende de ağır risk var. Tehlikeli çalışma sınıfında. Bir insan olarak şunu söylemeliyim; evet bu şartlar altında bu üretim devam etmemeli. Alınan bütün tedbirlere rağmen yetersizse ve ortaya çıkacak sebep de böyle basit şekilde önlenemiyorsa o zaman bizim kapatmayı bunun dışındaki tedbirleri düşünmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

 

'YUMRUK ATTIĞINI GÖRMEDİM YEMİN EDERİM Kİ BÖYLE BİR CÜMLESİNİ DE DUYMADIM'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Soma'da bir vatandaşa tokat attığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine Arınç, Başbakan Erdoğan'ın Belediye önünde bir konuşma yaptığını, konuşmaya başladığında "yuh" seslerinin, "hükümet istifa" sloganlarının atıldığını söyledi.

Arınç Başbakan Erdoğan ile o gün gün boyu beraber olduğunu anımsatarak o gün yaşananları şöyle anlattı: "Başbakanımız 'Ben sizin acınızı paylaşmaya geldim, siyaset yapmaya gelmedim' dedi. 'Hükümete bu şekilde bağırıp çağırıyorsunuz ama ben buradayım, bakanlarım burada binlerce çalışanımız burada, bizim bir eksiğimiz yok' şeklinde sözlere söyledi. Daha sonra Akhisar'a gitmek üzere araca bindik. Belediye önünden o cadde boyunca ilerliyoruz. Orada el sallayanlar oldu, alkışlayanlar oldu. Araçla giderken Başbakanımız, 'Onlarla selamlaşacağım' dedi. İnsanlar mutlu oldu. O insanların yanında yuhalayanlar oldu. O sırada araca atılanlar oldu. Başbakan 'istifa' diye bağıran topluluğun önüne geldi kızlar vardı orada. Kızlara "Size istifamı sunacağım, peki ben neden istifa edeyim?' dedi. Kızlar mahcup oldular bana göre. Onların yanındaki grup dozunu artırarak 'katiller, matiller'. Başbakanımızın 'Neden katil olayım ben' dediğini duydum. Kızlarla konuştu. Sola doğru yalpalanma oldu. Saldırgan bazı kişiler gördüm. Sola doğru bir geçiş oldu. Orada bir market varmış, Başbakanımız markete doğru girdi. Sağdan gelen 7-8 kişi bir markete doğru süratle girdiler. Ben biraz geride kaldım. Benim oradan görebildiğim ve duyabildiğim kadarıyla başbakanımız kimseye yumruk atmadı. Kendisine yumruk atıldığını söyleyen O kişide 4. kez ifadesini değiştirdi. Ne kadar itibar edilir. Ama ben bulunduğum yerden Başbakanımızın yumruk attığını görmedim. O görüntülere bakarak yorum yaparken yanlışlıklar yapıldı. Sayın Başbakanımızın bir ülkenin ismini zikrederek 'filanın filanı' yemin ederim ki böyle bir cümlesini de duymadım. Orada birinin elini tutmak için elini uzatmış olabilir. Bir başbakanın yumruk atabileceğini nasıl düşünebilirsiniz. Oraya kimseye yumruk atmak için gitmedik, milletin acısını hafifletmek için gittik."

 

'BU SORUYU SORULMAMIŞ KABUL EDERİM'

Başbakan Yardımcısı Arınç, soruşturmalar neticesinde bakanların görevden alınıp alınmayacağının sorulmasını üzerine, bakanların denetimden görevinden bahsedilebileceğini, yasal eksiklikler varsa bunların neden yerine getirilmediği sorulabileceğini belirterek, "Yarın TBMM'de muhalefet partilerinin gensoruları görüşülecek. Meclis önünde bunun nasıl bir kararla sonuçlanacağını yarın hep beraber göreceğiz. Ancak etik açıdan şuanda öyle bir şeye gerek var mı derseniz? Şuanda istifa etmediklerine göre görevlerinin başında olduklarına göre bu soruyu sorulmamış kabul ederim. İleride bakanlara ait bir eksiklik, bir hata bir kusur söz konusu olursa onu da Sayın Başbakanımız takdir eder" dedi.

 

'YERDE OLAN BİR İNSANA NİÇİN TEKME ATILIR?'

Başbakanlık Müsteşarı Yusuf Yerkel'in Soma'da bir vatandaşı yerde tekmelemesiyle ilgili sorulan bir soruya ise Arınç, "Ben de o görüntüleri izledim. Bizim arkamızdaydı, ben onu görmedim. Bu çok feci bir olay. Ben yerde görüyorum onu. Yerde olan bir insana niçin tekme atılır? Hiçbir şekilde atılmaması lazım. Taşıdığı sıfat itibariyle hiç olmaması lazım. Kendisi galiba 'Üzüntü duydum, keşke olmasaydı' diye beyanda bulunmuş. Bu olayı tasvip etmediğimi, benim gördüklerimi herkes gördüyse, herkes infial duymuş olabileceğini kabul ediyorum kim olursa olsun. Yerde yatan kişiye tekme atmış. Yerdeki kişi şikayetçi olmuş dava açılabilir. İdari yönden bir soruşturmaya konu olabilir, idari soruşturma sonucunda da onu atayan makam, kurum bunun sonucuna göre gereken yapılır" ifadelerini kullandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler