'Balyoz' sahibine iniyor!

İzmir'de “devranın döndüğü gün” yaşandı dün. FETÖ'nün kumpas davaları görülürken sanıkların, avukatlarının, mağdur yakınlarının hukuksuzlukları ayyuka çıkan mahkeme heyetlerine yaptığı “gün olur devran döner” uyarısı, Balyoz davasının Özel Yetkili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Ömer Diken, “FETÖ örgüt üyeliği” suçlamasıyla hakim karşısına çıkmasıyla gerçeğe dönüştü.

Diken'in yargılanacağı duyan Balyoz mağdurları, “1 Numara” emekli Orgeneral Çetin Doğan'dan başlayarak salonda İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yerini aldı. Girişte konuştuğumuz Doğan, oldukça sakin görünüyordu. İntikam için değil “adalet” için geldiklerini vurguladı. Balyoz yargılamalarının başında söylediği sözleri tekrarladı:
“Tarihte bu tür siyasi davalar çoktur. En son Osmanlı'nın kurduğu divanda, yargılananlar şükranla, yargılayanlar lanetle anılıyor. Sizlerin tutumu, gelecekte nasıl anılacağınızı gösterecektir.”

Bu uyarının Diken ve mahkeme heyetince dikkate alınmadığını belirterek, “Kumpas davaları zaten örgüt üyesi olduğunun kanıtıdır. Uydurma dijitalleri delil olarak kabul etmiştir” diye konuştu.

Bir diğer emekli Orgeneral Ergin Saygun, Balyoz'dan hapis yatarken kendisi gibi sağlığını yitirenleri anımsattı, “Bize bu zulmü çektirenlerin hesap verecek konuma gelmesi çok önemli. Hak ettiği cezayı almasını istiyorum” dedi.

 PEKİ HAKİM BEY!

 Salonu dolduran mağdurlar, bu kez savunma için değil, “cezalandırma” talebiyle oradaydı. Hepsi davaya müdahil olmak için onlarca dilekçe verdi. Öyle heyecanlıydılar ki, kimlik tespiti sırasında bile dava sırasında yaşadıkları adaletsizlikleri anlatmaya çalıştılar. Baştan sona ezberledikleri “uydurma delilleri” mahkeme heyetine aktarmaya hazır olduklarını bildirdiler. Dava aşamasında tutukluyken yaşamlarını yitiren arkadaşlarını andıklarında salonda duygusal anlar yaşandı. İntikam değil, adalet için orada olduklarını aktardılar. Adaletizliklerini vurgulayarak, mahkeme heyetinden Ömer Dikmen'e, “Ömer Dikmen gibi” davranmamalarını istediler. “Türk milleti adına değil, üyesi olduğu örgüt adına” yargılama yaptığını kaydettiler. Balyoz'da tasfiye edilen askeri personel yerine FETÖ elemanlarının geldiğini, onların da 15 Temmuz darbe girişimini örgütlediğini vurgulayarak, Dikmen'in yargılanmasına bu açıdan bakılmasını istediler. Çetin Doğan, “milli orduya darbeden” de cezalandırılmasını istedi. Emine Özenalp Bulut ise abisinin ölümünü anımsatarak “cinayetten” de cezalandırma talep etti.

Mağdurların, Balyoz yargılaması sürecinde Dikmen'e taktığı lakap “Peki”ydi. Çünkü sanıkların anlattıklarını dinliyor, sonra da “peki” diyerek bildiğini okuyordu. Bu kez mahkeme salonunda “yargıladıkları” ona “Peki Hakim Bey!” dedi.

BAŞI ÖNDEYDİ...

Hakim koltuğuna alışık Ömer Diken ise “tahta” sanık sandalyesinde otururken pek rahat olmasa gerek, sık sık kıpırdandı. Arkasına dönüp, yıllar önce sürekli “peki” diyerek içeri attıklarının yüzüne bakmaya çalışmadı. Elleri dizlerinde, başı çoğunlukla öndeydi. Davaya müdahil olmak isteyenlerin isteğine karşı çıkarken kullandığı “masumiyet karinesi” salonda acı gülüşlere neden oldu. Mağdurların hepsi “akademik makale” düzeyindeki suçlamaları karşısında mahkeme heyetinden savunma yazmak için “kalem” istedi. Kimbilir, yasalar elverişli olsa o kalemi belki daha önce kıracaktı!

İBRET, EMSAL, DERS

Müdahillik talebinde bulunanların avukatlarından Murat Ergün, “Biz Silivri'de de adalet istedik, burada da adalet istiyoruz. Bu davadan çıkacak sonuç ibret, emsal ve ders olacaktır” dedi. Avukatlar, terör örgütü üyeliğinin yetersiz kalacağını belirterek, örgüt yöneticiliğinden de yargılanmasını istedi.

Savcılık Balyoz mağdurlarının müdahillik talebinin kabul edilmesi yönünde görüş vermesine karşın, mahkeme heyeti, Ömer Diken hakkında Balyoz yargılaması nedeniyle yürütülen bir soruşturma olduğu, baktıkları davanın “örgüt üyeliği” olduğu gerekçesiyle bu istemi reddetti ve davayı erteledi.

Mağdurlar şimdi o davayı gözlemeye başlarken, duruşmayı izleyen CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, mahkemenin kararı ne olursa olsun Ömer Dikmen'in hakim karşısına çıkmasının önemli olduğunu vurguladı:
“Burada, geçmişteki kumpas yargılamalarını yapanların durumunu görüyoruz. Yarın Cumhuriyet gazetesindeki tutuklu arkadaşlarımız beraat ettiğinde, onları yargılayanlar da bu duruma düşecektir. Çünkü hukuk mutlaka galip gelir, adalet yerini bulur!”

Balyoz mağdurları, “devranın döndüğü günden” umduklarını bulamadı, ama “geçmişin kumpasçılarına” bugün mahkemede hesap verdirten dava, bir yandan da başta “Cumhuriyetçiler” olmak üzere gazetecileri içeri atan “bugünün kumpasçılarını” da yarınlarda hesabın beklediğini gösterdi...

.......................