Bakan Yazıcı: Elvan hepimizin cenazesidir

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı Çıldır ilçesinde yaptığı ziyaretler ardından Ardahan'a geçti. Bakan Yazıcı, partisinin seçim bürosunu ziyareti sırasında bir grup öğrenci bakana yöneticilikle ilgili soru sordu. 23 Şubat İlköğretim Okulu'nda okuyan 4 öğrenci, bakana seçim hakkında sorular yönetti. Öğrenciler, yönetenin mi sorumluluğu daha fazladır yoksa yönetilenin mi sorusuna cevap istediler.

Bakan Yazıcı, bu soruya şöyle cevap verdi:

"Biri diğerinden büyük olması gerekmez. Seçmek önemlidir demokratik bir haktır. Seçilen kişi önemlidir, geldiği yerin hakkını vermelidir. Yani seçilerek gelen insan, seçenleri temsil eder. Dolayısıyla seçilen Belediye Başkanı, Milletvekili, Bakan bulunduğu yerin hakkını verecek. Ne kadar verecek, kabiliyeti kadar. İnsanın takatinden fazlasını insanlar isteyemez. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Kasım 2002'den bu yana milletin seçerek destek ve yetki verdiği partimizin kadrolarını böyle yürütüyoruz. Gece gündüz koşuyoruz. Çünkü sorumluyuz, durmak yok yola devam diyoruz."

Başka bir öğrencinin, "Yönetici ile halk arasındaki ilişkiler nasıl olmalıdır. Bunlara katkı sağlayabilir mi yoksa katkıyı biraz azaltır mı?" sorusuna ise "Her partinin bu konudaki bakışı farklıdır. Ama bizim siyasetimizin merkezinde insan var birey var, yani biz kanun düzenleme yaparken, insan iradesi arıyoruz. Kadrolarımızı oluşturup aday adaylarını oluştururken hizmet ölçütünü dikkate almak suretiyle belirliyoruz. Dolayısıyla gündeminde her zaman halk her zaman milletin olduğu bir siyasi yapı insanı göz ardı edemez" dedi.
Bakan Yazıcı parti binasında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yürüyüşünü engellemeye çalışanların olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:

"Türkiye'nin yürüyüşünü engellemeye çalışanlar var. İş güçler var, dış güçler var, bunlara taşeronluk yapanlar var. Bunlara pirim vermemeliyiz. Önümüzdeki çok önemli projelerden biri de milli birlik ve kardeşlik projesidir. Türkiye 30 yıldır terörle mücadele ediyor. Binlerce şehit verdi. Elbette dün defnettiğimiz o genç çocuğun vefatı hepimizi üzmüştür. Polislerimiz vefat etti. Hepimiz ölene üzülüyoruz. Sonuçta taktiri ilahide olsa ölüm hepimizi üzüyor. Dünkü Berkin Elvan'ın cenazesi hepimizin cenazesidir. Ama bir yıla yakın bir süredir, Türkiye'de terörle mücadele veya teröristlerin hedefinde vefat etmiş şehit olmuş insanımızın olmaması kazanım değil midir? Bunu görmeyenler var, patavatsızca, insafsızca, vicdansızca. Bu konuda büyük bir kararlılık içerisinde olan, risk alan hükümet, partimiz ve elbette ki Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını tahkir ve tezyif etmekten utanmayanlar var. Vicdan azabı yapmayanlar var."