Avukatlar tartışınca duruşma sonlandırıldı

19 Aralık 2000’de Bayrampaşa Cezaevi başta olmak üzere 20 cezaevinde ‘'Hayata Dönüş‘' adı verilen eş zamanlı operasyonlar düzenlenmiş; düzenlenen baskınlarda 12’si Bayrampaşa Cezaevi’nde olmak üzere 32 kişi hayatını kaybetmişti. Operasyonunda görevli 39 er ve Ankara Jandarma Özel Harekât üyesi rütbeli askerlerin de aralarında bulunduğu 196 sanığın yargılandığı dava, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık ifadelerinin alınması ile devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık Mehmet Akgüç katılırken, tutuksuz sanık İdris Tataroğlu ise Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu. 

‘AMAÇ HAYAT KURTARMAK’

Duruşmada ilk olarak dönemin Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı Arama Kurtarma Taburu’nda görevli Sanık Mehmet Akgüç dinlendi. Akgüç savunmasında olay günü hastanede olduğunu akşam üzeri birliğine geldiğini söyleyerek, “Birliğe gelince ‘hazırlan göreve gideceğiz’ dediler. Yine bir afet görevi olduğunu zannettim içeriğini sorgulamadım. Birliğimle beraber olay yerine intikal ettik. Hasdal Kışlası’na geldik. Bir kaç gün orda kaldık. Bize bir takım bilgiler verildi. ‘Hayata dönüş operasyonu adı altında burda bulunuyoruz. Açlık grevinde olan insanların hayatını kurtarmak için buradayız. Onların sevki F Tipi cezaevlerine yapılacak. Durumları iyi olacak. Amaç hayat kurtarmak’ denildi. Bizler olay sırasında cezaevinin avlusunda yani dışarıda kaldık. İçeriye girmedik. İçeriden dumanlar çıktı. Kokuyu aldık” dedi. 

Akgüç’e daha sonra mahkeme başkanı ve müşteki avukatları sorular sordu. Ancak bu sorular sırasında sanık avukatları sık sık müdahale etti. Sanık Akgüç ise çok sayıda soruya "Bilmiyorum, hatırlamıyorum" diyerek yanıt verdi. Akgüç’ün yalan beyanda bulunduğunu söyleyen avukat Ömer Kavili sanığın tutuklanmasını talep etti. 

‘İNSANLARI HAYATA DÖNDÜRMEK İÇİN GELDİK’

Akgüç’ün ardından şu an Sivas İl Jandarma Komutanı olan sanık İdris Tataroğlu dinlendi. Tataroğlu, operasyon yapıldığı dönemde üsteğmen olarak görev yaptığını aktararak, “Cezaevinden insanların çıkarılması için Jandarma Genel Komutanlığı tarafından görevlendirildik. Ankara’dan Hastadal’a hareket ettik. Hareket ettiğimiz günü ve saati hatırlamıyorum. 3-4 gün kışlada bekledik. Komutanımız, ‘biz buraya insanları hayata döndürmek için geldik’ dedi” ifadelerini kullandı. Operasyona ilişkin eğitimler aldıklarını belirten Tataroğlu şunları söyledi: “O süreçte sanatçılar direnen mahkumları ikna etmeye çalışıyorlardı. Bu olaylar birkaç gün sürdü. Mahkumlar F Tipi cezaevine gitmeyi reddetti. Komutanımız, ‘Bu mahkumların kendi istekleriyle değil örgüt zorlamasıyla açlık grevinde olduklarını söyledi.’ Bir sabah Bayrampaşa Cezaevi’ne gittik. Hatırladığım kadarıyla bizi gardiyanlar alıp bir yere götürdü. Uzun bir koridordu. Baktığımızda uzun yığınaklar yapıldığını gördük. Anonslar yapılarak, insanların hayatına zarar vermeyecekleri’ vs. söylendi. PKK’li mahkumlar ‘biz bu işe karışmayacağız bizi çıkarın’ demişler. Onlar tahliye edildikten sonra diğer mahkumlar her yeri ateşe verdi. Bulunduğumuz yerdeki tüpler patladı. Gaz fişekleri atıldı. Yoğun bir ateş dumanı vardı. Koridorlardan tahliye yapamayacağımızı bildirdik. Cezaevinin duvarları kırılsın diye iş makinaları getirildi. Bulunduğumuz yerden herhangi bir tahliye yapılmadı. Akşam operasyon bitince Hasdal Kışlası’na döndük.”

TARTIŞMA ÇIKTI

Sanık Tataroğlu’na da müşteki avukatlarının sorduğu sorular nedeniyle tartışma çıktı. Mahkeme heyeti usule uygun yargılama yapılamadığını belirterek duruşmayı sonlandırdı. Ara kararını açıklayan heyet sanık Mehmet Akgüç’ün tutuklama talebini reddetti. Müşteki avukatlarının sanık İdris Tataroğlu’nun yüz yüze dinlenmesi talebini de reddeden mahkeme heyeti dinlenemeyen sanık ve tanıkların bir dahaki celse hazır edilmesine karar verdi.