Avukatın adalet çığlığı

Halkın Hukuk Bürosu (HHB) ve KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 17’si tutuklu 20 avukatın “Terör örgütü üyeliği” ve “Silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçlamasıyla yargılandığı davaya devam edildi.

Üçüncü günkü duruşmada savunma yapan tutuklu Avukat Engin Gökoğlu, cezaevinde uğradığı işkence sonucu kolunun sakat kaldığını söyleyerek, bunun sorumlusunun haklarında tutuklama kararı veren mahkemeler olduğunu söyledi. Gökoğlu, “Kolum kırıktı alçıya da alınmadı. Fizik tedavi yapmadığı için kolum sakat kaldı. Mart ayında dosyamız açıldı. Bu tarihe duruşma günü verdiniz. Kolumun sakat kalmasına sebep olan sizsiniz” diye konuştu.

Gökoğlu hukuksuzluklar ve adaletsizlikler karşısında susmayı değil direnmeyi seçtiklerini vurgulayarak “Bizler sınırların dışına çıktığımız için tutuklandık. Düzen bize sınırların dışına çıkma diyor” diye konuştu.
Aradan sonra duruşma ilk olarak Tutuklu Avukat Naciye Demir’in savunmasıyla başladı. Demir çok küçük yaşlardan beri haksızlığa karşı direndiğini belirterek ilk tutuklandığında 15 yaşında olduğunu söyledi. İddianameyle ilgili söyleyebileceği bir şey olmadığına dikkat çeken Demir, “Müvekkillerimi ziyarete gitmişim. Bir yıldır hiçbir şey olmamasına rağmen tutukluyum. Üzüldüğüm şey evladımdan ayrı kalmak. Bu iddianame cahilce hazırlanmış. Örgüt üyesi olduğuma dair bir bilgi, belge, kanıt var mı? Yok” dedi.

Tutuklu avukat Zehra Özdemir ise iddianameyi okumadığını vurgulayarak, “Yazık bu iddianame için harcanan ağaçlara. HHB avukatı olsaydım, bunu onur duyarak söylerdim ama değilim. Berk Ercan yalancıdır. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın avukatlığını ise onur duyarak yaptım” ifadelerini kullandı.

‘Çocuklarına saldırdılar’

Tutuklu avukat Ayşegül Çağatay ise savunmasında tutuklu avukatların çocuklarına yönelik saldırıların başladığını belirterek “Şükriye Erden’in kızı Merve Önem tutuklandı. Bu mahkemede yargılanıyor. Öncelikle onun tahliyesini mahkemenizden talep ediyorum. Berk Ercan’a kalırsa ben HHB’li avukatlar tutsak olunca onlar yerine avukatlık yapmışım. Keşke yapabilseydik. Ama sadece onlar için yapılan yürüyüşlere katılabildim” diye konuştu.

Verilen öğle arasının ardından duruşmada tutuklu Avukat Didem Baydar Ünsal’ın savunmasına geçildi. Hukuk fakültesine başlarken idealist olduğunu söyleyen Baydar, “Hukukun üstünlüğüne inanıyordum. Kısa süre içinde hukukun adaletle uzaktan bir akraba bile olmadığını öğrenecektim. Tutuklanmalarından kısa bir süre önce ‘tutuklanmaktan korkuyor musunuz’ sorulduğunda Selçuk Kozağaçlı şöyle yanıt veriyordu: ‘Sağlam avukatlar yetiştirdik onlar bizi kurtaracaklar.’ Sağlam bir avukat olup onları kurtarmalıydım. Tercihimi halkın avukatlarından yana kullandım. Halkın avukatları nerede bir adaletsizlik varsa orada bulunuyorlardı. Bu tercihten de asla pişman olmadım. Bizi derhal serbest bırakmalısınız” dedi.