Atiye’nin Göbeklitepe’den başlayan yolculuğu
Anadolu topraklarındaki bir kazı sırasında yapılan keşif, genç bir ressamın hayatını değiştirip, geçmişine dair sırların peşine düşmesine yol açacaktır. Başrolünü Beren Saat’in üstlendiği ‘Atiye’ 27 Aralık’tan itibaren Netflix’te izleyiciyle buluşuyor
“27 Aralık’ta, 190 ülkede, 155 milyon izleyiciyle, tüm coğrafyalarda aynı anda buluşacağız”. Bu sözler “Atiye”nin yapımcılarından Onur Güvenatam’a (OG Medya) ait. “Atiye”, muhakkak biliyorsunuz, Türkiye’den Netflix için çekilen ikinci orijinal dizi. “Hakan: Muhafız”ın ardından, bu kez bir kadın hikayesi iddiasıyla çekilen ve Beren Saat’in uzun bir süre sonra ilk kez dizi formatında izleyiciyle buluşacağı yapımın ilk kareleri çarşamba günü Soho House’da yapılan özel bir gösterimde basınla paylaşıldı. Dizinin ilk bölümünden 15 dakikalık bir bölümü de izleme fırsatı bulduk ama o kısımları henüz paylaşmaya iznimiz yok. Biraz sabır lütfen.
Soho House’daki gösterim öncesi VR (Virtual Reality / Sanal Gerçeklik) gözlükleriyle ayrıca bir sunum yapıldı. 360 derece görüş özelliğiyle ve 3 boyutlu olarak izlediğimiz bu VR sunumunda dizinin Göbeklitepe kazı alanında yapılan çekimlerinin kamera arkası görüntüleri eşliğinde oyuncular Beren Saat ve Mehmet Günsür ile yönetmen Ozan Açıktan ve teknik ekiple yapılan kısa söyleşiler yer alıyordu. İtiraf etmeliyim ki, henüz gidip görme fırsatı bulamadığım Göbeklitepe’nin bu şekilde karşıma çıkması (hatta ayağıma kadar gelmesi desem yalan olmaz) beni heyecanlandırmadı değil. Peki ama neden Göbeklitepe?
Genç ressam Atiye’nin hikâyesi gizemli bir şekilde Göbeklitepe’den başlıyor. Nasıl ve neden diye sormayın, o kısmını henüz ben de bilmiyorum. Gerçi tıpkı “Hakan: Muhafız” gibi “Atiye” de bir romandan uyarlanmış (“Dünyanın Uyanışı”, Şengül Boybaş) ve romanı okuyanlar biraz fikir sahibidir muhakkak ama ben şimdilik sizinle dizinin resmi özetini paylaşayım, sizin de genel bir fikriniz olsun:
“Genç ve güzel bir ressam olan Atiye, ailesi ve sevgilisi Ozan ile İstanbul’da sade ve mutlu bir
hayat sürmektedir, ta ki dünyanın en eski tapınağı Göbeklitepe’de yapılan bir keşifle hayatı
değişene kadar. Bölgedeki kazı çalışmalarını yürüten arkeolog Erhan, Atiye ile Göbeklitepe
arasındaki mistik ilişkiyi gözler önüne seren bir sembol keşfeder. Atiye ona bambaşka bir kapı
açan bu gizemli olayın peşine düşerek antik tapınakta geçmişini aramaya karar verir. Bu gizem
perdesi aralandıkça Atiye’nin karşısına çıkan olaylar ona geçmişle geleceği, gerçek ile ruhani
arasındaki her şeyi sorgulatacaktır.”
Meraklısına not: Az biraz daha fazla bilgi için netflix.com/thegift adresine tıklayabilirsiniz.
VR gözlükleriyle yapılan sürpriz sunumun ardından Yekta Kopan’ın moderatörlüğünde yapılan bir söyleşiye geçildi ve dizinin yapımcısı Onur Güvenatam ile birlikte dizinin iki yönetmeni Ozan Açıktan ve Gönenç Uyanık önce Kopan’ın, ardından da basın mensuplarının sorularını yanıtladılar. gerçi soruları yanıtlarken ‘spoiler’ vermeme endişesi konuşmacıları bir hayli zorladı ama yine de minik minik bazı bilgi kırıntıları toplamayı başardık. Her şeyden önce işin Göbeklitepe, Nemrut Dağı gibi bölümleriyle ilgili olarak uzman tarihçi ve arkeologlardan danışmanlık alınmış ve belli olgulara ters düşülmemeye gayret gösterilmiş. “Tabii ki bunun bir kurmaca olduğunu unutmamak lazım” diye ekliyor tam bu noktada Ozan Açıktan, her şeyin de sadece tarihi gerçeklerden yola çıkmadığını hatırlatırcasına.
Soldan sağa: Yekta Kopan, Onur Güvenatam, Ozan Açıktan, Gönenç Uyanık
Hikâyenin ana ekseninde bir kadının kendini bulma (ya da Açıktan’ın deyişiyle “Büyüme, coming of an age”) yolculuğu var. Yuvayı terk edip etmeme gibi bir durumun ortasında kaldığını ve bunun da Göbeklitepe ile tetiklendiğini öğreniyoruz, yine Açıktan’dan. Şöyle devam ediyor Açıktan: “Birisi size gelip diyor ki, şu kapını arkasında bir şey var, oraya bakarsan belki buradaki her şeyi kaybedeceksin ama oradan da başka bir şey bulacaksın. Atiye’yi tetikleyen mesele bu, hepimizi de aslında harekete geçiren aynı şey. Bunun merkezinde de bir kadın olunca tabii ki bir güçlenme öyküsüne dönüşüyor bu ve bir müjde veriyor. Çünkü müjde vermeyen öykü değersizdir sonunda.”
Oyuncu kadrosunda Metin Akdülger, Melisa Şenolsun, Tim Seyfi, Başak Köklükaya, Civan Canova, Hazal Türesan ve Meral Çetinkaya’nın da yer aldığı “Atiye” bakalım ilk sezonu zar zor geçer not alan, ikinci sezonundaysa bir hayli kötü eleştiriler alan “Hakan: Muhafız”ın ötesine geçebilecek mi? Konvansiyonel dizilere nazaran Netflix için çekilen (buna diğer dijital platformları da ekleyebiliriz) dizilerin hem çeşitlilik (fantastik, suç vs gibi türlere daha çok rağbet oluyor bu platformlarda, bu da işin heyecan verici yanı zaten) hem de süre (“Yerli dizi yersiz uzun” deyip duruyoruz yıllardır, dijital platformlar bunu da kırdı neyse ki) açısından üstün yanları olduğunu kabul etmekle birlikte, senaryo ve reji aşamalarında hâlâ biraz eksiklikler olduğunu da görmek gerek. Umalım da “Atiye” bu anlamda da çıtayı yükseğe taşısın.
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan'dan 'emekliler' açıklaması
- Mühimmat fabrikasında patlama
- AKP koridorlarında konuşulan 'erken seçim tarihi' sızdı
- 87 yaşındaki iş insanı İnan Kıraç evlendi
- Teğmenler soruşturmasında flaş gelişme
- Özel'den Erdoğan'a 'Esad' ve 'HTŞ' yanıtı
- Gayrimüslimlerin tapuları üzerinden dönen yolsuzluk
- 2 yaşındaki çocuğun 'öksürüğünün' sebebi şaşırttı
- AKP’ye katılacaklar mı?
- Bingöl'deki kazada acı ayrıntı