Ateistlere sanal dünyada da yer yok

Ateizm Tanrı inançsızlığı yönüyle biliniyor. Oysa başlı başına dünya görüşü ve tüm ateistler her konuda aynı fikirde değil. Ateizmin geçmişten bugüne yolculuğunu ve ateistler hakkındaki tabulaştırmanın sonuçlarını ve sanal âlemde yaşadıklarını ateizm.org yöneticisi Aydın Türk'le konuştuk.

Ateistlere sanal dünyada da yer yok
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.12.2010 - 22:03

Türkiye’deki önemli tabulardan biri ateizm. Elbette bunun faturası da ateistlere çıkıyor. En çok da ateizmle ilgili organizasyon çabalarında. Büyük ölçüde internet üzerinden yürüyen Türkiye ateizm hareketleri hakkında ateizm.org sitesinin yöneticisi Aydın Türk’le konuştuk. Kendisi şu an yurtdışında yaşıyor ve ateistlerin sırf Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde kabul görmediğini söylüyor.

- Ateizmin ortaya çıkışıyla ilgili kısa bir özet geçebilir misiniz?

- Ateizm terimi 16. yüzyılda kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen, Tanrı ya da Tanrıların olmayabileceği fikri, ateizmin kendisi kadar eskidir. Ateizmin açık kabulü ancak 18. yüzyıldan sonra yaygınlaştı. Fakat felsefi açıdan ateist fikirlerin Asya ve Avrupa’da filizlenmeye başlayışı İsa’dan Önce 6. yüzyılı bulur.

- Çocukluktan itibaren Tanrı kavramıyla nasıl tanıştınız ve buna yönelik şartlanmalardan nasıl sıyrıldınız?

- Tanrı kavramı toplumun ve kültürün o kadar ayrılmaz bir parçası ki, ilk olarak nasıl tanıştığımı hatırlamıyorum bile. Tek hatırladığım Tanrının olduğu fikrinin hiç sorgulanmadığı. Lisede oluşmaya başlayan şüphelerin olgunlaşıp yerini net bir ateizme bırakması üniversite yıllarıma denk gelir. Ateizmimi perçinleyen olay, Kuran’ın Türkçe tercümesini baştan sona okumam oldu. Bana göre bu kitabın ilahi olmadığı, çok eski zamanların bakış açısını ve dünya görüşünü yansıttığı açık. Bu yüzden insanlara Kuran’ı okumalarını biz öneriyoruz daha çok. Bakın İslamcılar o kadar önermez insanlara Kuran’ı okumalarını. Hatta caydırmaya yönelik yorumlara daha çok rastlanır. “Çok derindir, herkes anlamaz” derler, “abdestsizken dokunulmaz, yüksek bir yere asılmalıdır” gibi başka psikolojik engeller de koyarlar.

- Tanrıya yönelik şartlanmalar insanların bakış açısını ne derece etkiliyor?

- En çok dikkatimi çeken, insanların farklı dinlerin ya da felsefi düşüncelerin bakış açılarının bir seçenek olabileceğinin bile farkında olmamaları. Çok sorulan “ya varsa” sorusu tamamen dünya üzerindeki binlerce dinin ve inanç sisteminin bir alternatif yerine bile konulmamasına dayanıyor. Ortada sadece iki seçenek varmış gibi davranırlar. Ya bizim bakış açımız, ya da kendi inançları.

- Türkiye’de ateistlere pek iyi gözle bakılmadığı gerçek. Bugüne kadar ateist hareket Türkiye’de nasıl bir yol izledi ve bundan sonra ne gibi çalışmalar yapacaksınız?

- Türkiye’de Turan Dursun ve İlhan Arsel gibi birkaç isim dışında açık ve net bir ateizmden bahsetmek zor. Onların ki de felsefi ateizmden çok, İslam dininin eleştirisi düzeyinde kalmış fikirlerdir. Konunun bilimsel ve felsefi boyutuyla da ilgilenen, aktif ve organize bir harekete ise sadece internette rastlanmaktadır. İnternet yaygınlaşmaya başladığından beri, insanların isimsiz ve özgürce yazabilecekleri, fikir beyan edebilecekleri sanal ortam, toplumda konuşulması zor olan bu tür fikirlerin özgürce tartışılabilmesine imkân sağlamıştır. “Ateistforum”da sıkça dernek ya da dergi gibi fikirler tartışılmasına rağmen sonunda henüz bu tür projeler için erken olduğu sonucuna varılmakta ve bu tür fikirler hayata geçirilmemektedir.

- Bugüne kadar ateist olmanız sebebiyle yaşadığınız baskılar nelerdir?

- Şahsi olarak bir problem yaşamadım. Gerek Türkiye’de yaşadığım yıllarda çevremdeki insanların tepkileri, gerekse yakın çevremden gördüğüm tepkiler olumsuz değildi. Fakat siteyle ilgili olarak çok problem yaşadık. Bunların en yaygını, hacker’ların sanal dünyadaki dijital saldırıları. Zamanla bu problemlerle başa çıkmayı öğrendik. Hazırlıklı olmadığımız problem, mahkeme yoluyla resmi site kapatma ve engelleme eylemleriydi. Malumunuz, Türkiye’nin sicili internet sansürleri konusunda pek iyi değil. Bu konudan en çok payını alan siteler arasındaysa ateist içerikliler var. Özellikle Adnan Oktar ve ekibi bu konuda neredeyse internette bir savaş açtılar. Uyguladıkları yöntem söz konusu sitede kendi şahısları adına hakaret bulunduğu ithamıyla mahkemeye başvurmak ve kendilerine sempati duyan savcı ve hâkimler yoluyla ihtiyati tedbir kararı çıkartmak. Fakat genelde söz konusu siteler amatörce kurulmuş olduğundan ve site sahibi hem ateist bir sitenin temsilcisi olarak gözler önüne çıkmak, hem de avukat tutup bu işlere para harcamak istemediği için siteler kapalı kalmaktadır. Ateizm.org ilk kapatıldığında bizim başımıza gelen de o olmuştu. Sitenin kapatılması konusunda internette uluslararası düzeyde bu konuya dikkat çekmeyi başardık. Bu yüzden farklı bir adresten devam ettiğimiz yayınımızın ikinci kapatılmasından önce, bu sefer Adnan Oktar’ın avukatından sitede bulunduğunu iddia ettikleri hakaretlerin kaldırılması konusunda resmi bir talep aldık. Fakat bahsettikleri mesajların sitenin neresinde bulunduğunu bilmediğimiz için kendilerinden link istedik. “Forumumuzun hangi sayfasında bu ifadelerin yer aldığını bildirirseniz, biz de hakaret olduğuna hemfikir olursak kaldırırız” dedik. Linkleri bildireceklerine dair cevap yazdılar ama bildirmediler. Kısa süre sonra da o yeni domain adresimizin de engellendiğine tanık olduk.

- Sizce insanların bu kadar dine ve tanrı kavramına bağlı olmasının sebebi nedir?
 

- Bunun sebebi bana göre dinin birleştirici ve cemaat oluşturucu bir rolü olmasıdır. İnsanlar yaşadıkları topluma ve topluluğa olan bir aidiyet duygusunu din yoluyla yaşıyorlar ve dinler bu konuda çok başarılı. İnsanlar da zaten genellikle bilimsel ve mantıksal akıl yürütmeler sebebiyle değil, çevrelerindekilere uyma güdüleri sebebiyle dinlere inanmaktadırlar.


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler