Antalya'da su çalıştayı başladı

Antalya Büyükşehir Belediyesi Su ve Atıksu İdaresi (ASAT), TÜBİTAK ve Akdeniz Üniversitesi tarafından ASAT Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Su Çalıştayı''na kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerden uzmanlar katıldı.

Çalıştayın bugünkü bölümünün ardından yapılan açıklamada, üç yıl önce uygulamaya konulan ''İçme Suyu Dağıtım Şebekelerinde Optimum Klorlama Uygulamalarının Matematiksel Modeller Kullanılarak Gerçekleştirilmesi ve Dezenfeksiyon Sistemlerinin Yönetimi'' projesiyle ortaya çıkan bilgi birikimi ve deneyimlerin tüm kamu kurum ve kurumlarınca paylaşılması gerektiği üzerinde görüş birliğine varıldığı ifade edildi.

Açıklamada, özellikle su dağıtım şebekelerindeki bakteriyolojik su kalitesinin kontrolü, sağlıklı ve güvenilir su temini amacı ile klor kullanımının yaygın olduğu hatırlatıldı.

Klorun her büyüklükteki içme suyu dağıtım şebekelerinde uygulanabildiği belirtilen açıklamada, dozunda kullanılmadığı zaman riskleri de beraberinde getirdiğine dikkat çekildi. Açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Klor, suda bulunan organik, inorganik maddeler ve şebekelerde kullanılan boru malzemesi ile reaksiyona girmekte ve azalmaktadır. Bunun yanı sıra özellikle yüzey sularından temin edilen içme ve kullanma sularında mevcut olan doğal organik bileşikler, klor ile reaksiyona girdiklerinde kanserojen etki yaratan dezenfeksiyon yan ürünleri oluşabilmektedir. Şebekede klor konsantrasyonun sürekli kontrol edilmesi ile istenmeyen ve aşırı seviyedeki yüksek klor konsantrasyonları ile klorun bozunarak tamamen yok olmasına bağlı sağlık risklerinin azaltılması sağlanabilmektedir.''

İçme suyu şebekelerindeki su kaybının önemine işaret edilen açıklamada, konunun büyük ölçüde yerel yönetimlerin görev ve sorumluluğunda olduğu vurgulandı.

Açıklamada, çalıştayda hızlı nüfus artışına paralel olarak su kaynaklarına olan talebin artmasıyla su kaynaklarının sürdürülebilir ve verimli kullanımının kaçınılmaz ihtiyaç haline geldiği kaydedildi. Aşırı ve bilinçsiz su tüketiminin, su dağıtım şebekelerinin yetersiz ve sağlıksız oluşu nedeniyle kullanılır su miktarında kayıplar yaşandığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
''Su kayıpları özellikle yağışların az olduğu ülkelerde tüketilen suyun yenilenememesine neden olmakta ve su fakiri ülkelerdeki su rezervleri giderek azalmaktadır. Günümüzde su kaynakları bir taraftan evsel ve endüstriyel atık sularla kirletilirken, diğer taraftan büyük zahmet ve masraflarla temin edilen su, kullanıcılara ulaşıncaya kadar zayi olmaktadır. Su kaynaklarının boşa harcanmadan verimli şekilde halkın ihtiyacına sunulması, suyun işletilmesinde en büyük amaçtır. Şebekelerdeki su kayıpları, su kaynaklarının boşa harcanmasına sebep olan faktörlerden biri olup, ülkemizde olduğu kadar diğer ülkelerde de üzerinde önemle durulan araştırma konularından biridir. Ülkemizde ve gelişmekte olan pek çok ülkede şebekedeki su kayıpları yüzde 50 ve üzerindeki oranlara ulaşmaktadır.''

Çalıştay yarın sona erecek.