Amerikan ruhunun özü

‘Amerikan ruhunun özü sert, metin, yalnız ve katildir. Bu ruh şimdiye dek hiç yumuşamadı’ D.H.Lawrence.

Scott Cooper, dramatik westerni Hostiles’ı (Vahşiler/ 2017) D.H.Lawrence’in bu sözleriyle başlatıyor. Açılış sekansındaki düşsel dinginlik ve güzellik izleyiciyi adeta büyülüyor ama bu dinginliğin sürmeyeceğini hemen kavrıyorsunuz. Rosalie Quaid (Rosamund Pike) iki kızına ders veriyor, yeni doğan bebeği ise kundakta. Kocası dışarıda çalışıyor. Uzaktan Komançilerin yaklaştığını görüyoruz. Bugüne dek yapmadığı bir şekilde Cooper bize acımasız, çok sert, ürpertici bir katliam izletiyor. bu sekansın ardından Amerikan süvari birliği ailesinin gözü önünde bir kızılderiliyi ata bağlayıp yerlerde sürüklüyor. Birliğin başındaki Yüzbaşı Joseph Blocker (Christian Bale) bu olayı tepkisizce izliyor.

Yıl 1892, Amerika’nın batısı. Joseph Blocker 14 yaşından beri vatanı için savaşıyor, Kuzey-Güney savaşını görmüş, Kızılderililere karşı savaşmış, en yakın dostlarının yerliler tarafından katlediğine tanık olmuş, Tüm bunların ardından ırkçı, önyargılı bir askere dönüşmüş. New Mexico’daki Berringer Kışlası’na avladıkları kızılderilileri getiriyor. Boş zamanında Julius Sezar’ın düşüncelerini okuyor. Bir gün kendisine yedi yıldır tutuklu olan Cheyenne Şef Sarı Şahin (Wes Studi) ve ailesini doğum yeri Montana’ya götürme emri veriliyor. Hasta ve yaşlı Sarı Şahin son nefesini kendi topraklarında vermek istiyor.

Başkan Harrison’ın emrini önce yerine getirmek istemeyen Bolcker sonunda kabul ediyor. Yorgun, ruhu yaralı, savaşın Insanı insanlıktan çıkardığını çok iyi bilen Yüzbaşı Joseph Blocker, askerleri Metz (Rory Cochrane), Kidder (Jesse Plemons), Woodsen (Jonathan Majors), Dejardin (Timothée Chalamet) ile birlikte Sarı Şahin, oğlu Siyah Şahin (Adam Beach), Geyik Kadın (Q’orianka Kilcher) ve torunu Küçük Ayı’yı (Xavier Horschief) Montana’daki Ayılar Vadisi’ne götürmek üzere yola çıkıyor.

Şiddetten nefret ettiğini vurgulayan Scott Cooper, yol boyunca karakterlerini ürkütücü, korkunç olaylarla karşılaştırıyor, hepsi duygusal ve psikolojik değişimlere uğruyor. Hepsi daha iyi bir yaşamın peşinde, zulümü, işkenceyi, ölümlerle, kayıplarla dolu bir geçmişi geride bırakmak istiyor, kendilerini yeniden yaratmak istiyorlar. Katile dönüşmüş, suç işlemiş bu insanlar yeniden insan olmak istiyorlar.

Joseph Blocker karmaşık bir karakter. O kadar çok yerli öldürmüş ki sonunda buna alışmış. O kadar çok katliam görmüş ki insanlıktan çıkmış. Görevimi yaptım, yapıyorum derken bile içinde bir şüphe barındırıyor.

Yolu süvari birliğiyle kesişen Rosalie Quaid insan ruhunun dirençli, boyun eğmez gücünü simgeliyor. Rosalie, Joseph’e -Tanrı’ya inanıyor musun Joseph ?- diyor. –İnanıyorum Bayan Quaid ama Tanrı uzun zamandır burada olanları görmezden geliyor- diyor Joseph. Rosalie, Joseph’e –İnancım olmazsa geriye ne kalır. Tanrı’nın zorlu yollarına hiçbir zaman alışamıyacağız. Ölümün kesinliğine imreniyorum- diyor.

Donald Stewart’ın The Hunt for Red October, Clear and Present Danger adlı el yazılarını senaryolaştıran “Birbirimizi anlamalıyız, önyargılı olmamalıyız, kişisel aydınlanmayı aramalıyız, uzlaşmalıyız. Amerika karanlık ve tehlikeli bir yola saptı, bu beni korkutuyor. Irksal ve kültürel bölünme ülkeyi ayırıyor” diyen Cooper, The Hostiles’ı gerçekleştirirken John Ford, Howard Hawks, Anthony Mann’dan etkilendiğini belirtiyor. “Tinsel belirsizliği ve tinsel karmaşayı severim” diyen yönetmen dramatik westerninin bugüne dek yaptığı en sert filmi olduğunu da irdeliyor.

Crazy Heart (2009), Out of the Furnace (2013), Black Mass (2015) filmlerinin yaratıcısı Scott Cooper’ın yazıp yönettiği, Christian Bale, Rosamund Pike, Wes Studi, Jesse Plemons, Adam Beach, Rory Cochrane, Paul Anderson, Peter Mullan, Ben Foster, Q’rianka Kilcher’in oynadığı, merhamet, suçluluk, vicdan, görev, önyargı,inanç temalarının sorgulandığı The Hostiles (Vahşiler/ 2017) gösterime girdi.