Altın değerinde galibiyet

Önce bu zeminde futbol oynanmasına izin Türkiye Futbol Federasyonu’nu kutlamak gerek; marka değeri nasıl plastik çay markasına çevrilir onun peşindeler sanırım.

Altın değerinde galibiyet
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.01.2021 - 19:32

Balçık deseniz balçık değil, zımpara deseniz zımpara değil, futbolcu bazı yerde betona basar gibi yükleniyor sahaya, bazı yerde biraz ağırlığını verdi mi, bileğine kadar çamura gömülüyor.

Malatyaspor, transferde kimi alacağını düşüneceğine önce milyonlarca lira ödediği futbolcularının ve tabi ki rakip futbolcuların, hatta hakemlerin sağlığını öncelesin, şu zemini bir bakıma alsın.

Bu sahada top falan oynanmaz!

Maça gelince; altın değerinde 3 puanlar vardır; onlardan birini aldı Galatasaray, Malatya deplasmanında.

Yanılmıyorsam 12 gün önce kupada karşılaşıp yedikleri golün karbon kopyasını bu kez genç kaleci Abdulsamed’e attılar.

Bu zeminde doğru dürüst oynanamayacağı için uzaktan atılan şutlarla, karambol topları ve frikikler belirleyici olacaktı, nitekim Babel, kalçadan çıkardığı şutla Galatasaray’ı 3 puana taşıdı.

Futbol yoktu, ama maçın içinde zaman zaman mücadele üst düzeye çıktı.

O yüzden de skor 88 dakika boyunca 0-0’a kilitlenip kaldı.

Elbette 2 maçtır Muslera ile oynamak Galatasaray’a farklı bir özgüven getirmiş; çünkü hava toplarında stoperlere güvenmiyor, kendi çıkıp yumruğu basıyor meşin yuvarlağa. Ayrıca rakipler de çekiniyor. Örneğin ilk yarıda Acqua kafayla topa kaleye gönderirken nasıl vursam telaşına düştü, zamanlama hatası yaptı. Keza karşı karşıya pozisyonlarda da Muslera rakipleri korkutuyor.

Muslera’nın dışında Fatih Terim’in Donk tercihi bu tip ağır zeminde çok yerindeydi. Hem sakin, hem topu bir şekilde arkadaşlarına aktarıyor. İşin estetiğine kaçmadan oynuyor topunu.

Ağır zemin dedik ya Galatasaray’ın son haftalardaki flaş ismi Feghouli sanırım bu zeminin kurbanı oldu. O çıkınca da tüm yük Belhanda-Arda’ya bindi, ama ağır zemin iki oyuncu için de gerçekten çok ağırdı. Sakatlık riskini almadı Fatih Terim, Sekidika-Kerem kozlarını oynadı. İkisi de hızlı; uzun toplara hamle yaparlar diye düşünmüş olsa gerek. Bir de Ömer katılınca oyuna kaos futbolu sahne aldı.

Nitekim golde Babel’in vuruşu öncesi Kerem ve Ömer’in çabaları var. Gol öncesi Emre Kılınç’ın rakibiyle giriştiği ikili mücadelede faul yapıp yapmadığı ise VAR tarafından incelenmedi, hakem sanıyorum karşılıklı mücadele olarak yorumladı.

Bu gol de maçın yazgısını çizdi.

Malatya için pek bir şey söylemek gelmiyor içimden. Alamadıkları paralar, çıkmadıkları idmanlara rağmen mücadele ettiler, ama motive değillerdi. Bitiricilikten yoksundular.

Adil Gevrek yönetimi bir an önce önlem almazsa işleri zor.

Evet, Galatasaray ligin ilk yarısını az hasarla bitirdi; az hasarla derken kayıp puanları kast ettim. Yoksa Diagne, Falcao, Oğulcan, Feghouli, Muslera’nın uzun süre oynamaması zaten dar kadrolu bir takım için yeterince kayıp. Şimdi kısacık devre arasında Galatasaray birilerini alır mı, orta alana, forvete çare bulur mu bilinmez, ama Halil ile ONyekuru’nun da bu yoğun maç trafiğine yetmeyeceği kesin...