Almanya Cumhurbaşkanı'ndan demokrasi dersi
Almanya Cumhurbaşkanı Gauck: ‘Türkiye’deki gelişmeler beni korkutuyor’.
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, ODTÜ’de yaptığı konuşmada, Türkiye’deki gelişmelerden korktuğunu söyledi. Gauck, Türkiye’deki gelişmeleri “özel kaygı” ile izlediğini belirtirken,“Demokrasinin diyaloğa ihtiyacı vardır. Kamuoyunda kullanılan dilin zehirlenmesi ve düşman imajının yaratılması toplumsal alana zarar verir” dedi. Doğu Almanya’nın özgürlük mücadelesinde etkin rol alan Gauck, mesajını neden özellikle ODTÜ’den verdiğini “Yerleşkenizin açık ve liberal görüşlerin yeri olduğunu duydum” sözleriyle ifade ederken, Gezi Parkı protestolarında yaşamını yitirenleri de andı. Gauck’un ODTÜ’deki konuşmasından satırbaşları şöyle:
Neyin hukuk olduğunu bilirim: Sizler için Almanya’da ne olduğu nasıl önemsiz değilse, bizler için Türkiye’de ne olduğu önemsiz değil. Bu yüzden kaygı duyduğum bir noktaya değinmek isterim. Almanya’nın 1989 yılına kadar Sovyetler Birliği’nin etki alanına giren bölgesinde büyüdüm. 50 yaşıma kadar neyin hukuk ve neyin hukuksuzluk olduğuna komünist bir partinin karar verdiği sistemde yaşadım.
Özel kaygıyla izliyorum: Demokrasinin sağladığı kazanımı yaşama tecrübesinin etkisiyle herhangi bir yerde hukuk devletini ve birçok ülkede denenmiş olan kuvvetler ayrımını kısıtlama eğilimini gördüğüm zaman bunu özel bir kaygı duyarak izlerim. Dolayısıyla bugün burada hükümetin hoşuna gitmeyen çok sayıda savcı ve polisi yerinden alışı çarpık gelişmeleri aydınlatmalarına engel olur. Hükümet kararları kendi lehine etkilemeye veya hoşnut olmayacağı kararlardan kaçınmaya çalışırsa yargı bağımsızlığı hâlâ güvence altında olur mu, diye soruyorum.
Söylediklerim içişlerine müdahale değil: Kimi Türk vatandaşı ve kimi Türk siyasetçi bu tarz eleştiriyi kabul etmekte zorlanabilir. Kimisi haksız ya da istenilmeyen bir eleştiri olarak geri çevirebilir. Beni lütfen yanlış anlamayın. İfade ettiklerim içişlerine müdahale değil, eşit düzeyde paylaşım arzusu. Söylediklerim totaliter bir devlette uzun yıllar edinmiş olduğum deneyimler sonucunda demokrasinin savunucusu bir vatandaşın duyduğu kaygılardır.
Sesimi yükseltirim: Bir demokrat olarak kendi ülkem olmasa da ne zaman hukuk devletinin tehlike altında olduğunu görsem o zaman sesimi yükseltirim. Sesim insanlar içindir; onurları, özgürlükleri ve fiziksel dokunulmazlıkları içindir.
Tarihi tabular yıkılmaya başladı: Türkiye’de ordunun siyasete etkisi geriletildi. Kürtlerle diyalog sürecinin başlamasıyla çatışma sayısı azaldı. Ermeniler ve Kürtlere karşı yapılan haksızlıklara ilişkin tarihi tabular yıkılmaya başladı. Erdoğan, Ermeni kurbanların yakınlarına yönelik acılarını paylaştığını ifade etti.
MİT ve Gezi vurgusu: Son zamanlarda birçok kişinin demokrasiye tehdit oluşturduğu şeklinde algıladığı bir yönetim üslubundan ötürü hayal kırıklığı, burukluk ve öfke ifade eden sesler de duyuyoruz. Örneğin insanların nasıl bir yaşam tarzını benimsemeleri gerektiğine ilişkin bir müdahale söz konusu olduğunda, hayatları üzerinde daha güçlü bir gizli servis kontrolü amaçlandığında, sokak protestoları zor kullanılarak bastırıldığında hatta bu yüzden insanlar canından olduğunda...
Beni korkutuyor: İtiraf ediyorum; bu gelişmeler beni korkutuyor. Özellikle de fikir ve basın özgürlüğü kısıtlandığı için. İnternet ve sosyal iletişim ağlarına erişimin kısıtlandığı, eleştirel bakış açısına sahip gazetecilerin işten çıkarıldığı hatta yargılandığı, gazetelere yayın yasağının getirildiği ve yayıncıların hukuki baskı altına alındıkları zamanı yaşıyoruz. Oysaki kapsamlı şekilde bilgilendirmek ve bilgilendirilmek özgür ve demokratik toplumun iki ana şartıdır. Ancak bu sayede çarpık gelişmeler aydınlatılabilir ve hükümetin eylemleri kontrol edilebilir.
Protesto uyarıcı sinyaldir: Protesto uyarıcı bir sinyaldir. Vatandaşların kendilerini birer emir kulu olarak algılamamaları ülke refahına hizmet eder. Türkiye vatandaşları ülkelerinin kaderini şekillendirmek için ortak hareket etmeye hazırlarsa bu olgunluk işareti olarak övgüye şayandır. Demokrasinin bu angajmana ihtiyacı vardır.
Zorla müdahale olmaz: Demokrasi ötekine saygı gerektirir. Kimsenin hayat tarzına zorla müdahale edilemez. Kimsenin dinin kamusal alanada uygulamasına engel olunamaz. Almanya da bu saygıyı öğrenmek zorundaydı. Demokrasinin diyaloğa ihtiyacı vardır. Kamuoyunda kullanılan dilin zehirlenmesi ve düşman imajının yaratılması toplumsal alana zarar verir.
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!