Aksakoğlu 3 aydır tecritte: Evimizde kocaman bir kaya var
İş insanı Osman Kavala’nın da tutuklu olduğu Gezi soruşturmasına dahil edilen Yiğit Aksakoğlu, 3 aydır Silivri Cezaevi’nde tecritte.
Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu, yaklaşık üç aydır Silivri Cezaevi'nde tek kişilik hücrede tutuklu. Beş yıl öncesine ait telefon konuşmaları, Gezi direnişiyle ilgiliymiş gibi gösterilerek tutuklandı. Aksakoğlu'nun eşi Ünzile Aksakoğlu, "Tecrit ona ağır geliyor. 'Sadece kendi sesimi duyuyorum' diyor. Konuşmaya ihtiyacı var. Defalarca dilekçe yazdı ama yanıt verilmedi" diyor.
- Biri üç, biri yedi yaşında iki kızınız var. Bu durumu biliyorlar mı?
Bir hafta sonra psikolog desteğiyle söyledim. Büyük bir yanlış anlaşılma var ve o yanlış anlaşılma giderilene kadar babanızı orada tutmak istiyorlar. Sabırla bekleyeceğiz dedim.
-Tepkileri nasıl oldu?
Özellikle büyük kızım panik oldu. Şu çok çarpıcıydı. 'Abiler babanı iş için götürmemişler, ben de yeni öğrendim' diye konuşmaya başladım, 'Babam öldü mü?' diye sordu. 'Hayır, hayır'dedim hemen. 'Oh tamam' yaptı. Dinleme moduna geçti. Dramatik değil de, şaşkınlık veren hızlı bir diyalogtu.
"Her mektupta birbirimize 'ya sen çok güçlüymüşsün', 'hayır sen çok güçlüymüşsün' gibi pohpohlamalarımız var. Geçecek bitecek onu biliyorum. Birileri eninde sonunda anlayacak. Neden bu adamı tutalım ki diyecekler. Tatlı, muteber, adresi, işi belli. Ne zaman bilmiyorum ama..."
-Cezaevine ziyarete gidiyorsunuz birlikte...
Ayda bir hep beraber açık görüşe gidiyoruz. Çok erken bir saatte. Hiç arıza çıkarmıyorlar. Bazen hadi içeri girelim üşüdük diyorlar. Kızlarım gibi çok fazla çocuk var. Ben her Çarşamba kapalı görüşe tek gidiyorum. Salı akşamı 'ne diyeyim babanıza' diye soruyorum. Beraber babalarına götüreceğim fotoğrafları seçiyoruz.
-Ne düşünüyorsun tutuklama kararıyla ilgili?
Böyle bir şeyi hiç beklemiyorduk. Yiğit, belediyelerle, üniversitelerle, 0-6 yaş arası çocuklarla ilgili hak temelli çalışan birisi. Çok büyük bir yanlışlık var ve akşam gelecek diye bekledim. Gün geçtikçe o kadar da kolay olmadığını, gazeteyi açıp göz gezdirdiğimiz haberlerden birisi olduğunu gördüm. Koca bir kaya evimizin ortasında duruyor. Her anlamda. Her gün o kayanın yanından dolaşıp yaşamaya devam ediyoruz. Sabahları büyük kızımı Yiğit bırakırdı. İkisini birden bırakmayı denedim yapamadım. Gündelik hayatımızın basit parçaları bir anda çözmem gereken paketler olarak karşıma çıktı.
-Sonrası için ne düşünüyorsun?
Öncelikle o da ben de anlamak istiyoruz. Neden? Neden sabah o saatte evimize gelindi. Neden baskın? Neden çağırmadılar. Hiçbir şey söylemediler alıp götürürken. Neden tutuklu yargılamak istiyorlar? Yiğit'in istediği tek şey bizimle evde olmak. Suç varsa ki yok onu evimizdeyken yargılayabilirlerdi. Neyle suçlandığını anlamak istiyoruz. Onu da bilmiyoruz. Ben hala çok büyük bir şanssızlık geldi bizi buldu ama bitecek diyorum.
-Tutuklama kararını duyunca ne hissetmiştin?
O kısmı çok acıklıydı, hayatım boyunca hiç unutmayacağım bir sahne. O Cumartesi 16 kişiyle ilgili sürekli haberler geliyordu. Onu bırakmışlar, onu da bırakmışlar diye. Yiğit'in sorgusu çok uzun sürdü. 3 kişi adliyeye sevk edildi Yiğit dahil. Birincisi serbest, ikincisi serbest. Bekleyenleri çok seviniyor. İyi haberi alıp bir yerlere doğru uzaklaşıyorlar, sen beklemeye devam ediyorsun. Sonra tutuklandı haber geldi. Çöktüm, kalkıp yürüyorum yine...Sanırım üç kere yere çöktüm. Nasıl söyleyeceğim kızlara diye düşünüyorum... Hastane önünde beklercesine bir yıkıntıyla eve döndüm. Şu an ağır gelen o çöktüğü anda yanında olamamak. Evlilik dediğin şey o çöktüğünde kaldırabilmek bence.
- O nasıl?
O da tutuklama kararını duyunca düştü ama Silivri'de rutinini daha ilk haftadan oluşturdu. Sadece yalnız olma hali ağır geliyor ona. Kızlara mektup gönderiyor. Leyla'nın hep özlediği şey babasının omuzunda olmak. Leyla'yı omuzuna oturtmuş çiziyor, söyle bakalım nereye gidiyoruz yazıyor. Deniz'e başka bir şey. Kızlar da yanıtlarını hazırlıyorlar. Ya haftada on dakikalık telefon hakkımızda söylüyorlar. Ya da onlar bir şeyler karalıyorlar. Hayatımıza mektup geldi.
Umut etmekten vazgeçmiyor Yiğit Aksakoğlu, son mektubunda şöyle yazdı: Basına ve kamuoyuna, Yiğit Aksakoğlu |
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul’da yaşam kalitesinin yüksek olduğu 10 semt
- Özel'den Erdoğan'a 'Kılıçdaroğlu' yanıtı
- Sorular sızdı, sınavlar iptal edildi!
- Karadeniz'de şiddetli deprem
- Eşini ve 8 yaşındaki kızını katletti, intihara kalkıştı
- Tonlarca patates toplatılıp imha ediliyor
- Köprü ve otoyol geçiş fiyatlarına zam!
- Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat'a gözaltı kararı!
- Bakanlık, 'cayma hakkı' için tarih verdi
- 'Gelen heyete de söyledim...'