Acı hiç mola vermedi

Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’teki yobaz saldırıda yaşamını yitiren ozan Nesimi Çimen’in oğlu Mazlum Çimen, “2 Temmuz Madımak Katliamı’ndan sonra acı, mola vermedi hiç bu ülkede” dedi.
Mazlum Çimen, 2 Temmuz kırımına ilişkin Cumhuriyet’in sorularını şöyle yanıtladı:

Kıyım dediler, yangın dediler, öldürüm dediler. Evreni yalın ve çıplak algılayanlar için, bu sözler karşılar mı 2 Temmuz’u?
Hiçbir sözcük ya da tanımlama 2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı’nı açıklamıyor, karşılamıyor. Ya da ben henüz karşılayacak bir sözcükle karşılaşmadım. Bunu bire bir acı kaynağı olan kişi olarak söylüyorum, duygusal bağların hâkim olduğu bir hissiyatla değil. Evet, çok şey söylendi, çok şey yazıldı; ama yetmedi. Dava zamanaşımına uğramasaydı, ama adil olarak sonuçlansaydı, belki o sonucun içinden karşılayacak bir sözcük türetebilirdik... Madımak Katliamı, benim için ayrıca bir çocuk katliamıdır da bir bakıma. Katledilenlerin yaş ortalamalarına bir bakın...

Giden gelmiyor, yiten yetmiyor bu memlekette. Sığlarda sağ kalanlar mı hep belirleyici olacak? Hep yanacak mı insanlık?
Şimdi bir oksijen aldı gibi ülke: Bu ne kadar devam eder, bilemiyorum. Bu olumlu hava ne kadar eser, kestiremiyorum. Sadece umuyorum, diliyorum, çünkü dönüp baktığımda ülkemizde böyle olumlu süren bir ortam, bir dönem hatırlamıyoruz. “Huzur İslamda” gibi bir slogan vardı bir ara. Bana huzurun hüküm sürdüğü bir İslam coğrafyası gösterebilir misiniz? İnsan insanın kurdudur derler. Sanıyorum bu en çok bizim için geçerli. İslamın olduğu yerde ne acı ki Müslüman, Müslümanın kurdu olmuş. En azından 2 Temmuz Madımak Katliamı’ndan sonrasına bir bakın. Acı mola vermedi, ara vermedi hiç bu ülkede..

Nesimice “dağlara, taşlara, ovalara; canlıya, cansıza, sahraya” baksak ne görüyoruz bugün?
Nesimi’nin gözünden baktığımızda gördüğüm şu: Dağ, taş, hava, su, gök, yer neresinden bakarsam; acı, keder, gam, zulüm ana tema. Hüzün yüklü her geçen ve gelecek olan gün. En yüce değerin aşk ve insan olduğunu anlamadığımız, anlayamadığımız sürece Nesimi’nin gözünden hep bunu göreceğiz...