Abdüllatif Şener: Başbakan yolsuzluk labirentlerinde yürüyor (21.01.2014)

Abdüllatif Şener, Gaziantep Düşünce Grubu'nun davetlisi olarak geldiği kentte 'Türkiye Siyasi Gündemi' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Grand Otel'de düzenlenen ve çok sayıda kişinin takip ettiği konferansta AKPhükümeti ve Başbakan Erdoğan'ı eleştiren Abdüllatif Şener, kendisinin kabinede yer aldığı dönemde yapılan yanlışlara karşı mücadele verdiğini anlattı.
AKP'den ayrıldıktan sonra yazdığı kitapta yaşadıklarını anlattığını hatırlatan Şener, şöyle konuştu:



Herkes bakıyor genel başkan ne diyecek, ne buyuracak diye. Genel başkan hırsızlık yapınca bütün kadrolar hırsız oluyor. Putperestlik bu işte. Nasıl olur da 5 vakit namaz kılan, her gün camiye giden, bu yetmiyor nafile namazları kılan insanlar, nasıl bu hale geldi de hırsızlığı savunuyor İlk hafta kavga ettim. Basın, Özelleştirme İdaresi elimden alındı diye gösterdi ama ben elimle verdim. 2 sene geçti Galataport ihalesinde bütün Galata bölgesini imara açmışlar, baştan sona yeni imar, Cumhuriyet tarihinin en büyük imar rantı oluşturuldu. İsrail'in en büyük iş adamlarından birisine bedelini 28 yıl sonra ödemeye başlamak üzere ihaleyi verdiler. Ayrılırken, daha ayrılmadan gece gündüz yolsuzluk var diye yazmışım, yazdığım kitap ortada. Yaptığım konuşma o günden bugüne ortada. Herkes bana; 'ya kardeşim bunları nereden çıkartıyorsun' diyor. Benim hükümette bulunduğum dönemlerdeki harcamaları söyleyeyim, 900 trilyona yakın para harcanmış. Yıllık ortalama 150-200 trilyon harcanmış. Böyle bir harcama usulü dünyanın neresinde var. Örtülü ödeneği bu kadar hoyratça kullanan başka hiçbir başbakan gelmemiştir. Örtülü ödenekten şu anda ne kadar kullanılıyor biliyor musunuz Senede 2 katrilyon, yeni hesapla söylerseniz 2 milyar yapıyor. Ya kardeşim evraksız, belgesiz, tutanaksız, böyle bir harcama usulü dünyanın neresinde var. Türkiye'de denetlenemeyen bir yönetim bir iktidar ülkenin başının belasıdır.

Başbakan Erdoğan'ı hukuka baskı yapmakla da suçlayan Şener, Hırsızlık kendisini kuşatmaya başladı, bütün emniyetin altını üstüne getireceksin, bütün hakimleri, savcıları oradan oraya süreceksin, istihbarata dokunulmazlıklar getireceksin, HSYK'ya baskı yapacaksın, ülkeyi ikiye böldüğün referandumla getirdiklerini tekrar bozacaksın, ayaklanacaksın, nasıl bir yönetim şeklidir bu. Hukuk vatandaşa lazım da sana lazım değil mi Asıl senin denetlenmen lazım. Bu ülkede başbakan ve bakanlar milli gelirin yüzde 25'ini harcıyorlar. Bizim Müslüman olduğunu iddia ettiğimiz insanlar Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğunu yaptı. Bundan daha da büyüğü olmaz dedi.

KOMPLOYU DÜZENLEYENDEN ALLAH RAZI OLSUN

17 Aralık operasyonunun cemaatle ilgisi olmadığını da savunan Şener, Başbakan'ın komplo söylemleri arkasına sığınmaya çalıştığını ileri sürerek şöyle devam etti
Söylediklerim açık ve nettir, Başbakan oturduğu günden itibaren hep yolsuzluğun karışık labirentleri içerisinde yürümeyi bir alışkanlık haline getirmiştir. Her şeye siyasetçi el koymaya başlıyorsa burada işler karışır. Devlet Denetleme Kurulu raporlarına bakın 2002-2007 arasında orada dünya kadar yolsuzluk var. Yolsuzluk kendisine bulaşmasın diye, yargıyı değiştirmeye çalışıyor, yönetmeliği değiştirmeye çalışıyor. Bu bile yolsuzluğun içine ne kadar derin girdiğini gösteriyor. Bu operasyonu direkt olarak cemaatin yaptığını düşünmüyorum. Bu görevden alınan savcıların yüzde 5'i bile cemaatin içinde değildir. Bu aslında Başbakan'ın kamuoyuna kurduğu bir tuzaktır. Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvetin kamuoyu algısında yerleşmesini pekişmesini önlemek için bir günah grubuna ihtiyacı vardı. Hemen buldu; 'Cemaat bana komplo kurdu' dedi. Burada temel mesele; burada hırsızlık var mı, yok mu Yok diyen karşıma çıksın. Eğer bu bir komploysa kim kurdu, kim çıkardıysa Allah onlardan razı olsun, bu ülkenin ne kadar soyulduğunu ortaya çıkardılar.
Şener, konferansın ardından salonda bulunanlara sohbet etti.