70’li yılların ritmi bu sayfalarda

Derya Bengi’nin hazırladığı, 50’li ve 60’lı yıllar sözlüklerinden sonra şimdi de ‘70’li Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük’ kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan çıktı.

70’li yılların ritmi bu sayfalarda
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.01.2019 - 22:48

Araştırmacı ve gazeteci Derya Bengi, daha önce hazırladığı 50’li ve 60’lı yıllar sözlüklerinden sonra şimdi de “70’li Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük” kitabını çıkardı. Yapı Kredi Yayınları (YKY) etiketiyle raflarda okuyucusunu bekleyen sözlüğün altbaşlığı ise, bir Sabahattin Ali dizesi olan “Görecek Günler Var Daha.”

70’lerin müziğine toplumsal değişimin ve siyasetin aynasından bakan sazlı cazlı sözlük, Bengi’nin ifadeleriyle “Hayatın akışını müziğin terazisinde yeniden tartıyor.” Sözlük Zülfü Livaneli’nin, çözümlemek için grup üyeleriyle, menajer Stikkan (Stig) Anderson’la ve hatta terzileriyle dahi röportaj yaptığı; Türkiye’deki hayranlarının kendileriyle tanışmasının 1980 Şubat’ında Emek’te gösterilen “Abba: The Movie” başlıklı belgesel konser filmi vasıtasıyla olan İsveçli pop grubu Abba’yla başlıyor. Kapanışı ise  1972 yılında ilk plağını çıkaran ve Yaşar Kemal’in önerisiyle ismini Ozanoğlu olarak paylaşan Zülfü Livaneli’yle yapıyor. “Sazlı Cazlı Sözlük”te, Türkiye’de 1950’lerden sonra hızlanan modernleşme sürecine yanıt olan Orhan Gencebay arabeskinden, Yılmaz Güney’in 1974 yapım “Arkadaş” filminden çıkıp kısa sürede pop standardı haline gelen ve kuşaklar boyu söylenen aynı isimli tema müziğine; Popun bereketi olan Karacaoğlan dizelerinden, Avrupa’daki seks filmleri patlamasını iyi gözlemleyen yapımcıların taklitlere girişerek başlattığı seks filmleri furyasına kadar birçok konu başlığı yer alıyor.

Cumhuriyetin 50. yılı, Kıbrıs Barış Harekâtı, Boğaziçi Köprüsü, Anadolu rock ve arabesk müzik, seks filmleri, “Hababam Sınıfı” ve “Baba” filmleri, TRT tartışması, televizyon çılgınlığı, Eurovision, 12 Mart romanlarıyla sosyal, siyasal, kültürel gelişmeleri de okumanın mümkün olduğu kitapta; 1970’li yıllar, o dönemin gözü ve diliyle, daha doğrusu o dönemin gazete, dergi, kitap, plak, kaset, televizyon yayınlarının rehberliğinde dile geliyor.

‘Görecek günler var daha’

1970’leri umuda yapılan iki büyük müdahalenin, 12 Mart ve 12 Eylül’ün kıskacında yaşayan Türkiye’nin ritmini kitabın sunuşunda şu sözlerle anlatıyor Derya Bengi: “ ‘Görecek günler var daha’ 70’lerde bir alarm gibi çınlayan ‘Umut’ ve ‘Yarın’ sözcüklerinin yankısını çoğaltan bir dizeydi. İster sinema afişinde Yılmaz Güney’in ‘Umut’u olsun, ister kitapçı vitrininde Pınar Kür’ün iki tekrarlı, üç noktalı Yarın... Yarın...’ı, ve çok daha fazlası, bu iki sözcük, 70’lerin simgesi, ilkesi, ülküsüydü. Orhan Gencebay dozer kepçesi boynunda ‘Biz görmesek de görecekler var o mutlu yarınları’, Ali Rıza Binboğa beş parmağı havada ‘Yarınlar benim, yarınlar senin, yarınlar onun, yarınlar bizim” diyordu. Binboğa’nın şarkısı dinleyiciyle 1974’ün sonlarında buluşsa da gerçekte 1971’de, 12 Mart’a bir tepki olarak yazılmıştı. İlhan İrem’in 1973 tarihli plağı ise, bir aşk şarkısı dahi olsa, bilmeden, farkına varmadan, üstelik adeta 80’li yıllardan Binboğa’ya sitem yollar gibiydi: ‘Yarınlar, yarınlar, yarınlar bizim demiştin / Yazık oldu yarınlara / Avunurum anılarla...”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon