Terim: Hakkımı helal etmiyorum! (31.10.2013)

Fatih Terim, Galatasaray teknik direktörlüğünden alınma süreciyle ilgili konuşuyor.

Terim: Hakkımı helal etmiyorum! (31.10.2013)
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.10.2013 - 14:12

A Milli Takımlar teknik direktörü Fatih Terim, canlı yayında Galatasaray'dan ayrılış süreciyle ilgili konuşuyor.

"Bu toplantıyı organize ederken, artılarını, eksilerini fazlasıyla tarttım. Buna karar vermek çok kolay olmadı. Çünkü genel olarak böyle bir temaulum yok. Ancak başka platformda da konuşacağımı söylememe rağmen bunların sebeplerini anlatacağım. Kimleri için konuşmamam, kimileri için ise konuşmam anlatmam gerektiği yönünde görüşler olduğunu biliyorum. Doğal olarak ben Galatasaray'ı düşünmek ve zarar vermemek için ne kadar titiz davrandıysam, gündemin hiç değişmediğini gördüm. Gördükçe de daha fazla üzüldüğümü ve yaralandığımı da fark ettim."

"BELKİ BİRAZ OLSUN RAHATLARIM"

"Takdir edersiniz ki benim de değerlerim ve çok kıymet verdiğim bir ailem var. Unutulmasın ki ben de düşüneni sevinen, üzün, kızan bir insanım. Aynı sizler gibi. Beni devamlı eleştirdiniz. Bugüne kadar susukunluğumu şikayet edip söylenmek, açıklamalar yapıp gündem değiştirmek, sessiz kalıp dinlemek adına sustuğumu yadınız. Ben Galatasaray markasına zarar verir miyim diye endişe ettim. İtibarsızlaştırma çabasında Fatih Terim'e zarar veriliyor mu diye konuşan kimse yok. Şu an konuşarak yanlış yapıyorsam da başkasındansa kendimden olsun, belki biraz olsun rahatlarım diye konuşmaya karar verdim. "




"AYSAL'IN BİR GAZETECİ İLE YAPTIĞI TV PROGRAMI..."

"Divan Kurulu'nda konuşacaktım. Ancak bunu öne alma sebebim çok açık ve bariz. Yoksa Divan Kurulu'nda sayın kurul yönetimine bir konuşma ricası yapacaktım. Kendilerine de kapalı oturumda, basın mensuplarının olmadığı bir ortamda benim cephemden bu olaya bakış nasılsa onu dillendirmeyi düşünmüştüm. Ancak Sayın Aysal'ın bir gazeteci ile yaptığı tv programı beni daha fazla beklememeye mecbur kıldı. Profesyonellikte, kurumsallıkta bir karar alınır ve bu karar uygulanır, sonunda da biter. Ancak bizde öyle olmuyor. 1,5 aydır alınan bu kararı meşru kılacak, bu kararın doğruluğunu kabul ettirecek onlarca söylemde, iddiada, hatta serviste bulunuldu." 

"BENİ 40 YILDIR TANIYORSUNUZ"

"Dahası halen kimsenin aklının bu konuda net olmadığını düşünüyorum. Galatasaraylılara sesleniyorum, lütfen bir haklı haksız, bir suçlu suçsuz arayışına girmeyin. 60 yaşındayım ve beni 40 yıldır tanıyorsunuz. Beni bir kez olsun yüz yüze gelmeden tanıyanlar var. Bu benim için gurur verici. Zor bir insanım, egolarım birçok insandan fazla da olabilir. Değişmem, yerimden kımıldamam da demedim hiçbir zaman. Yaşamını toplumsal ve aile değerleri üzerine kurmuş, kendini geliştirmek adına hala eğitim alan, Galatasaray değerlerini herkesten çok özümsemiş birine çıkıp da Galatasaray değerlerine yanlış yaptın diyemezsiniz. benim kefem çok kişiden bu konuda ağır basar. Bende Galatasaray'da yaşadıklarımın ağırlıkları vardır. Onun için ağır basar dedim."


'G.SARAY ALİ SAMİ YEN'DİR METİN OKTAY'DIR'

* 40 yıldır Galatasaray’a hizmet eden biri olarak şunu öğrendim; Hür irademle seçtiğim başkan ve yönetimi hedef gösterecek, arkasından konuşacak bir eylem içinde olmamayı öğrendim. Bu nedenle bir süredir hemen hemen her açıklamada geçirilen ismime, hak etmediğim ve yaşamadığım halde yaşanmış gibi yaşamadığım şeyleri doğruymuş gibi gösterilen olaylara açıkçası cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum, çok üzülüyorum. Bu kulübün bir divan üyesi olarak Galatasaray başarılı olmak için her şey yapmak değildir. Galatasaray Ali Sami Yen’dir, Metin Oktay’dır. * Gelelim yaşadıklarımıza…

* Sayın Aysal’ın da ifade ettiği gibi iletişim problemi  yaşadık. Ben derdimi başkanla bire bir konuşmak istedim hep. Yaşadıklarımızı televizyonda öğrenmemek istedim. Velev ki biz dostuz, velev ki iletişim sorunları var. Biz bütün bunlara rağmen yine karşılıklı oturur ve yolları ayırırdık. Ben de başarılar dilerdim, eşyalarımı toplar çıkardım.

'40 YILDIR BÖYLESİNİ GÖRMEDİM'

* Tam burada aklıma küçük bir not geldi. 2. Gidişimde Özhan Canaydın’a istifa etmem gerektiğini söyledim. Teke tek oturduk, ben bunu açıklayamam dedi. Sayın başkanım ben açıklarım dedim. Ben gelemem oraya dedi, ben koluna girdim ve onu götürdüm. Rahmetli başkanım yanımda otururken açıkladım. Tam 10 sene geçmiş. Hiçbir yerde duydunuz mu? Hayır. Allah rahmet eylesin. Madem Galatasaray kültüründen bahsediyoruz. Antrenmanı bitirip odasına giden hocasına basın yoluyla görevden alındığını bildiren, aynı anda televizyon kanalımızda da hayali bir anlaşmayı bildiren bir anlayış benim 40 yıldır Galatasaray’da gördüğüm bir uygulama değildir. Bu benim hayatım boyunca rastladığım bir şey değildir. Galatasaray Kulübü bu değildir. Bu benim Galatasaray’da tanımadığım bir davranış şeklidir.

* Sonuç olarak ne telefon kayıtları kaldı ne de olmayan şeylerin anlatılması kaldı. Ne yapayım ben de şimdi telefon konuşmalarını mı çıkarayım. Bu bize yakışır mı?
Eleman meselesi, Albayrak ve Dürüst’ün ayrılması, maç öncesi primin futbolcu ile istişare edilmesi, geçmiş olsun denmesi gereken bir yerde sadece futbolcuların kutlanması… Daha neler neler…

'BAZILARINA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM'

* Şimdi bunların herhangi birinden sonra benim yerimde kim olsa istifa ederdi. Tam aksine ben 4. yıldızı takmadan gitmeyeceğim dedikçe her şeyin şiddeti arttı. Sanırım şimdi geriye bakınca bazı şeyleri daha iyi anlıyorum. Sayın Aysal’ın TV programında söylediği Antalya maçı açıklamalarının bir kez daha izlenmesinde fayda var. Maç sonrasında net bir şekilde görevimin başında olup direneceğim demiştim. Her zor durumda bana ihtiyaç duyulan, çağırıldığım her anda koşulsuz, hiç sorgusuz elimiz taşın altına sokmaktan geri kalmadığım bana yaşatılanlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum. Suçlu suçsuz aramak anlamsız. Bugüne kadar yapılanları Galatasaraylılar affediyorsa ben de ediyorum. Bu süreç içerisinde beni tanıyan, daha önemlisi hiç konuşmadığım halde beni anlayan, beni her platformda destekleyen herkese teşekkür ediyorum.

SORU-CEVAP BÖLÜMÜ

- TFF ile sözleşme imzalayacak mısınız?

TFF’ye verdiğim sözün dışında henüz bir şey yapmadım. Bundan sonraki kariyerim beni ve ailemi bağlıyor. Henüz yaşananların etkisi geçmeden herhangi başka bir şey yapmam söz konusu olabilir mi?

12 Nisan’da 2013’te TFF ile görüşüp anlaştığınız söyleniyor?

Böyle bir şey olması mümkün değil. Bunu söyleyenler ispat etmek zorundadır. Antalya maçında ve Beşiktaş maçının devre arasında 4. Yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. Bunlar 12 Nisan ile uymuyor.

SORU-CEVAP BÖLÜMÜ

- TFF ile sözleşme imzalayacak mısınız?

TFF’ye verdiğim sözün dışında henüz bir şey yapmadım. Bundan sonraki kariyerim beni ve ailemi bağlıyor. Henüz yaşananların etkisi geçmeden herhangi başka bir şey yapmam söz konusu olabilir mi?

- 12 Nisan’da 2013’te TFF ile görüşüp anlaştığınız söyleniyor?

Böyle bir şey olması mümkün değil. Bunu söyleyenler ispat etmek zorundadır. Antalya maçında ve Beşiktaş maçının devre arasında 4. Yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. Bunlar 12 Nisan ile uymuyor.

- Milli Takım ile görüşme şekliniz hep eleştirildi. Sürecin nasıl geliştiğini anlatır mısınız?

Bu süreç benim hayatımda etik olarak her şeye uyduğum, hassas davrandığım bir süreçtir. Tüm dengeleri gözettim. Çok hassas davrandım. Her adımda tüm açıklığıyla görevime zarar gelmemesi için çok uğraştım. Demirören, Aysal’dan izin aldı, bana ‘Hocam izin aldım’ dedi, ben den ondan sonra evine kahvaltıya gittim. Kahvaltıda sadece Demirören yoktu, yönetici arkadaşlarımız da vardı. Teklif kısmına gelince, “Başkanım benimle görüşmeden Aysal’dan teklif için de izin alın’ dedim. O da tamam diyerek aradı ve ‘Sayın Aysal izin verdi’ dedi. Bu telefondaki 2. Konuşma. Ben oradan bana verdiğiniz teklifi başkanımla paylaşacağım diyerek ayrıldım. Bunların hepsini sayın Aysal’ın oluruyla yaptım. Burada çok çarpıcı bir nokta var. Sayın Demirören, Mayıs’a kadar izin istiyoruz. Diye sorunca cevap ‘Ne demek isterseniz Ocak’ta verelim, yeter ki 2-3 hafta önce haber verin.’ Demek ki vazgeçmeye ne kadar hazır, istekli, bundan da emin.
İmza töreni: Teklifin geldiği ilk andan itibaren izinsiz bir adım atmamışken süs imza mı rahatsızlık verdi. Sayın Demirören, imza atılan kağıdı gösterdi. O zaman kadar Galatasaray Kulübü hocaya güvenmek yerine o kağıdın peşine düştü. Uradığım haksızlığı nasıl ifade edeyim ki? Teklif ve sonrasında yaşananlar Galatasaray’ı durdurmak için bir komplo ise bu komplonun kolaylaştırıcısı ve ekmeğine yağ süreni ne yazık ki çok uzakta değil. Ama ben değilim.

- Milli Takım teklifini TFF’den daha yüksek bir merciden mi aldınız?

Yani milli takım için Başbakan ile mi görüştünüz diyorsunuz. Sayın Başbakan’la zaman zaman görüşüyoruz. Sohbetlerimiz oluyor. Kendisi proje ve görüşlerimizi dinliyor. Sandığınız senaryolardan farklı bir durum olsa söylerdim.

- Sneijder’i istemediğiniz doğru mu?
Benim bu zamana kadar hangi futbolcu ile sorunum oldu. Sneijder’in özelinde değil konumuz. Biz verirken 5 kişilik liste veriyoruz. Zaman zaman listede olmayan biri alınır.

-Galatasaray bu yıl 4. Yıldızı takarsa, kutlamaya da sizi çağırırsa gider misiniz?
Giderim. Her zaman söylediğim gibi Asılolan Galatasaray’dır.

- Sizce yöneticileri tesiste olmaya neden bu kadar hevesli?
Ben de bilmiyorum, bilen biri varsa bana anlatsın.

- Geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Pek çok konuya açık yüreklilikle cevap verdim. Herkese teşekkür ediyorum. Son sözüm; Beni ben yapan Fatih Terim’i İmparator diye bağrına basan muhteşem Galatasaray taraftarına. Ben ne sizden ne de Galatasaray’dan ayrılmadım ayrılmam da. Elimi kalbime koyuyorum Galatasaray taraftarına sonsuz teşekkürlerimi koyuyorum. 40 yılda hakkım varsa helal ediyorum. Siz de hakkınızı bana helal edin.