Gözler Silivri Mahkemesinde

Balbay'ın avukatları tahliye isteminde bulundu.

Gözler Silivri Mahkemesinde
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.12.2013 - 22:22

Anayasa Mahkemesi’nin, Ergenekon davasından 5 yıla yakın süredir tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili, gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın “seçilme hakkının ihlal edildiği ve tutukluluğun makul süreyi aştığı” kararı üzerine avukatları, davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden tahliye isteminde bulundular. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcı olduğuna dikkat çeken avukatlar dilekçelerinde, “Müvekkilimiz Mustafa Ali Balbay ile ilgili kararın gereğinin derhal yerine getirilmesi ve bir an önce tutukluluğunun kaldırılarak tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir” dediler. Mahkemenin, savcılığın görüşünü aldıktan sonra tahliye istemini karara bağlayacağı öğrenildi.

Mustafa Balbay’ın avukatları tahliye dilekçeleri dün öğle saatlerinde Silivri Cezaevi karşısındaki yeni adliye binasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundular. Dilekçeyi alan mahkeme, konuya ilişkin mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderdi. Avukatlar Mehmet İpek, Aydın Metin, Oktay Yılmaz, Çağrı Yılmaz ve Ulaş Özkan tarafından hazırlanan dilekçede, “Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru sonunda 4 Aralık 2013 tarihinde ‘tutukluluk süresinin makul süreyi aşması, seçilme hakkının ihlal edilmesi’ nedeniyle oybirliğince verdiği ihlal kararları uyarınca müvekkilimizin birhakkın tahliyesine karar verilmesi” şeklinde istem yer aldı. Dilekçede, Balbay’ın 4 yıl 276 gündür tutuklu olduğu, 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan genel seçimde İzmir’den milletvekili seçildiği, 20 Haziran 2011 tarihinde de seçim mazbatasını alarak resmen milletvekili sıfatını kazandığı anlatıldı. Dilekçede “Sayın mahkemeniz huzurunda müvekkilimiz için yapılan tüm tahliye talepleri, genel nitelikteki, basmakalıp gerekçeler ile reddedilerek tutukluluk halinin sürdürülmesine karar verilmiştir. Bu başvurularımızın reddedilmesi üzerine, 26 Aralık 2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi nezdinde 2012/1272 Başvuru No’lu dosya kapsamında bireysel başvuruda bulunulmuştur” değerlendirmesi yapıldı.

İhlal kararları

Avukatlar dilekçelerinde, Anayasa Mahkemesi’nin 4 Aralık tarihli kararında “Tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiası ile ilgili olarak anayasanın 67. maddesinin birinci fıkrası ile bağlantılı olarak 19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edildiğine, seçilme hakkının ihlal edildiği iddiası ile ilgili olarak anayasanın 19. maddesinin yedinci fıkrası ile bağlantılı olarak 67. maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine ve karardan bir suretin mahkemesine gönderilmesine” hükümlerine oybirliğiyle varıldığına dikkat çekildi. Anayasa Mahkemesi’nin 4 Aralık 2013 tarihli kararının, Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50/3. maddesi uyarınca mahkemenin internet sitesinde yayımlanarak aleniyet kazandığı anlatılan dilekçede, kararın internetteki bağlantısı da (http://www.anayasa.gov.tr/Gundem/Detay/526/526.pdf) verildi.

İhlalin ortadan kaldırılması

Dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50/1 ve 2. maddesinde “Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi halinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez” hükmünün yer aldığı anlatıldı. Dilekçede ayrıca “Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmamışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hallerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir” diye yasa maddelerine atıfta bulunuldu.

Kararlar bağlayıcı

Avukatların başvurusunda, “Anayasa Mahkemesi de işbu hüküm uyarınca müvekkilimiz hakkındaki kararın, gereğinin yapılması, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için sayın mahkemenize gönderilmesine karar vermiştir. Yine, anayasanın 153/son maddesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının takdir hakkı bulunmaksızın tüm makam ve kişiler hakkında bağlayıcı olduğu, Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar” şeklinde yasadaki düzenlemeler anımsatıldı.

‘Hukuk devletin gereği...’

Dilekçede Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 25.09.2001 günlü, 2001/4-153 Esas ve 2001/164 karar sayılı emsal içtihadına da (Ek – 2, Ceza Genel Kurulu Kararı) dikkat çekilerek şöyle denildi:

“Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararların verildikleri anda kesin olmaları, bu kararların her kurum ve kişiyi bağlaması nedeniyle, basın aracılığıyla ya da kurumun internet sitesi üzerinden duyurulması halinde, kararın gerekçesinin yazılarak Resmi Gazete’de yayınlanması beklenilmeksizin yargı organlarınca uygulanmasının hukuk devletinin gereği olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle, kurumun internet sitesinde yer alan müvekkilimizle ilgili kararın gereğinin derhal yerine getirilmesi ve bir an önce tutukluluğunun kaldırılarak tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir. Tüm bu anlatımlar çerçevesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığına ilişkin anayasanın 153/son maddesi uyarınca; Anayasa Mahkemesi’nin 2012/1272 Başvuru No’lu dosyası kapsamında müvekkilimiz hakkında 04/12/2013 tarihinde verdiği; tutukluluk süresinin makul süreyi aşması ve seçilme hakkının ihlal edilmesi nedeniyle verdiği ihlal kararları kapsamında Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50/1 ve 2. maddesi gereğince müvekkilimiz hakkında bihakkın tahliye kararı verilmesini talep ediyoruz.

Balbay’ın avukatlarının dilekçesinde talepler şöyle sıralandı: “Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığına ilişkin anayasanın 153/son maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi’nin 2012/1272 Başvuru No’lu dosyası kapsamında müvekkilimiz hakkında 04/12/2013 tarihinde; tutukluluk süresinin makul süreyi aşması, seçilme hakkının ihlal edilmesi nedeniyle verdiği ihlal kararları kapsamında Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50/1 ve 2. maddesi gereğince müvekkilimizin bihakkın karar verilmesini, saygı ile vekâleten arz ve talep ederiz.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler