16 Mart katliamı 36 yıldır karanlıkta

Türkiye'de kontrgerillanın en büyük eylemleri arasında sayılan 16 Mart katliamı, saldırıdan kurtulan öğrencilerin çabaları ile belgesel haline geldi. Kendilerini 16 Mart Platformu olarak adlandıran öğrenciler son yıllarda, katliamın yıldönümlerinin daha kitlesel olmasını sağlamaya çalışarak sorumluların yargılanmasını istedi. 

'Toplumun hafızasında bir yara'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, bugünün, 1978 tarihinde İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde yedi öğrencinin ölümü ve 41 öğrencinin de yaralanmasına sebep olan saldırının da 36. yılı olduğunu belirtti. Tanrıkulu, katliam sorumlularının cezasız kalmasının toplumda açılan yaranın kapanmamasına sebep olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Tanrıkulu, açıklamasında şunları kaydeti:

"Faillerin cezalandırılmadığı her katliam, toplumun hafızasında bir yara olarak kalır. On yıl arayla gerçekleşen İstanbul Üniversitesi ve Halepçe katliamına benzer insanlık trajedilerinin bir daha asla yaşanmaması için insanlığın her türlü diktatörlük rejimlere, karanlık faaliyetlere, şiddet ortamlarına karşı insan hakları ve evrensel hukuk kaidelerini baz alan demokratik mücadeleyi sürdürmesi zaruridir. Bu vesileyle 16 Mart tarihine denk gelen bu iki katliamda yaşamını yitirenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum."

Arkadaşları anacak

16 Mart katliamının yıldönümünde İstanbul Üniversitesi merkez binanın önünde katliamın yapıldığı saatte ölenlerin arkadaşları anma töreni düzenledi.

Belgesel oldu

16 Mart 1978 tarihinde İstanbul Üniversitesi'nde yedi kişinin öldüğü sol görüşlü öğrencilere yönelik bombalı saldırı belgesel oldu. Belgeselin yönetmenliğini Enis Rıza yaptı. Katliamın tanıkları ile röportajların yer aldığı belgeselin müziklerini ise Prof.Murat Özyüksel ve gurubu Işığın Yansıması'na ait.