150 yıl yaşamak ister miydiniz?

Nature Communications’da yayımlanan bir çalışmada, ömrümüzün kati bir sınırını tahmin etmek için kan hücreleri ve günlük adımlar sayıldı. 500 bin veriye dayanan bulguya göre, insanlar 120 ile 150 yıl arasında yaşayabilir. Ancak yaşlanma hızı daha fazlasını kaldıramaz.

Yayınlanma: 06.07.2021 - 04:00
150 yıl yaşamak ister miydiniz?
Abone Ol google-news

“Ölümsüz olmak ister misiniz” diye sorulsa yanıtınız ne olurdu? 

Ölümsüzlük birçok insanın hayali ve bu hayal, gün geçtikçe bilimkurgu filmlerinden çıkıp gerçek hayatta tezahürünü bulmaya çalışıyor. Öyle ki büyük teknoloji firmaları, sanki ölümsüzlük, bir robotun sürümünü yükseltmek gibi bir şeymişçesine büyük fonlar ayırıyor.

Ancak bugünün bilim ve teknolojisiyle ölüm “hack’lenemiyor” ve ne yaparsak yapalım uzun ömürlülük her zaman bir tavana sahip gibi görünüyor. Araştırmacılar şimdi, şans ve kalıtsallığın bir kombinasyonu ile kanser, kalp hastalığı veya bir otobüsün çarpmasından ölmezsek ne kadar yaşayabileceğimiz sorusunu ele alıyor. 

Nature Communications’da yayımlanan bulgulara göre, hayatı birkaç stres faktörüyle geçirsek bile söz konusu düşüş, insanlar için maksimum yaşam süresini 120 ile 150 yıl arasında sınırlandırıyor. Yani şansımız kaza ve genetikten yana yaver giderse bizi durdurabilecek tek şey “yaşlanma hızı” ve bu engel, yaşam süresinde esnekliğe izin vermiyor.

BÜYÜK ENGEL

Singapur merkezli bir şirkette araştırmacı olan Timothy Pyrkov ve meslektaşları, araştırma için ABD, İngiltere ve Rusya’daki 500 bin kişiyi içeren üç büyük gruptaki “yaşlanma hızına” baktılar. Veri kümelerindeki hemen hemen herkes için mevcut olan basit bir kan testinden elde edilen verileri kullandılar. Bireyler birkaç ay boyunca birkaç kez kan testi yaptırmıştı.

Araştırmacılar, üç farklı yaş grubu için kan testlerinden toplanan iki değere baktılar: İki farklı türde hastalıkla savaşan beyaz kan hücresinin oranı ve kırmızı kan hücrelerinin boyutundaki değişkenliğin bir ölçüsü.

Bu verileri doğrulamak için bir değişken daha kullanıldı: Atılan günlük adım sayısı. Bu sürecin sonunda da aynı modeli buldular. Araştırmacılar ayrıca, yaşla birlikte vücudun hakaretlere tepkisinin istikrarlı bir şekilde azaldığını ve yaş aldıkça iyileşme için daha fazla zaman gerektiğini buldular. Buna bağlı olarak vücudun direncini artırmak için terapiler geliştirilecek olsaydı, bunların insanların daha uzun ve daha sağlıklı yaşamasını sağlayabileceğini savunuyorlar.

Pyrkov, “Yaklaşık 35 ile 40 yaşlarında oldukça şaşırtıcı bir kırılma noktası gözlemledik” diyor. Örneğin, bu dönemin genellikle bir sporcunun spor kariyerinin sona erdiği bir dönem olduğunu ve bu yaş aralığında fizyolojide bir şeylerin gerçekten değişmesinin dikkate değer olduğunu belirtiyor.

YOKSA BEKÂRLIK SULTANLIK MI?

İtalya’nın kuzeyindeki Maggiore Gölü yakınlarındaki Pallanza kasabasında sessiz ve sakince yaşayan bir kadın, 15 Nisan 2017 tarihinde hayata gözlerini yumdu. Nüfus kâğıdındaki doğum tarihi hanesinde “1899” yazan bu kadın, yaşamı boyunca iki dünya savaşı ve seksenin üzerinde İtalyan hükümeti gördü. Emma Morano’dan bahsediyoruz. 

1800’lü yıllarda doğup 2000’lerde hayatta kalan tek insan olması, doğal olarak gazetecilerin de ilgisini çekecekti; The New York Times muhabirlerinden Elisabetta Povoledo, Morano ile 2015 yılında bir söyleşi gerçekleştirdi. Morano, uzun bir yaşamın sırrını, günde -ikisi çiğ olmak üzere- üç yumurta yemeye ve yalnız yaşamaya bağlıyordu. Tam tamına 117 yıl yaşayan bu kadın, 1938 yılından itibaren eşiyle ayrı yaşamaya başlamıştı: “Kimsenin bana hükmetmesini istemedim” diyecekti.

UZUN YAŞAM İLE SAĞLIKLI UZUN YAŞAM ARASINDA FARK VAR

Chicago’daki Illinois Üniversitesi’nde epidemiyoloji ve biyoistatistik profesörü olan ve çalışmaya dahil olmayan S. Jay Olshansky, uzun bir yaşam süresinin uzun bir sağlık süresi ile aynı şey olmadığını söylüyor: “Odak daha uzun yaşamak değil, daha sağlıklı bir yaşam olmalı.”

ÖLÜM DÜZLÜĞÜ: 105 YAŞ

Araştırmacılar, ölüm riskinin 80 yaşına kadar düzenli arttığı konusunda hemfikir. Ancak 90’lı ve 100’lü yaşlar konusunda farklı görüşler mevcut. Sapienza Üniversitesi’nden demograf Elisabetta Barbi ve Roma Tre Üniversitesi’den istatistikçi Francesco Lagona’nın liderliğindeki ekip yaşlandıkça artan ölüm riskinin, 105 yaşından sonra durağan bir “noktaya” geldiğini savunuyor. Bu noktaya “ölüm düzlüğü” adı veriliyor. 3 bin 836 kişinin incelendiği çalışmanın sonunda, 2009 ile 2015 yılları arasında yaşları 105 ve üzerinde olan (1896 ile 1910 yılları arasında doğan) bireyler yer aldı. 

Çalışmaya göre bir insanın ölüm riski, yetişkinlik dönemi boyunca yükseliş eğilimi gösteriyor. Ancak 105 yaş, adeta bir baraj niteliğinde. Zira 105 yaşın ardından ölüm riskindeki bu artış eğilimi durağanlaşıyor. 


https://www.scientificamerican.com/article/humans-could-live-up-to-150-years-new-research-suggests/ 

https://www.livescience.com/human-life-span-limit-150-found 

https://www.nytimes.com/2016/11/29/world/europe/emma-morano-worlds-oldest-person-turns-117.html%20 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler