12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kimdir?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk kez halkoyuyla yapılan seçimlerde ilk turda 12. Cumhurbaşkanı seçildi. Hakkındaki şaibe iddialarıyla birlikte Köşk zırhına bürünen Erdoğan'ın geçmişi yolsuzluk iddiaları ile anılıyor.
Aslen Rizeli olan Recep Tayip Erdoğan 26 Şubat 1954 yılında, Kasımpaşa’da ailesinin üçüncü çocuğu olarak doğdu. Babası Ahmet Erdoğan, annesi ise Tenzile Erdoğan'dır. Babası, deniz yollarında kıyı kaptanı olarak çalışırdı. Babası Ahmet Erdoğan ailesiyle birlikte 13 yaşında Rize’nin Güneysu ilçesinden İstanbul’a göç ettiğinde Kasımpaşa semtine yerleşmişlerdir.
İmam Hatip Okulu’ndan 1973 yılında mezun oldu. Fark dersleri sınavını vererek Eyüp Lisesi'nden de diploma aldı. Ardından 1973 -1974 sezonunda Vatan Caddesi ile Aksaray Caddesi’nin kesiştiği Gürani Sokak’ta bulunan ve 12 Mart 1971’deki askeri darbeden sonra 25 Ağustos 1971 tarihinde yasayla özelleştirilen aslında adı “İstanbul Tuna İktisadi ve Ticari Bilimler Yüksek Okulu” olan Aksaray İktisat ve Ticaret Yüksek Okuluna kaydını yaptırarak girdi. Recep Tayyip Erdoğan’ın okul numarası 2443 olmasına rağmen Marmara Üniversitesi’nden verilen diplomasında ise öğrenci numarası, 8345 olarak görülmektedir. Okulun devam mecburiyeti olmayan gece bölümünde okudu ve gündüzleri başka işlerde çalıştı.
Üniversite yıllarında aktif sosyal ve siyasi hayatın içinde yer almaya başladı.. Milli Türk Talebe Birliği'ndeki görev yıllarından sonra, 1976 yılında Milli Selamet Partisi Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığına ve aynı yıl MSP İstanbul İl Başkanlığı'na seçildi. 1977 yılında bir konferans münasebetiyle tanıştığı Emine Hanım’la 4 Temmuz 1978’de evlendi. Evliliklerinden 2 erkek, 2 kız olmak üzere 4 çocukları oldu. (Ahmet Burak, Necmeddin Bilal, Esra ve Sümeyye.)
Yolsuzluk davaları durduruldu
27 Mart 1994 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu ve %25,19 oy alarak seçimi kazandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hakkında çok sayıda dava açıldı. Akbil, İsfalt ve İdo hakkında açılan yolsuzluk davaları, milletvekili seçildiği dönemde geçici olarak donduruldu.
Fazilet Partisi'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması üzerine, parti içindeki iki farklı görüşü oluşturan milli görüşçüler ve yenilikçiler hareketleri kendi partilerini kurdular. Recai Kutan, milli görüşçüler ile birlikte Saadet Partisini kurarken, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki yenilikçiler 14 Ağustos 2001 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kurdular.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) ilk genel kongresinde Erdoğan başkan seçildi. AKP, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlerde %34.29 oy alarak birinci oldu. Partisinin genel seçimleri kazanmış olması ve de iktidar partisi konumunda yer alması Erdoğan'ı meclise sokmak için yeterli olmadı; çünkü seçim yasağı bulunmaktaydı. Parti başkanlığı ve başbakanlık görevine, bir süre Abdullah Gül baktı.
Siirt milletvekili Fadıl Akgündüz'ün milletvekilliğinin düşürülmesi ve ardından yapılan 9 Mart 2003'te Siirt seçimleri sonucunda Erdoğan, Siirt Milletvekilliği'ni kazandı ve 22. Dönem Siirt Milletvekili olarak parlamentoya girdi. AKP'nin başkanlığına ve 58. hükümetin istifasını sunması üzerine koltuğundan çekilen Abdullah Gül'den boşalan başbakanlık makamına geçti ve 59. Hükümeti kurarak Türkiye Cumhuriyetinin 59. Başbakanı oldu.
22 Temmuz 2007 tarihinde, meclisin 23. döneminde yapılan seçimlerde AKP %46.6 oy alarak tekrar iktidar partisi oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin 60. Hükümeti'ni kurdu ve tekrar güvenoyu aldı. Erdoğan da ikinci kez başbakanlık koltuğuna oturdu. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa değişiklerine ilişkin referandumda evet oylarının %58 oranına ulaşmasıyla Başbakan Tayip Erdoğan'ın öncülük ettiği kampanya tarihi bir başarı gösterdi.
12 Haziran 2011 tarihinde meclisin 24. döneminde yapılan Türkiye genel seçimleri sonucu AKPoyların yüzde 49,8'ini alarak tekrar büyük bir zafer kazandı.
HAKİME "SARHOŞ" DİYE BAĞIRDI
Recep Tayyip Erdoğan ilk olarak 1989 yılında, Beyoğlu Belediye Başkanlığı seçimini kaybettikten sonra, seçim sonuçlarına itiraz için başvurduğu mahkemede hakime "sarhoş" diye hitap etti, bu nedenle bir hafta göz altında tutuldu ve para cezası aldı.
12 Aralık 1997 yılında, Siirt'te yaptığı bir konuşmada Ziya Gökalp'in 1912 yılında Balkan Savaşı için yazdığı Asker Duası adlı şiirini değiştirerek "Minareler süngü, kubbeler miğfer / Camiler kışlamız, mü'minler asker / Bu iláhi ordu dinimi bekler / Allahu Ekber, Allahu Ekber" şeklinde okudu ve ülke Atatürk'ün reformlarını takip edenler ve İslam'a inananlar arasında ikiye bölünmüştür anlamına gelen açıklamalar yaptı.
Bu konuşması sonucunda "Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" suçundan dolayı hakkında dava açıldı. Dava sonucunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine son verildi ayrıca bir yıl hapse ve 860 milyon Türk Lirası para cezasına çarptırıldı. Mahkeme bu cezayı dört ay hapis cezası ve 176 milyon Türk Lirası'na düşürdü; Erdoğan Kırklareli’nin Pınarhisar İlçesi Cezaevinde 4 ay mahkum olarak cezasını tamamlayıp 24 Temmuz 1999 tarihinde cezaevinden çıktı.
Deniz Generi e.V davası ve Erdoğan
Dini duyguları sömürerek yaklaşk 21 bin yarıdımseverden 40 milyon Avro’yu aşkın para toplayan, bu nedenle de “dolandrıcılık ve emniyeti suistimal”den yarglanan Frankfurt’taki Deniz Feneri e.V. davası sanıkları Başbakan Erdoğan ile yakın ilişkileri ile dikkat çekti.Sanıklardan Mehmet Gürhan Deniz Feneri’nden önce Kanal 7’nin Avrupa’daki en önemli ismiydi. Gürhan Almanya’da Erdoğan’la bir araya gelmişti. Kuryelikle suçlanan RTÜK Başkan Zahid Akman, Almanya’da çok sayıda şirketi Gürhan’a teslim etmişti.
17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonları
Başbakan Erdoğan 17 Aralık'ta başlayan ve AKP'ye uzanan Türkiye'nin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun darbe olduğunu iddia etti. Operasyondan sonra Erdoğan ve çocukları arasında geçtiği iddia edilen birçok ses kaydı internete düştü. Erdoğan bu kayıtların montaj olduğunu savundu. Bilal Erdoğan'a ait TÜRGEV'e bağış yapan iş adamlarına usulsüz şekilde ihale verildiği haberleri manşetleri süsledi. Bu operasyon Erdoğan ile Gülen cemaati arasındaki gerginliğin de tam anlamıyla savaşa dönüşmesine neden oldu. Erdoğan, "Pararel" olarak yorumladığı cemaati bitireceğini ilan etti. İktidarı boyunca öve öve bitiremediği Fethullah Gülen'e 'Ne istediniz de vermedik?" diye sormaktan çekinmedi.
Ticarette önlenemeyen yükseliş
AKP iktidarı ile birlikte Erdoğan'ın çocukları da ticarette hızla yükselişe geçti. Recep Tayyip Erdoğan’ın yurt dışında bursla okuyan büyük oğlu Ahmet Burak 4 yılda Yüzde 50 ortağı olduğu “MB Denizcilik” adlı şirket, 6 Şubat 2007’de 95.7 metre uzunluğunda Safran 1 adında bir kuru yük gemisi aldı. Gemiyi satan Gürgem Deniz Nakliyat’tan Hasan Doğan, satış fiyatının 2 milyon 325 bin dolar olduğunu söyledi. Burak, gemiyi ortağı ile birlikte 500 bin doları peşin 36 ay taksitle satın aldı. Burak Erdoğan, ilerleyen zamanlarda büyük bir gemi filosunun sahibi oldu, diğer çocuklar da ticarete atıldı.
En Çok Okunan Haberler
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Adnan Menderes yıktırmıştı...