‘100 yıl sürse böyle bir duygusal kopuş gerçekleştiremezdi’

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde operasyonların tamamlanmasının ardında geride yakılmış ve yıkılmış binlerce ev, harabeye dönmüş bir ilçe kaldı. Yüksekova’da bulunan HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak, gazetemize yaptığı açıklamada, operasyonların 20 Nisan’da tamamlanmasının ardınan sokağa çıkma yasağının 40 gün daha sürdüğünü anımsatarak “40 gün boyunca evler olabilecek en büyük zararla yıkılmış tahrip edilmiş. Hendek ve barikatların olduğu Eski Kışla, Orman ve Mezarlık mahallelerinin dışında hendek ve barikat olmayan çatışma yaşanmayan Cumhuriyet ve Güngör mahallerinde büyük yıkım var. Evlerde ne var, ne yok götürmüşler. Bir bardak, bir çanak dahi bırakmamışlar” dedi. 

 

 

Duvarlarda cinsiyetçi küfür ve hakaretlerin yanı sıra Nazi işareti olan Gamalı Haç’a da rastladıklarına dikkat çeken Irmak, kentin kimliği, kişiliğinin ve maneviyatının parçalanmaya çalışıldığını vurguladı. Irmak, “Evlere girilmiş, insanların yataklarında yatılmış, tuvaletlerini dahi yapmışlar. Birçok evde köpek tüyü bulunduğunu söylüyorlar. Girdikleri evlerde kadınların iç çamaşırları ortaya saçılmış, duvarlara cinsiyetçi yazılar yazılmış. İnsanların yatak odalarında ‘Yüksekova’da aşk başka yaşanır’ yazılı fotoğraflar çektirdiler. Bir imamın evine gittik, dini kitap bir köşeye toplanıp ateşe verilmiş. İnsanlar ömür boyu çalışarak bir ev yapmış, oturmaya kıyamamış, bu manzara karşısında duygusal tramva yaşıyor, duygu dünyaları paramparça. Bu, bir tür işkencedir” diye konuştu.

 

 

“Burada fiziki yıkımla intikam almak istediler, insanları göçe zorladılar ama daha önemlisi kırılma yaratmak istediler” diyen Irmak,  sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsalar çok öfkeli, onurları zedelendi. ‘Mal nedir ki yeniden yapılır ama devletin yaptığı bu aşağılamayı asla unutmayacağız’ diyorlar. Devlet buraya kin ve öfke tohumları ekti. Bu insaların vatandaşlık bağını kopardı. Savaş 100 yıl sürse böyle bir duygusal kopuş gerçekleştiremezdi. Şimdi devlet, hükümet kendini kandırmaya devam etsin. Karşılaşacakları manzara hesap edemeyecekleri kadar büyük. Yüksekova’da çok derin, kapanmayacak bir yara açıldı. ‘İnsanlar biz barış istedik, müzakere istedik, bu muydu karşılığı’ diyorlar.”