Yılmaz Vural: "Fenerbahçe'ye her zaman talip oldum, yine talibim"
Son olarak Süper Lig'ten düşen Büyükşehir Belediyesi Erzurumspor'u çalıştıran teknik direktör Yılmaz Vural, açıklamalarda bulundu. YouTube'ta yayın yapan "Bağımsız Ekran" kanalının konuğu olan 68 yaşındaki teknik adam, Fenerbahçe'de boşta olan teknik direktörlük görevine talip olduğunu bir kez daha yineledi. Vural'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Fenerbahçe, ligin başından sonuna kadar yarışın içindeydi ama Beşiktaş hep önde götürdü. Az daha o da kaybediyordu. Sergen kardeşim (Sergen Yalçın) ile beraberiz, 'Hocam, az daha gidiyorduk vallahi' dedi.
Büyük takımlar ne olur şundan vazgeçsinler: Şampiyon olunmadığında koca bir ligi başarısızlık olarak görmek yanlış olur. 21 takımlı ligde ikinci bile olsanız, dolayısıyla Şampiyonlar Ligi'ne gitme imkanı yakalıyorsanız bunu başarısızlık olarak addedemezsiniz. Bu, diğer takımlara saygısızlıktır. Türkiye Ligi şuna alışmak zorunda: Büyük takımlar şampiyonluk dışındaki şeyleri başarısızlık olarak görürlerse çok hırpalanırlar. Yönetici bulamaz hale gelirler."
"Fenerbahçe camiası kurumsallaşma yönünden Ali Koç'tan çok şey bekliyordu ama bu konuda verilen kararlar doğru çıkmadı. İkinci döneminde 'Bu sene olmazsa olmaz' diye baskı altına alınıyor. Hiç kimse kulübün nasıl yönetildiğine bakmıyor."
"YABANCILAR TÜRKİYE'DE BAŞARILI OLAMAZ"
Vural, yabancı antrenörlerin Türk futbolcuları idare etmekte zorlanacağını kaydetti:
"Tabii ki haddime değil ama yabancı arkadaşların Türkiye'de başarılı olacağını düşünmüyorum. Türkiye'de insan idaresi, bir Avrupalı insanı idare etmek gibi değil. İdare edilmek istemeyen bir grupla çalışıyorsunuz."
"Büyük takımlar, kendilerinden olmayanları getirirken bayağı zorlanıyorlar. Kendi teknik direktörü, kendi imparatoru, kendi kaptanı... Kim yapabilecekse, kimin o kapasitesi varsa seçimi öyle yapmak lazım. Ama tabii taraftar da kendi adamına daha çok sabrediyor, sıcak bakıyor."
"TÜRKİYE'DE EĞİTİME SAYGI YOK"
Yılmaz Vural, TFF'nin pro lisansı olmamasına rağmen teknik direktörlük yapan antrenörlere izin vermesine tepki gösterdi:
"Türkiye'de çalışan hocaların üçte ikisinin lisansı yok. O zaman bu lisansı kaldırın kardeşim. Buna müsade ediyorsanız, 'Bundan sonra lisans kabul etmiyorum, bugün futbolu bırakın, yarın hepiniz hoca olabilirsiniz' de. O kadar yanlış işler yapılıyor ki... Sen öbür tarafta bir sürü kural koymuşsun, o adama yazık değil mi? Eğitim denen şeye saygınız yoksa, her şeyi konuşursunuz."
"Ben bir işçi çocuğuyum, kendi imkanlarımla Almanya'ya gittim, bir kelime Almanca bilmiyordum, 27 yaşından sonra Almanca öğrendim, üniversite bitirdim, Almanya'daki tüm antrenörlük kurslarına gittim. Haydi, bir delikanlı daha gitsin yapsın, göreyim. Almanya orada duruyor. Bugün, dünya futbolunun tüm önemli hocaları Alman. O kadar iyi antrenör yetiştiren bir ülke ki... Türkiye, eğitime değer vermeyen bir ülke."
"ALİ KOÇ BENİMLE YARIM SAAT KONUŞSUN"
Fenerbahçe'nin son durumuna değinen Vural, oyuncu seçiminin önemine vurgu yaptı:
"Ben bu yeterlilikle, bu eğitilmişlikle, bu tecrübemle, böyle bir takımı iddialı şekilde yöneteceğimi düşünüyorum. Sıfır hatayla iş yapabileceğimi düşünüyorum. Türkiye şartlarında yetişmiş bir antrenör değilim. Yurt dışında yetişmiş, bir Avrupalı gibi hala kendini güncelleyen, hala oranın aylık dergilerine üye olan, hala oraya gidip gelen birisiyim. Bilgi durmuyor. Hala aynı şeyi diyorum, Ali Bey'e de buradan sesleniyorum: Biz hazırız. Ben düşünmüyor değilim. Kendisi arkadaşımız, dostumuz. İyi, kötü günlerimizde arar, halimizi hatırımızı sorar, biz de ararız... Bir dostu olarak rica ediyorum: Bir yarım saat benimle konuşsun. Benimle anlaşması şart değil. Müsaade etsin de, biz de futbol hakkında bir şeyleri ifade edelim. Çünkü ömrümüz geçti."
"TÜRKİYE'DE MEYDAN BOŞ"
Vural, "Fenerbahçe'den teklif gelirse, mevcut kadroya fazla ilave yapmadan takımı şampiyon yapabilir misiniz?" sorusunu şöyle cevapladı:
"Bu kadroya ilave yaparsanız yaparsınız. Neden yapmayacaksınız? Çok isteyen bir başkan, taraftar var. İhtiyaca yönelik doğru seçimler yapıldıktan sonra neden başarılı olamayasınız? Hem de açık ara olursunuz. Türkiye'de meydan boş. Doğru iş yapın, başarılı olun. Herkesin kendi mecrasında kalması şartıyla. Ben böyle görevlere her zaman talip olan birisiyim. Benim yaşım 68. 800'e yakın maç yönetmişim. Deneyimse deneyim. Biz de Avrupa kültürü olan, hala orada evi olan, espri de yapıyoruz bazen, Alman pasaportu olan adamız. Tabii orası magazin tarafı."
"Ben kendisiyle barışık bir adamım. Her zaman talip oldum, yine talibim. Başkan yabancı hoca getireceğini deklare etti. Buradan dönüp 'Ben Yılmaz Hoca'yı getireceğim' diyemez. Türkiye'de bu göreve talip olmak ayıplanacak hale gelmiş. Söylesinler bakalım, benim yetersiz olduğum konu neymiş?"
"BİR SÜRÜ TEKLİF VAR"
Deneyimli teknik direktör, yaz döneminde kendisine gelen tekliflere değindi:
"Teklif olmaz mı? Çoğu takım kongre aşamasında, onu bekliyorlar. Bir alt ligden, bir üst ligden bir sürü teklif var, konuşuyoruz. Sağlığım yerinde olduktan sonra, heyecanımı kaybetmedikten sonra, antrenörlükte yaşlanmak daha önemli. Gencin hakkını yemeyelim ama yaşlıyı da kenara atmayalım. Ömrümüzü verdik. Bizi o stres yaşatıyor. Şikayet eder, yalvarır gibi bir duruma düşüyorum ama bunları söylemek lazım."
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İki ünlü markanın balları sahte çıktı!
- 'Üs bölgesi' kamera görüntüleri ortaya çıktı
- Atatürk 'sticker'ına basan kişiyi uçarak dövdü
- 'Sessiz katil' konusunda önemli uyarılar
- Yazarımız Meydan'dan, Acemoğlu'na 'Atatürk' yanıtı
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Alnı secdeye düşenlerin iktidarında...'
- Bahçeli'nin videosu neye işaret ediyor?