Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

31 Mart 2022 Perşembe, 12:52
Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

René Descartes, bir Fransız filozof, matematikçi ve bilim insanıydı. Daha önce birbirinden ayrı olan geometri ve cebir alanlarını birleştirerek analitik geometriyi icat etti.

31 Mart 1596 yılında doğan düşünür, 11 Şubat 1960 yılında hayatını kaybetti. Eserleri ise yüzyıllardır güncelliğini koruyor. 

İşte felsefe tarihine yol veren düşünürün muhakkak okunması gereken eserleri...

Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

YÖNTEM ÜZERİNE KONUŞMA

Yöntem Üzerine Konuşma bir "cogito ergo sum" (düşünüyorum öyleyse varım) manifestosu olarak değerlendiriliyor. 

Descartes düşünmenin açık ve seçik ilkelerini aşama aşama saptamaya çalışırken yöntemsel bir kuşkuyla yola çıktı. Bu kuşku var olmak için zorunlu bir neden sayılmalıydı. Tıpkı Ben'in Tanrı karşısında, bedenin ise ruhlar âleminde konumlanması gibi var olmak için de var olmanın çelişkisini bütünüyle anlaşılmalıydı. Kuşku duymuyorsam zaten hiçbir şey üzerinde düşünmüyorum demekti. Eğer tüm düşünce kendinde ilkeleri bir araya getirmiş ise sonuçta varlığı yadsınamayacak bir düşünen özne ortaya çıkacaktı. Böylelikle modern düşüncenin kendine sıklıkla referans aldığı bir yöntem ve bilimlerin doğuşuna eşlik eden bir felsefe skolastik bir dünyadan yolunu tamamen ayıracaktı: 

"İlk kural, kesin olarak doğru olduğunu bilmediğim hiçbir şeyi doğru kabul etmemektir; yani aceleci davranmaktan ve önyargılardan özenle kaçınmak, yalnızca zihnimin açık ve seçik olarak gördüğü ve bir daha şüphe duymayacağım şeyleri kendi yargılarıma dâhil etmek.

İkinci kural, ele aldığım her bir zorluğu mümkün olduğu kadar veya onu daha iyi anlamam için gerektiği kadar küçük parçalara ayırmaktır.

Üçüncü kural, en basit ve bilinmesi en kolay şeylerden başlayarak, en karmaşık şeylere kadar kademeli olarak ilerleyerek, düşüncelerimi belli bir düzen içinde yönetmek; birbirini doğal olarak izlemeyen veya öncelemeyen şeyleri belli bir sıraya göre incelemek." 

Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

RUHUN TUTKUNLARI

Bu yaşamdaki tüm iyilikler ve kötülükler yalnızca tutkulara bağlıydı, dahası ruhun ayrıca kendi hazları olabilirdi. Ama bedenle ortak olan hazlarına gelince, bunlar tamamıyla tutkulara bağlıydı; öyle ki bunların en fazla heyecanlandırdığı insanlar bu hayatın zevklerini en çok tadabilenlerdi. Tutkularını iyi kullanmayı bilmedikleri ve talihleri de ters gittiği zaman, en büyük acılarla karşılaştıkları da doğruydu. Ama bilgelik de asıl itibarıyla bu hususta faydalıydı: Tutkulara hâkim olmayı ve onları maharetle kullanmayı öyle bir öğretiyor ki, neden oldukları kötülükler gayet katlanılabilir hale geliyor ve hatta hepsinden sevinç payı bile çıkarılabiliyor.

Descartes'ın ölümünden kısa süre önce, 1649'da kaleme aldığı Ruhun Tutkuları, filozofun tasvir ettiği felsefe ağacının dallarına uzanan bir ahlak incelemesi. Ancak tutkuları mutluluk ve özgürlük için bir engel olarak gören Stoacı geleneğe karşı tutkuları rehabilite eden Descartes'ın yaklaşımı bir ahlakçı tavrı değil modern anlamda söylersek, bir nörofizyoloğun tutumuydu. Böylece adeta filozofun vasiyet eseri olan bu çalışmanın ana konusu, ruh ve beden arasındaki biyolojik birliğin oluşturduğu failin insani özelliği, sonra da ahlaki bir bireydi ve Descartes gerçek anlamda bir etik sunmaktan ziyade yönteminin son meyvesi olarak bir "pathos" projesi tasarladı.

Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

MEDİTASYONLAR

On altıncı ve on yedinci yüzyılda matematik, fizik, gökbilim, biyoloji, tıp ve kimya gibi alanlarda yaşanan gelişmeler sonucunda sınırlı ve eski dünya görüşü yerini modern, nicel, bilimsel yöntemlerin kullanıldığı deneye dayalı yeni bir dünya görüşüne bıraktı. İşte bu noktada Descartes, aklına takılan sorulara yanıt aramaya başladı: "Bugüne kadar doğru olduğuna inandığımız şeylerin hatalı olduğunu gördüğümüze göre artık bir şeyden nasıl emin olabiliriz? Anlığımız veya zihnimizle algıladığımız şeyler gerçek midir? Dış dünyanın bilgisine ulaşmamızı sağlayan algılarımız bizi yanıltabilir mi? Düşünen bir şey olarak biz, neyi kesin olarak bilmediğimizi bilebilir miyiz? Tek gerçek, dünyada hiçbir şeyin kesin olmadığı mıdır?"

Descartes Meditasyonlar'da, duyularıyla algıladığı bütün bilgileri yeniden inşa etmeye çalışırken sadece mutlak ve kesin bilginin peşinden gidiyor. Bir şeyden kesin olarak emin olmadığımızda ondan şüphe etmemiz gerektiğini öne sürüyor; kendinden de şüphe ettiği için var olduğu sonucuna varıyor.

Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

HAKİKATİN ARAŞTIRILMASI

Bu kitap, Descartes’ın opus postumum’u, yani ölümünden sonra yayımlanan eserleri arasında yer alan iki metnin çevirisini bir araya getiriyor. Bu metinlerden Recherche de la Vérité par la lumière naturelle başlığını taşıyan ilki, hayâlî üç karakter (Eudoxe, Poliandre, Epistémon) arasında kurgulanmış bir diyalog. Descartes tamamını yazıp bitiremediği bu metninde, başta metodik şüphesi ve cogito ergo sum hükmünün şüphe götürmezliği olmak üzere felsefesinin ana hatlarını özetliyor. Descartes’ın bu metni üzerine ünlü Alman filozof Ernst Cassirer şu değerlendirmede bulunmuştur: 

"Descartes’ın hiçbir yazısı, hatta Metot Üzerine Konuşma bile, onun düşünce evrenine giriş için bize daha iyi bir yaklaşım noktası sunamaz."

Descartes’ın Le Monde ou Traité de la lumière başlıklı metni de bitmemiş bir eser projesiydi. Madde, uzay, atalet, hareket, ışık gibi fizik konularını ve maddenin, kütlenin ve hareketin korunumu gibi doğa yasalarını incelediği bu eserini tamamlamaktan, 1633 yılının Haziran ayında aldığı, Galilei’nin Engizisyon tarafından yargılandığı haberi üzerine vazgeçti. Zira bu eserinde o da Galilei gibi dünyanın güneş çevresinde döndüğünü savunmaya niyetliydi ve hakkında çıkarılmış “ateist” söylentisinden de zaten fevkalade tedirgindi. Descartes’ın bir kovuşturmaya uğramamak için ne kadar ihtiyatlı yazdığı, Dünya ya da Işık Üzerine İnceleme’de görülüyor: Yazar, mevcut dünyadan değil, hayâl ürünü bir dünyadan söz ediyormuş gibi yazıyor. Bu ihtiyatlı tavrını kendisi Latince "larvatus prodeo" (maske takarak ilerliyorum) ifadesiyle de bizzat vurguladı. 

Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

FELSEFE İLKELERİNDEN SEÇİMLER

"Bayım, Prensiplerimi çevirme zahmetinde bulunduğunuz versiyonu, öylesine zarif ve tamamlanmış ki; sanırım bu çalışma, Latince dilinden çok Fransızca okunacak ve daha iyi anlaşılacak. Burada dile getirebileceğim tek kaygım; başlığın, eserin diğer sözcüklerine ulaşmamış olanları veya kendi öğrendikleri felsefeyi tatmin edici bulmadıkları için, felsefeyle arası kötü olanları caydıracak olmasıdır. Bu beni çalışmaya, çalışmadaki asıl Meselenin ne olduğunu, yazarken aklımda hangi Son’un olduğunu ve ondan nasıl bir Fayda sağlanabileceğini açıklayan bir önsöz eklemenin faydalı olacağını düşünmeye itti. Bu tarzda bir önsözü yazmak, her ne kadar benim görevim olsa da, çünkü bu özellikleri başkalarından ziyade en iyi ben bilebilirim- burada tartışılan genel noktaların bir özetini vermekten ileri gidemiyorum ve bunları halka doğru şekilde yargılamaları için sunmayı, sizin takdirinize bırakıyorum."

DESCARTES

“Descartes, modern felsefenin kurucusu sayılır. Çok yüksek felsefi bir yeteneği olan, yeni fizik ve gökbilime dayanan ilk kişi odur. Birçok skolastik yanı bulunmasına rağmen Descartes, kendinden önce gelenlerin kurduğu temelleri benimsememiş, yeniden ve eksiksiz bir felsefe yapısı kurmaya çalışmıştır. Descartes’ın yapıtlarında Platon’dan beri hiçbir filozofta bulunmayan bir tazelik vardır. Descartes, bir öğretmen olarak değil, bir araştırmacı ve bulduğunu aktarmaya meraklı bir kişi olarak kalem kullanmıştır. Üslubu rahat ve iddiasızdır. Öğrencilere değil, zeki insanlara seslenir. Doğrusu, modern felsefe için, öncüsünün bu kadar hayranlık verici edebi bir üsluba sahip olması büyük bir talihtir.”

BERTRAND RUSSELL

Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

AKLIN YÖNETİMİ İÇİN KURALLAR

1628 ve 1629 yılları arasında kaleme alınan ve Descartes'ın ilk büyük felsefi çalışması olarak kabul edilen Aklın Yönetimi İçin Kurallar kitabı, ünlü düşünürün ölümünden sonra derlenerek basıldı. Descartes, eserde yer alan kurallar vasıtasıyla, insanın aklına gelebilecek her türlü soruya bir yanıt vererek Yöntem Üzerine Konuşmalar (1637) eserine göndermede bulundu ve zihnin temel bütünlüğünü gözler önüne serme amacını taşdı. Eserde yöntem, doğanın düzene konulması olarak sunuluyor ve zihnin temel işlemleri olan sezgi ile tümdengelime ışık tutuyor. Bunun yanı sıra Descartes, düzenin ve ölçünün genel bilimi olarak "evrensel bilim" projesinden de söz ederek bu projeyi yalnızca hesaplanabilen değil, tüm soruların yanıtı olarak görüyor.

Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

AHLAK ÜZERİNE MEKTUPLAR

Descartes'ın Tanrı, evren, çeşitli tutkular, ruh, beden, madde ve ruhun bu hayattan sonraki durumu vb. konulardaki görüşlerini açıkladığı çeşitli mektuplarından oluşan Ahlak Üzerine Mektuplar, başta Prenses Elisabeth olmak üzere, Büyükelçi ve Kraliçe Christine'e yazdığı mektupları da kapsıyor. Descartes'ın özellikle Prenses Elisabeth'e yazdığı mektuplar dikkat çekici. 

Mektupların birinde Descartes ruh hakkındaki görüşünü şöyle açıklıyor: "İnsan ruhunda iki şey vardır ki doğası hakkında edinebileceğimiz bütün bilgiler onlara bağlıdır; bunlardan biri düşünmesi, diğeri de bir bedenle birleşmiş olduğuna göre, bedene etkisi ve bedenden etkilenmesidir..."

Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

COGİTO, ÖYLEYSE DESCARTES

Meraklısı için ileri okuma önerisi: "Cogito, Öyleyse Descartes"

Okumalarını çeşitlendirmek isteyenlere ise Cogito dergisinin 10. sayısını (1997) öneriyoruz. Dergi, bu sayısını ismini düşünce sisteminden aldığı Descartes'e adamış bulunuyor.

Okumadan geçilmemesi gereken Descartes kitapları

En Çok Okunan Haberler