İyi ki doğdun Samuel Beckett!

İyi ki doğdun Samuel Beckett!
13 Nisan 2022 Çarşamba, 14:57
İyi ki doğdun Samuel Beckett!

Samuel Beckett, 13 Nisan 1906 doğumlu İrlandalı yazar, oyun yazarı, eleştirmen ve şair, 20. yüzyıl deneysel edebiyatının önde gelen yazarlarından biri oldu. James Joyce'un takipçisi olduğu için "son modernistlerden", daha sonraki pek çok yazarı etkilemiş olduğu için de "ilk postmodernistlerden" biri olarak değerlendiriliyor. Beckett ayrıca, Martin Esslin'in "Absürt Tiyatro" olarak adlandırdığı akımın en önemli yazarı sayılıyor. Eserlerinin çoğunu Fransızca ya da İngilizce yazıp, diğer dile kendisi çevirdi. En bilinen eseri Godot'yu Beklerken oldu.

İşte doğum gününde ünlü yazarın yaşam öyküsü...

İyi ki doğdun Samuel Beckett!

Beckett'in eserleri sade ve temel olarak minimalist olarak değerlendiriliyor. Bazı yorumlara göre, çağdaş insanın durumu hakkında oldukça kötümser, hatta hiççi eserler verdi. Gittikçe daha kısa ve özlü eserler veren Beckett, bu kötümserliği kara mizah yoluyla anlattı. "Roman ve drama türlerinde yeni formlarda oluşturduğu eserlerini, modern insanın yoksunluğu üzerine kurguladığı" için, 1969'da Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Beckett, ayrıca 1984'te Aosdána'da Saoi seçildi.

Beckett, 1923 ile 1927 arasında Dublin'deki Trinity Koleji'nde Fransızca, İngilizce ve İtalyanca üzerine eğitim gördü. Buradaki hocalarından biri ünlü Berkeley araştırmacısı Dr. A. A. Luce idi. Beckett lisans eğitimini burada tamamladıktan sonra kısa bir süre Belfast'taki Campbell College'da öğretmenlik yaptı.

İyi ki doğdun Samuel Beckett!

Paris'teki École Normale Supérieure'de lecteur d'anglais olarak çalışmaya başladı. Burada yakın arkadaşı şair Thomas MacGreevy tarafından, ünlü İrlandalı yazar James Joyce ile tanıştırıldı. Bu karşılaşmanın genç Beckett üzerinde derin bir etkisi oldu. Beckett, Joyce'a pek çok çalışmasında yardımcı oldu. Bunların başında, Joyce'un Finnegans Wake adıyla yayınlanacak olan kitabı için yaptığı araştırmalar geldi.

İyi ki doğdun Samuel Beckett!

GODOT'YU BEKLERKEN

Beckett, 1945 yılında kısa süreliğine Dublin'e döndü. Ardından İrlanda kızılhaçının Saint-Lô'da kurduğu hastanede birkaç ay süreyle ambar görevlisi ve tercüman olarak çalıştı. 1946'da yeniden Dublin'e annesinin yanına gitti. Bu ziyareti sırasında, annesinin odasında bütün edebi hayatını etkileyip yön verecek bir şeyin farkına vardı. Bu deneyimini daha sonra, 1958'de Krapp'ın Son Bandı oyununda kurguladı.

Beckett şöhretinin büyük kısmını Godot'yu Beklerken isimli oyununa borçluydu. Sıkça alıntılanan bir makalede eleştirmen Vivian Mercier, "Beckett teorik olarak imkânsız bir şeyi, hiçbir olayın geçmediği ama yine de seyircinin koltuğuna yapışıp kaldığı bir oyun yazmayı başardı. Dahası, ikinci perdede, birinci perdenin kurnazca tekrarlandığı düşünülürse, hiçbir olayın geçmediği bir oyun yazmayı iki defa başardı." dedi.

1947'den sonraki çoğu eseri gibi bu oyun da ilk olarak En attendant Godot adıyla Fransızca yazıldı. Beckett bu oyun üzerinde, Ekim 1948 ile Ocak 1949 arasında çalıştı. 1952'de yayınlanan oyun ilk defa 1953'te sahnelendi. İngilice çevirisi ise iki yıl sonra yayınlandı. Oyun Paris'te popüler oldu, eleştirel başarı elde etti ancak yine de çok tartışıldı. 1955'te Londra'da oynanmaya başladığında kötü eleştiriler aldı; ancak The Sunday Times'tan Harold Hobson'ın ve daha sonra da Kenneth Tynan'nın olumlu eleştirileri bu olumsuz havayı dağıttı. ABD'de oyun, Miami'de başarısız oldu, New York'ta ise 59 gösterim ile başarı elde etti. Daha sonra oldukça popüler olan oyun, ABD ve Almanya'da başarıyla sahnelendi.

İyi ki doğdun Samuel Beckett!

Beckett Trinity College'den ayrıldıktan sonra Avrupa'da yolculuklara başladı. Bir süre Londra'da kaldı ve burada 1931'de, Fransız yazar Marcel Proust hakkındaki Proust isimli eleştirel çalışmasını yayınladı. İki yıl sonra, babasının ölümünün etkisiyle, Tavistock Kliniği'nde Dr. Wilfred Bion gözetiminde iki yıl sürecek olan bir tedaviye başladı.

İyi ki doğdun Samuel Beckett!

1946'da Jean-Paul Sartre'ın Les Temps Modernes dergisi Beckett'ın, daha sonraları La fin veya The End isimleriyle anılacak olan kısa hikâyesi Suite'in ilk bölümünü, yarısının teslim edilmediğini farketmeden yayımladı. Simone de Beauvoir hikâyenin ikinci bölümünü yayımlamayı reddetti. Beckett aynı yıl, 1970'e kadar yayınlanmayacak olan dördüncü romanı Mercier ile Camier'i de yazmaya başladı. Bu roman pek çok yönden, Beckett'in kısa süre sonra yazacağı en ünlü eseri Godot'yu Beklerken'in habercisiydi. Daha da önemlisi, Beckett'in doğrudan Fransızca yazdığı ilk uzun eseriydi. Beckett, Molloy, Malone Ölüyor ve Adlandırılamayan'dan oluşan roman üçlemesi de dahil olmak üzere, daha sonraki çoğu eserini Fransızca yazacaktı. Anadili İngilizce olmasına rağmen eserlerini Fransızca yazmasının sebebi, kendi deyimiyle, "üslupsuz" yazmanın Fransızca'da daha kolay olmasıydı. Beckett Fransızca'nın onun için taşıdığı "yabancılık kokusunu" seviyordu ve "bir anadili kullanımının özünde olan otomatizmlerden kurtulmak" için Fransızca yazıyordu.

İyi ki doğdun Samuel Beckett!

(Beckett'a verilen Direniş Madalyası)

"Karanlıkta birine bir ses gelir. Düşle. Birine, arkasından, karanlıkta. Ardındaki baskıdan anlar geldiğini, ve gözlerini kapayıp yeniden açığında karanlığın nasıl değiştiğinden. Söylenenlerin ancak küçük bir bölümü doğrulanabilir. Örneğin o duyduğunda sen, karanlıkta sırtüstüsündür. Öyleyse söylenenlerin gerçekliğini kabullenmek zorundadır."

İyi ki doğdun Samuel Beckett!

2006 yılında, Beckett'ın doğumunun yüzüncü yılı anısına, İrlanda Merkez Bankası tarafından 20 avroluk altın hatıra paraları basıldı. 20.000 adet basılan ve 2 Mayıs 2006'da tedavüle çıkan paraların yazı tarafında İrlanda arpı ile "Samuel Beckett 1906 - 1989" yazıldı. Tura tarafında ise Beckett'ın yüzü ile en bilinen oyunu olan Godot'yu Beklerken'den bir sahne yer aldı.

İyi ki doğdun Samuel Beckett!

Beckett'in yazar olarak kariyeri kabaca üç döneme ayrılıyor: 1945'te II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar sürecek olan ilk çalışmaları; 1945'ten 1960'ların ilk yıllarına kadar süren ve muhtemelen en iyi bilinen çalışmalarını çıkardığı orta dönem; 1960'ların ilk yıllarından ölümüne kadar süren son dönem. Bu son dönemde Beckett'in çalışmaları çok daha kısa olmaya yöneldi ve stili de çok daha minimalistti.

İyi ki doğdun Samuel Beckett!

Anfizem ve muhtemelen Parkinsona yakalanan ve bir bakımevinde kalmakta olan Beckett 22 Aralık 1989'da hayatını kaybetti. Eşi işe birlikte Paris'te Montparnasse Mezarlığı'nda birlikte gömülü ve Beckett'in "gri olmak şartıyla herhangi bir renk olur" direktifine uygun, mermerden bir mezar taşını paylaşıyor.

En Çok Okunan Haberler