İşte Mehmet Günsur'un gençlik sırrı
Ünlü oyuncu Mehmet Günsur hakkında merak edilenleri anlattı.
Bu kadar sevilen ve beğenilmesine rağmen egolarına yenik düşmeyip kendi gibi kalabilen, hatta eş ve baba olarak daha da karizmatik görünen bir oyuncu... Kendiyle, doğayla, hayatla barışık ve şakacı olması... ELLE Dergisi, aralık sayısında, başarılı oyuncu Mehmet Günsur’u konuk etti.
Yarın Roma’ya gidiyorsunuz. Bizler sizin hep İtalya’ya tatile, kafa dinlemeye gittiğinizi sanıyoruz. Öyle mi?
- Yok, tatil değil. İtalya’da işler devam ediyor. Roma’da tabii ki kafa dinliyorum; çocuklarla birlikte. Ama elbette orada da bir hayatım, sürekli yapmam gereken şeyler var.
Mesela?
- Çocuklarla ilgili şeyler... Okuldan sonraki aktiviteleri, evdeki işler, şu-bu derken orada da bir rutinimiz var. Bu aralar bir yandan da bir iş projesiyle ilgili çalışıyorum.
İstanbul ve Roma’daki rutin farklı mı, benzer mi?
- Farklı tabii, çünkü mekanlar farklı. Roma’da daha insani mesafeler ve tavırlar var. Orada da çok çalışıyorum.
“Unutursam Fısılda”, Çağan Irmak’la ilk filminizdi. Nasıl bir deneyim oldu?
- Evet ilk filmimiz. Çağan’la çalışmak çok keyifliydi, çünkü çok rahat bir insan, ne istediğini biliyor ve oyuncusuna çok güveniyor; belki de bizim kendimize güvendiğimizden daha fazla. Biz “oldu mu, olmadı mı” diye ondan daha endişeliydik. Çağan’ın bu tavrı tabii ki sonuca da olumlu yansıyor.
Canlanırdığım her karakter benim çocuğum
Çağan Irmak’la önceden tanışıyor muydunuz? Neden bugüne kadar aynı filmde denk gelmediniz?
- Tanışıyorduk. Çağan’la tanışmamız, o ilk filmini çekmeden önceydi. Hazırlık aşamasında tanıştık ve hatta film hakkında da konuştuk ama aynı projede buluşmamız ancak şimdi olabildi.
Canlandırdığınız her karakter sizde bir iz bırakıyor mu?
- Tabii. Sonuçta canlandırdığınız her karakter sizin çocuğunuz gibi oluyor. Onu oluşturuyor, geliştiriyorsun ve bazen o da sana bir şeyler öğretiyor. Karakteri derinleştirmeye başlayınca ortaya hiç ummadığın şeyler de çıkabiliyor. O yüzden hepsi biraz kendi çocuğum gibi oluyor.
Siz zaten çocukları seviyorsunuz...
- Evet. Tabii ki (gülüyor).
Çevrenin ne düşündüğü umrumda olmamalı
Bazı oyuncuların kuralları var. Şunu yapmam, bunu etmem diyorlar. Bu mesleğin doğası gereği ters bir durum değil mi? Oyuncunun kuralları olabilir mi?
- Olmaz, olamaz. Bu bana da çok saçma geliyor. Böyle bir otosansür olmamalı. Bizim işimiz hayatı anlatmak. Oyuncu olarak inandırıcı, gerçek olmak zorundasın.
Yemek pişirme demişken... Evde yemek yapıyor musunuz? Mesela spagetti konusunda iddialı mısınız?
- Yemek yapmayı çok severim. Türk veya İtalyan yemekleri diye ayırmam. Annemden öğrendiğim birkaç çok iyi tarifim var. Bu zamana kadar makarna konusunda da çok şey öğrendim tabii. En iyi olduğum konu doğaçlama: Elimdeki malzemelerle iyi bir şeyler yaratmayı seviyorum.
Zamanı durdurmanın sırrı sakin, rahat ve mutlu yaşam
Zaman sizin için durmuş gibi, dış görünüş olarak hiç değişmiyorsunuz. Kendinize çok mu iyi bakıyorsunuz yoksa bu doğanın lütfu mu?
- Galiba ikisi de. Gerçi kendime çok fazla baktığımı söyleyemem. Yüzüme peeling yapayım, krem süreyim gibi alışkanlıklarım yok. Ama sakin, rahat ve mutlu yaşamaya çalışıyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu