Dereler suya hasret kaldı

Yıllık 2 bin 400 kilogram yağış oranı ile Türkiye’nin en çok yağış alan ili olan Rize'de, hidroelektrik santral (HES) projelerinin bulunduğu vadilerdeki dere yatakları suya hasret kaldı. Güneysu İlçesi'nde dere sularının tünele alındığı Gürgen Deresi ile aynı şekilde suyu tünele alınarak büyük miktarı Güneysu Vadisine aktarılan suyu azalan Salarha Vadisindeki Salarha Deresinin bir bölümü bu yılda kurudu. Güneysu İlçesi Gürgen Vadisi’ndeki Kale hidroelektrik santralinde suyun dereye alındığı yaklaşık 3 kilometre boyunca Gürgen deresinde su seviyesi azaldı.

Gerçekte yaklaşık 250 metre olan ancak ıslahlarla 30 metrelik genişliğe sahip vadinin büyük bir bölümü kurudu. Salarha Vadisi’ndeki 28 megavat kurulu gücündeki,Çalık Joldine ait Ada Hidroelektrik Santral Projesi kapsamında Yiğitler Köyü’ndeki regülatör sahasından tünele alınan Salarha Deresinin suyu Güneysu Vadisi’nde kurulan santrale aktarıldı, 8 kilometre sonra yeniden Salarha Deresi ’ne bırakıldı. Ancak 8 kilometre boyunca suyu azalan ve bazı alanlarda ikiye ayrılan dere yatağının bir bölümü ise tamamen kurudu.

HEMŞİN DERESİ ÇÖP DEPOSU OLDU Pazar İlçesi'nde, belediye mahalle ve köylerden topladığı çöpleri Hemşin Vadisi'ndeki Hemşin deresi kenarında vahşi depolama ile biriktiriyor. Sıcaklarla birlikte çevreye kötü kokuların yayıldığı vadide çöplerde dereye karışıyor. Edinilen bilgilere göre, bir süre önce çöpleri Rize Belediyesi aracılığı ile Trabzon'un Of İlçesi'ndeki katı atık tesisine taşıyan Pazar Belediyesi, taşıma maliyetleri ve çöp döküm bedelindeki maliyet artışı nedeniyle bundan vazgeçti ve Organik Tarım Havzası ilan edilen Hemşin Vadisi'ndeki Zafer Mahallesi'nde, dere kenarına çöp dökmeye başladı..

DEKAP: ÇEVRE GÜNÜ KUTLANACAK YADA VAHLANACAK GÜN OLMAMALI Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) Sözcüsü Ömer Şan, 10 yıldır vadilerde yaşam mücadelesi verdiklerini ancak her geçen gün daha kötüye gidildiğini öne sürdü. Dünya Çevre Gününün ne kutlanacak ne vahlanacak bir gün olduğunu ifade eden Şan, "Çevre Günleri, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir çevre bırakmak için çözümlerin arandığı ve yaşam mücadelesinin yüceltildiği günler olarak ele alınmalıdır. Ekosistemin ana ve temel varlığı olan suyu korumamız, sahip çıkmamız gerekiyor. Geçmişte atalarımızın,dedelerimizin üreterek var ettiklerini tüketerek yok etme aşamasına geldik ve tüketim toplumu olduk.HES'lerle dereleri kurutur, vadileri çöplerle doldurursak geleceğimizi yok ederiz. Artık bunlara bir son verilmeli ve gelecek kuşaklar için önlemler alınmalı. Burada tümden bir yaşam mücadelesi verilmelidir. Herkesin bu alanları nasıl rant alanına çevrildiğini düşünmesi ve artık koruması gerektiğini anlamalıdır." dedi.