Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar

Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
23 Kasım 2015 Pazartesi, 11:22
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Gelecekte tekrar diriltilmek için dondurulan insanlar... Cryonics, 'çok düşük ısılarda' insanı dondurarak, bozulmadan bir tank içinde muhafaza etmektir. Bu alanda hizmet veren ünlü bir kuruluş olan Cryonics.org'un giriş sayfasında 'geleceğinize hoş geldiniz' yazıyor!...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Şu anki prosedür, insanların ölümlerinin hemen ardından dondurularak projeye dahil olacakları belirtmesi ve ölümünün ardından da sıkı bir belirsizliğe dayanıyor...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Projenin temel mantığı günümüz için tedavisi mümkün olmayan hastalıkların, geleceğin medikal yöntemleri ile tedavi edilebilmesi içindir...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Benjamin Franklin'den, dönemin 'ölümü erteleme' çalışmalarını yapan ünlü tıp araştırmacılarından Jacques Dubourg'a 1773 yılında iki satırlık şöyle mektup yazmıştır. “Keşke insanları dondurup ileride uyandıracağımız bilimsel bir metot mümkün olsaydı. Bu sayede Amerika’nın 100 yıl sonrasını bir günlüğüne görebilmeyi, ardından ölmeyi bile kabul edebilirdim. İleride bilimimizin bunları da başaracağından hiç şüphem yok.”...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Daha sonrasında ise bu bir hayal olmaktan çıktı ve dondurularak bir nevi ölümsüzlüğe ulaşmanın deneyleri yapılmaya başlandı...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
12 Ocak 1967: Dondurulan ilk insan James Bedford...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Cryonics Enstitüsü'nde dondurulan ilk insan, Kaliforniya Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan James Bedford'dur.O şartlarda cryonics işlemi şimdiki altyapıya nazaran daha az gelişmiş olduğu için, Bedford'un bedeni hala dondurulmuş olarak saklansa da, bazı hücrelerinin zarar gördüğü söyleniyor...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Yaşananlardan sonra, cryonics ile ilgilenenler insan dokularına zarar vermeyecek dondurma yöntemleri üzerinde çalıştılar. İlerleyen zamanlarda ise 9 insan daha donduruldu...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
1979, cryonics için facia senesi oldu! Enstitüde saklanan dokuz bedenin çözüldüğü yetkililer tarafından anlaşıldı. Saklanan bedenler feci bir şekilde çürümüştü...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Sonradan anlaşıldı ki, Cryonics Enstitüsü'nün enerji izolasyonu tam altı senedir çalışmıyordu ve bundan dolayı soğutma sistemi çökmüştü...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Enstitüde yalnızca ilk dondurulan insan Profesör Bedford'un bedeni kurtarıldı...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Fotoğrafçı Murray Ballard kendini donduran insanları görüntüledi...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Tüm dünyadan yüzlerce cansız vücut, içi sıvı nitrojen dolu büyük metal silindirler içerisinde, eksi 196 derecede, tıbbın ilerleyip kendilerini yeniden dirilteceği günü bekliyor...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Ölü beden önce buz kalıplarıyla soğutuluyor ve göğüs kafesi açılarak vücuttaki kan damarlardan çekiliyor...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Yerine eksi 50 derecede gliserol enjekte ediliyor. Vücuda yayılımı sağlanan solüsyon vücut ısısının da eksi 50 dereceye düşmesini sağlıyor...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Hücre çevresindeki yağların buzdolabında kalmış birkaç günlük yağlar gibi buruşmaması için de hasta içi sıvı nitrojen dolu büyük metal silindirler içerisinde, eksi 196 derecede korunuyor...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Tüm işlem dondurulması cesedin buzların içine yatırmakla olmuyor. Çünkü insan bedeni, önlem alınmadan dondurulursa buz kristalleri hücrelerin çevresini sarıyor ve su kaybına sebep oluyor. Gerilen hücre zarı yırtılıyor ve hücre parçalanıyor. Bunu engellemek için gliserol gibi donmayan kimyasallar kullanılıyor...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Dr. Paul Segal'in 1992'de American Cryonics Society'nin sponsorluğunda California Oniversitesi'nde yaptığı şu meşhur deneyden söz ediyoruz. Dr. Segal beagle cinsi sevimli köpeği Miles'ı dondurup tekrar diriltmeyi başarmış ve bu deney dondurulmaya inanan insanlar için o günden beri büyük bir ispat olarak sayılıyor...
Buz içinde dirilmeyi bekliyorlar
Miles kanı çekildikten sonra doldurularak öldürülmüş, 70 dakikalık klinik ölümün ardından kanı tekrar damarlarına enjekte edilerek oda sıcaklığına geri getirilmişti. Üç buçuk yaşındaki köpek hayata geri döndüğünde tüm karakteristik özelliklerini olduğu gibi taşıyordu, alışkanlıkları ve huyları değişmemişti. Bu, dondurulan insanların bir gün yeniden canlandırıldığında hafızalarının yerinde olacağına ispat olarak gösteriliyor.(Milliyet)