Bedeli Çanakkale'de ödendi

Bedeli Çanakkale'de ödendi
17 Mart 2015 Salı, 12:13
Bedeli Çanakkale'de ödendi
Çanakkale Savaşı sırasında kamyon lastiği almak için zabit adayı Mehmet Muzaffer tarafından verilen sahte yüzlük kaime, özel kasada muhafaza ediliyor. Çanakkale Savaşı sırasında Yahudi bir tüccardan kamyon lastiği almak için zabit adayı Mehmet Muzaffer tarafından verilen sahte "yüzlük kaime", Kriminal Polis Laboratuvarı Daire Başkanlığındaki özel kasada özenle muhafaza ediliyor.
Bedeli Çanakkale'de ödendi
Türk milletinin kaderinin yeniden yazıldığı Çanakkale Savaşları, birçok kahramanlık hikayesi barındırıyor. 100 yıl sonra Çanakkale Zaferi'ne ait mektuplar, anılar... Savaşın hangi şartlarla kazanıldığını anlatıyor. Bunlardan biri de Asteğmen Mehmet Muzaffer'in kamyon lastiği almak için Yahudi tüccara verdiği sahte para.
Bedeli Çanakkale'de ödendi
Mehmet Muzaffer'in çini mürekkep ve boya ile bir gecede hazırladığı yüzlük kaime, bugün Kriminal Polis Laboratuvarı Daire Başkanlığındaki özel kasada özenle muhafaza ediliyor. Asteğmen Mehmet Muzaffer, diğer cephelere asker ve malzeme sevkinde kullanılan araçların lastik ihtiyacı temin için karargah tarafından İstanbul'a gönderilir.
Bedeli Çanakkale'de ödendi
Komutanlarının emri üzerine lastik almak üzere İstanbul’a gelen Mehmet Muzaffer, aradığı lastikleri Karaköy’de bulur. O yıllarda İstanbul'da otomobil ve kamyon nadir rastlanan vasıtalardır ve lastikleri ise yok denecek kadar azdır. Yahudi tüccarla anlaşan Muzaffer, lastikler için ödenecek parayı almak üzere Erkan-ı Harbiye'ye gider. Bedeli Çanakkale'de... Yazıyı okuyan Yarbay, "Ne alınacak ?" diye sorar. "Oto ve kamyon lastiği" deyince kızar: "Bak oğlum! Ben askerin ayağına postal, sırtına kaput alacak para bulamıyorum, sen otomobil lastiğinden bahsediyorsun. Hadi yürü git insanı günaha sokma. Para mara yok!"
Bedeli Çanakkale'de ödendi
Mehmet Muzaffer, Erkan?ı Harbiye'den çıkar. Beyazıt Meydanı'nda yürürken aklına bir çözüm gelir. Doğru tüccarın yanına gider. Paranın sabaha hazır olacağını, gemiye yetiştirmek için lastikleri erkenden alacağını söyler. 1. Dünya Savaşı'nın başlarından itibaren çıkarılan ve karşılıklarının harpten sonra altın olarak ödeneceği yazılan "evrakı nakdiye"nin basımında kullanılan kağıdın aynısını Karaköy'de tedarik eden Mehmet Muzaffer, bütün gece çini mürekkebi ve boya ile 100 kaime taklit eder.
Bedeli Çanakkale'de ödendi
Kahraman asker, "Bedeli Dersaadet’te altın olarak tesviye olunacaktır" ibaresi yerine ise "Bedeli Çanakkale'de altın olarak tesviye olunacaktır" yazar. Mehmet Muzaffer, "yüzlük kaime"yi tüccara verir ve lastikler, Sirkeci'den Çanakkale'ye gidecek gemiye yüklenir. Birkaç gün sonra tüccar elindeki parayı bozdurmak üzere Osmanlı Bankasına gider, paranın sahte olduğunu burada öğrenir. Üstelik o dönemdeki en büyük kağıt para ellilik kaimedir. Mehmet Muzaffer, bir gecede iki sahte para yapamayacağı için 50 kaimeye benzeterek yüzlük kaime yapar.
Bedeli Çanakkale'de ödendi
Polis okuluna verildi Tüccar olayı büyütmek istemez ama hikaye tüm İstanbul’a yayılır. Şehzade Abdülhalim Efendi, karşılığını vererek tüccardan parayı alır, zarif sedef kakmalı, içi kadife bir mücevher çekmecesine yerleştir ve İstanbul Polis Okulu’ndaki Emniyet Müzesine hediye eder. 1970’e kadar burada sergilenen "evrakı nakdiye" halen Ankara Gölbaşı’ndaki Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü bünyesindeki Belge İnceleme Laboratuvarında koruma altında tutuluyor.