8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne özel kadın filmleri
KADIN HAKLARI MÜCADELESİNİ ANLATAN FİLMLER
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne özel, kadın mücadelesini kadın film önerileri sizlerle.
Tarih boyunca kadın erkek eşitsizliğine karşı çıkmış, çağlar boyunca eşitsizliğe isyan ederek haklarını savunmuş ve kadın hakları mücadelesi başlatmış efsanevi kadınların hikayelerini anlatan kesinlikle izlenmesi gereken filmler.
KADININ FENDİ (MADE IN DAGENHAM, 2011)
Ünlü yönetmen Nigel Cole, 2011 yılında çektiği bu tarihi komedisinde, gerçek hayattan esinlenip feminist bir ittifakı anlatırken izleyicileri kahkaha tufanına sürüklüyor.
Calendar Girls ve A Lot Like Love filmleriyle de bildiğimiz yönetmen Nigel Cole, 1968 yılında, İngiltere'deki bir Ford fabrikasında, cesur bir grup kadının güç birliği yaparak adalet için ayaklanmasını konu alıyor.
Bu mücadelenin amacı ise, cinsel ayrımcılığın önünü kesmek ve kadınların erkeklerle eşit kazanç ve haklar elde etmesini sağlamak.
Hayatları evlerindeki mutfakla fabrika arasında geçen, işçi sınıfına mensupü bu kadınlar patronlarına, kocalarına ve devlete karşı durarak sonunda amaçlarına ulaşıyorlar.
PERSEPOLIS (2007)
Yönetmen Marjane Satrapi’nin 1970 yılında genç bir kadının hikayesi üzerinden İran Devrimi'ni anlattığı film aynı zamanda yine "Persepolis" ismini taşıyan bir çizgi romandan uyarlanmış. Animasyon olarak çekilmiş film, yönetmenin otobiyografisinin sinemaya uyarlanması aynı zamanda.
Siyah-beyaz ve çizgi roman orijinaline sadık kalınarak İran İslam Devrimi’ni anlatan Persepolis, 2007 yılında Cannes Film Festivali’nde Jüri Ödülü aldı.
AGORA (2009)
Film, Roma İmparatorluğu hâkimiyetindeki İskenderiye’de geçen hikayede bir kadın düşünürün hayatını anlatıyor. Hypatia, bilinen ilk kadın matematikçi, astronom ve filozof. Beyaz perdede ise ona Rachel Weisz can veriyor.
Ünlü yönetmen Alejandro Amenábar'ın yönettiği film, tarihin gördüğü ilk düşünür kadınlardan birini, zekasını ve güzelliğini gözler önüne serecek bir hikayeyle anlatırken, düşündüğü için toplumun kendisinden korktuğu bu kadının acı sonunu gözler önüne seriyor.
TEK BAŞINA (NORTH COUNTRY, 2005)
Gerçek hayattan uyarlanan film, bir grup kadın madencinin oldukça zor koşullar altında Minnesota’daki Eveleth Madeni’nde çalışmasını konu ediniyor. Madende çalışan ilk kadınlar.
Bitmek bilmeyen hakaretlere maruz kalan bu emekçi kadınlar aynı zamanda yalnızca kadın olmalarından ötürü asla istemedikleri fiziksel temaslar ile baş etmek zorundadır.
Film, Akademi Ödülüne aday gösterildi.
Film aslen, bir madende çalışan kadının şehirdeki ilk cinsel taciz davasını açmasını konu alıyor. Yönetmenliğini Niki Caron’un üstlendiği filmin başrolünde bu filmdeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü’ne aday gösterilen Charlize Theron bulunuyor.
L'UNA CHANTE, L'AUTRE PAS (ONE SINGS, THE OTHER DOESN'T, 1977)
Dünya ve Fransız Yeni Dalga Hareketi'nin en önemli kadın yönetmenlerinden biri olan Agnès Varda imzalı film 1977 yılında çekildi.
Yönetmen 1970’li yıllarda, Fransa’daki kadın hareketinden beslendi.
Varda filmde, birbirinden farklı iki kadının dostluğunu anlatmakla kalmıyor, 70’lerde kürtaj hakkı için verilen mücadeleye de dikkat çekiyor.
DEMİR LEYDİ (THE IRON LADY, 2012)
Falkland Savaşı’nda yaşanan krizi anlatan film, İngiltere’nin Demir Leydi lakaplı kadın başbakanı Margaret Thatcher’in erkeklerin tahakkümü altında, sınıf ve cinsiyet mücadelesi içinde verdiği güç savaşını anlatıyor.
20. yüzyılın en etkili ve ünlü kadınlarından Thatcher, sınıf ve cinsiyet normlarını değiştiren bir kadın olarak bilinmesine karşın döneminde aldığı sosyal ve politik kararlar yüzünden hayli sert eleştirilere maruz kalmıştı.
Avrupa’nın ilk kadın başbakanı Thatcher’ı ve yaşananları beyazperdeye taşıyan filmde, Demir Leydi’yi Meryl Streep canlandırıyor.
PEKİ ŞİMDİ NEREYE? (WHERE DO WE GO NOW?, 2011)
İlk filmi Karamel’in başarısından sonra oyuncu Nadine Labaki, yapımcılığını, senaryosunu, yönetmenliğini üstlendiği bu ikinci filminde rol de aldı.
Yönetmen, Where Do We Go Now? ile 2011 Cannes Film Festivali’nde beğeniyle karşılandı.
Toronto Film Festivali’nden de Halk Ödülü ile döndü.
Ortadoğu’nun diken üstündeki coğrafyasında dinsel çatışmalara ve savaşın anlamsızlığına kadınların zeki ve pratik çözümleriyle cevap veren Labaki kamerasını Lübnan’da bir köye çeviriyor. Savaş sonrası Müslüman-Hristiyan ayrımı yapmadan yaşamaya devam eden köylüler çatışma haberlerinin gelmesi üzerine birbirlerine düşman kesilmeye başlıyor.
PAPA JOAN (DIE PAPSTIN, 2009)
Film, Vatikan’ın yüzkarası olarak görülen ve varlığı tarihten silinmeye çalışılan kadın papa Joan’un, Katolik kilisesini yüzyıllardır rahatsız eden hikayesini konu ediniyor.
Oldukça zeki bir kadın olan ve kendisini bir erkek olarak tanıtan Joan, iki seneyi aşkın papalık tahtında oturdu ancak dokuz ay boyunca gizlemeyi başardığı hamileliği ortaya çıktı.
55 yılında, Aziz Petrus Kilisesi’nin dışında yapılan bir tören sırasında sancıları tutan Joan’un, bu olaydan sonra başına neler geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bazı kaynaklarda öfkeli kalabalık tarafından parçalandığını, bazılarında da Roma sokaklarında atlara bağlanarak sürüklendiği yazıyor.
ROSA LUXEMBURG (1986)
Polonya doğumlu Alman marksist politika teorisyeni, filozof ve devrimci Rosa Luxemburg’un hayatını anlatan dram filmini Margarethe von Trotta yönetti.
Daha küçük yaşlarda sosyalizmle tanışan ve bu uğurda mücadele eden, hayatını marksist devrime adayan bu eşsiz kadını Barbara Sukowa canlandırıyor.
Filmin oyuncu kadrosu ise şöyle: Adelheid Arndt, Barbara Sukowa, Daniel Olbrychski, Otto Sander
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- 'Tarihe not düşmek için geldim'