Sanayiciler Merkez'in politikalarını eleştirdi

Yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 60,4’e yukarı yönlü sert revize eden Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun katıldığı toplantıda İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Bu yüksek revizyonlar, geleceğe yönelik öngörü yapmanın ne kadar zorlaştığını açıkça ortaya koyuyor” dedi. Bahçıvan, KKM'nin de gözden geçirilmesi gerektiğini ve BDDK kararının sıkıntı yaratacağını söyledi.

Sanayiciler Merkez'in politikalarını eleştirdi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.07.2022 - 16:24

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) meclis toplantısı odanın genel kurul salonunda yapıldı. Toplantıya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu da katıldı. Toplantıda konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, hem ABD hem Avrupa’dan gelen faiz artırımları ve sıkılaşma politikaları nedeniyle Türk sanayicisinin sıkıntılı bir döneme girdiğine vurgu yaptı. Bahçıvan, “Başta Fed (ABD Merkez Bankası) olmak üzere, büyük merkez bankalarının yükselen enflasyon karşısında faiz artırımlarını hızlandırması ise doların güçlenmesine, uzun vadeli borçlanma faizlerinin yükselmesine ve küresel finansman koşullarında belirgin sıkılaşmaya yol açıyor. Bu gelişmelere bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarının da hızlandığı görülüyor” dedi.

Merkez Bankası yıl sonu enflasyon hedefini yukarı yönlü sert bir şekilde revize ederek yüzde 60,4’e çıkarmıştı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’nun da katıldığı toplantıda bu konuya değindi ve “Bu yüksek revizyonlar, geleceğe yönelik öngörü yapmanın ne kadar zorlaştığını açıkça ortaya koyuyor” dedi.

YÜKSEK KUR VE FAİZİN YÜKÜ ARTIYOR 

Bahçıvan, “Enflasyon tarafında ise ne yazık ki arzu ettiğimiz seviyelerin oldukça uzağındayız. Ülkemiz yüzde 80’e dayanan tüketici enflasyonu ve yüzde 140’a dayanan üretici enflasyonuyla dünyanın büyük bir kısmından önemli ölçüde ayrışmış durumda. Yüksek enflasyonun hiç şüphe yok ki bir sebebi de küresel ortam, özellikle de artan enerji ve diğer girdi maliyetleri. Ama kendi yapısal sorunlarımızın da önemli bir faktör olduğunu göz ardı etmememiz gerekiyor.

İstanbul Sanayi Odası olarak ekonomimizde yatırımların, ihracatın, istihdamın artması bağlamında en çok önemsediğimiz, sürekli olarak dile getirdiğimiz başlıklar fiyat istikrarı ve finansal istikrarın önemi ve korunması olmuştur. Ve bu görüşümüz, hiçbir konjonktürde değişmemiştir” diye konuştu.

Enflasyon baskısının yarattığı sorunlara değinen Bahçıvan şöyle konuştu:

"Zira biz enflasyonun geçmişte olduğu gibi bugün de ne sanayicilerimize ne de diğer ekonomik aktörlere menfaat sağlayacağına inanmıyoruz. Sanayicilerimizin temel görevi olan sürdürülebilir yatırımları hayata geçirmenin, iş ve aş üretmenin, ihracat potansiyelini artırmanın ancak ve ancak enflasyonun ve beklentilerin kontrol altına alınmasıyla mümkün olduğunu düşünüyoruz.

Nitekim Merkez Bankamız dün yayımladığı Enflasyon Raporu ile 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 17,6 yüzde puanlık artışla yüzde 42,8’den yüzde 60,4’e yükseltti. Ocak ve nisan aylarında da sırasıyla 11,4 ve 19,6 puanlık revizyonlar yapılmıştı. Bu yüksek revizyonlar, geleceğe yönelik öngörü yapmanın ne kadar zorlaştığını açıkça ortaya koyuyor.

Tabii ki yüksek faizler, maliyet anlamında Türk sanayicisinin yıllardan beri en çok muzdarip olduğu konulardan biridir. Nitekim İSO 500 çalışmalarımızda da yüksek kur ve faizlerin işletmelerimize getirdiği yükün özellikle son yıllarda arttığı açıkça görülmektedir. 2021 yılında İSO 500 şirketleri elde ettiklerin faaliyet kârının yüzde 60’ından fazlasına finansman giderlerine ayırmak durumunda kalmıştır. Bu oran daha küçük ve orta ölçekli şirketleri kapsayan İSO İkinci 500’de yüzde 38 ile nispeten daha düşük olsa da geçen yıla göre önemli artış göstermiştir.”

“1970’LERE DÖNÜŞÜ GÖRÜYORUZ”

Kritik toplantıda Bahçıvan, yaşanan ekonomik gelişmelerin 1970’leri anımsattığını ifade etti. Bahçıvan, “2022 yılı Temmuz sonu itibarıyla dünya ekonomisine baktığımızda, büyümede yavaşlama ve enflasyonda yükseliş trendinin devam ettiğini, buna bağlı olarak 1970’lere dönüş ve stagflasyon endişelerinin giderek arttığını gözlemliyoruz" dedi.

Ukrayna ile Rusya arasında devam eden savaşa değinen Bahçıvan sözlerini şöyle sürdürdü:

"İSO İkinci 500 Büyük Araştırmamızın sonuçları da bu konunun önmerkez bankalarının para politikalarında sıkılaşma adımlarını hızlandırması ve Çin’de yaşanan gelişmeler; küresel ekonominin önündeki üç ana risk ve belirsizlik faktörü olma niteliğini artırarak sürdürüyor. Covid-19 vakalarında son dönemde özellikle Avrupa’da yaşanan artış da takip edilmeyi gerektiren bir başka gelişme. Kuzeyimizde devam eden savaş, büyüme görünümünü zayıflatmasının yanında emtia fiyatlarında yukarı yönlü baskıyı canlı tutuyor. Çin’in sıkı pandemi önlemleri de küresel büyümeyi olumsuz etkilemesinin yanı sıra tedarik zinciri sorunlarının devam etmesine neden olmakta. Bu ülkenin emlak piyasasında yaşanan olumsuz gelişmeler de küresel çapta yakından ve tedirginlikle izleniyor.

Diğer taraftan başta Fed olmak üzere, büyük merkez bankalarının yükselen enflasyon karşısında faiz artırımlarını hızlandırması ise doların güçlenmesine, uzun vadeli borçlanma faizlerinin yükselmesine ve küresel finansman koşullarında belirgin sıkılaşmaya yol açıyor. Bu gelişmelere bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarının da hızlandığı görülüyor."

EURO’NUN DURUMU SANAYİCİ İÇİN KRİTİK

Enerji krizi birçok kanaldan büyümeyi olumsuz etkilerken, enflasyon görünümündeki bozulmayı hızlandırdığını aktaran Bahçıvan, yüksek borçluluğu olan ülkelerde de kırılganlığı artırdığını belirtti. “Bu gelişmeler yaşanırken Avrupa Merkez Bankası’nın büyümeyi desteklemek, olası bir borç krizini önlemek ve enflasyonu durdurmak arasında bir tercih yapmakta zorlandığını yakından izliyoruz” diyen Bahçıvan, “Bu sıkışma, kendisini Euro/dolar kurundaki sert düşüşte gösteriyor ki bu gelişme hiç şüphesiz Türk sanayisi için de oldukça kritik.

Bazı ülkelerde geçtiğimiz hafta açıklanmış bulunan temmuz ayı ön PMI verileri yukarıda çizdiğim çerçeveyi doğrular nitelikte. İhracatımızda ilk sırada yer alan Almanya’da imalat sanayi faaliyet koşullarının daralma bölgesine düşmesi ve PMI’ın son iki yılın en düşük düzeyinde gerçekleşmesi dikkat çekiyor” diye konuştu.

FAİZ YÜKSELMEYE DEVAM EDİYOR

Uygulanan faiz politikalarını da eleştiren Bahçıvan düşük politika faizine rağmen piyasa faizlerindeki artışa işaret etti.

Bahçıvan, “Yüksek faiz yükü altında gerçekten çok zorlu mücadele vermekte olan sanayicilerimizin; faiz maliyetlerinin düşürülmesine dönük çalışmaların en güçlü taraftarı olacağından hiç kimsenin şüphe duymaması gerekir. Ancak ekonomik güven ve küresel gerçeklerle uyum sağlamayan birtakım adımlar kısa vadede yüksek faize dönük bazı çözümler getirse dahi, oluşturduğu güven kırılganlıkları, beklentilerdeki bozulmaların etkisiyle daha uzun vadede hem finansal kaynaklara erişimi zorlaştırmakta hem de maliyetini artırmaktadır.

Dolayısıyla bu politikalar, uygulamada da görüldüğü gibi bırakın faizleri düşürmeyi, faiz oranlarını altından kalkılması daha da zor noktalara taşımaktadır” dedi.

“BDDK KARARI SÜRECİ AĞIRLAŞTIRACAK”

Haziran ayı sonunda BDDK'nin şirketlerin TL cinsi kredi kullanımına döviz varlığı sınırı getiren adımının kredilere ulaşımı daha da zorlaştırdığını ifade eden Bahçıvan, BDDK kararının sonucunun ağır olacağını belirtti. Bahçıvan, “Bazen dakikaların dahi önemli olduğu günümüz dünyasında süreleri uzattığına tanık oluyoruz. Bu tablonun önümüzdeki birkaç hafta içerisinde aynı bakış açısıyla devam etmesi durumunda sürecin çok daha ağırlaşacağını üzülerek belirtmek durumundayız” dedi.

Yine İSO 500 ve İSO İkinci 500 sonuçları göstermektedir ki; işletme faaliyetleri giderek daha fazla borçlanma ağırlıklı olarak finanse edilirken borcun vade yapısında da gözle görülür bir kısalma söz konusu. Bunların yanı sıra 2021’de sanayicilerin bankalara olan borçlarından; çok daha büyük bir hızla başka firmalara olan borçlarının artması da yeni bir durum olarak dikkat çekiyor” diye konuştu.

KKM YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Merkez Bankası’nın geçtiğimiz yıl aralık ayında yayımladığı tebliğ ile kur korumalı mevduata geçişin esasları düzenlenmişti. Hükümet bu geçişi desteklemek için yapılan vergi mevzuatı düzenlemesi ile de şirketlere bu dönüşümden ötürü kurumlar vergisi istisnası getirilmişti. Ancak 27 Temmuz’da yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile bu istisna şirketlerin 30 Haziran tarihli bilançolarındaki yabancı para ile sınırlı tutuldu. Bahçıvan bu düzenlemenin gözden geçirilmesine gerek duyulduğunu aktardı:

“Merkez Bankası'nı 6 Temmuz tarihli tebliği, şirketlerin 30 Haziran tarihine kadar herhangi bir tarihte kur korumalı mevduata geçebilmelerine imkân tanımıştır. Kur korumalı mevduat sisteminin daha etkin çalışması için vergi istisnasına getirilen bu kısıtlamanın kaldırılması gerektiği düşünülmektedir.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon