Ekonomistler AKP’nin açıklamalarına inanmadı: 'Amaçları seçime kadar idare’

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Faiz en büyük düşmanım” diyerek tek hane için Merkez Bankası’na telkinde bulundu. Ekonomistlere göre bu yaklaşım durumu kötüleştirecek.

Ekonomistler AKP’nin açıklamalarına inanmadı: 'Amaçları seçime kadar idare’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.09.2022 - 04:00

Yurttaşın alım gücü her geçen gün düşüp TL’nin değer kaybı hızlanırken ekonomi yönetimi pembe tablolar çizmeye devam ediyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün bir televizyon programında faizlerin daha fazla düşürüleceğini belirterek “Bu durum enflasyonu baskılayıp onu da aşağı indirecek. Yılsonuna kadar faizi tek haneli rakama indirmeliyiz” dedi. Dün de Para Politikası Kurulu’na (PPK) telkinde bulunduğunu belirten Erdoğan, “En büyük düşmanım faizdir. Enflasyon ile mücadelemiz var, yılbaşından sonra düşük faizle ineceğine inanıyorum. Mandacı iktisatçıların hiçbir geçerliliği kalmamış, eski modellerine itibar etmiyorum” dedi. 

ENFLASYON ARTACAK

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ise “Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi”nde konuştu. Yeni ekonomi modeli uygulanmazsa durgunlukla karşılaşılacağını belirten Nebati, “Enflasyon ile birlikte büyük olasılıkla bir durgunluk ve buna bağlı birçok sorunla yüz yüze kalacaktık” dedi. Nebati, hedeflerinin sürdürülebilir büyümeyi yakalayarak orta gelir tuzağını aşmak olduğunu belirtti. 

Erdoğan ve Nebati’nin açıklamalarını bizzat kendi açıkladıkları istatistiklerin yalanladığını söyleyen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, şu yorumu yaptı:

- Politika faizlerinin zorla indirilmesi dövize ve mallara talebi artırarak enflasyonu körüklüyor. Kamu borçlanmalarının maliyeti de artıyor. OVP’de kamunun faiz harcamalarının 2021’de 191 milyar TL’den 2024’te 718 milyar TL’ye çıkacağı itiraf ediliyor. Tek haneli faiz sevdası durumu daha da kötüleştirecek. 

- Nebati, Schumpeter’in “yaratıcı yıkıcılık” kavramını gündeme getiriyor. İhracatında yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 2.8’e kadar gerileyen, ucuz emek gücüne dayanan bir ekonomide yenilikçilik, teknolojik bir sıçrama yok demektir. Böyle bir durumda “yaratıcı yıkıcılıktan” söz etmek trajikomiktir. Ayrıca tüm göstergeler ekonominin yavaşladığını, durgunluk içinde enflasyona (stagflasyon) sürüklendiğini gösteriyor.”

Türkiye’nin orta gelir tuzağında olmadığını söyleyen Prof. Dr. Aziz Çelik ise “Asgari ücret tuzağındayız. Ortalama ücret, asgari ücret oldu” diye konuştu.

SON YIL YAŞANMAMIŞ GİBİ

Böyle giderse baz etkisine olan güvenin de boşa çıkacağını söyleyen Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ise “İçerideki yanlışlarla girdi maliyetleri sürekli artıyor. Baz etkisinin kapsamını da kendi elleriyle yok ediyorlar. Ayrıca Merkez Bankası ve PPK tek bir kişinin şahsi isteklerine kılıf uydurmaya çalışıyor şu an hiçbir vasıfları yok.”

Benzer bir noktaya değinen Eski Ziraat Bankası Genel Müdürü Şenol Babuşçu da “Demek ki faize Erdoğan karar veriyor. MB başkanı sadece açıklıyor. MB Başkanı ve PPK üyeleri istifa etmelidirler” dedi. Ekonomi yönetiminin kartondan bir kuleyi yamalarla ayakta tutmaya çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Cem Başlevent, “Kura, borsaya, tahvillere, faize ne varsa müdahale edip seçime kadar gitmeye çalışıyorlar. Son bir yıl yaşanmamış gibi pembe tablolar çiziliyor” diye konuştu.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon