Ekonomi yönetimi durulmayan dövize talebi baskılamak için yeni yöntemler deniyor

TL’den kaçış sürerken bazı bankalar döviz mevduatı olanları arayarak “Döviz düşecek, KKM’ye geçin” diye uyarıyor. Sanayiciye “satış baskısı” yapıldğı iddiaları ise arttı.

Ekonomi yönetimi durulmayan dövize talebi baskılamak için yeni yöntemler deniyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.07.2022 - 04:00

Kur korumalı mevduat (KKM), gelire endeksli senet (GES), yeni ticari kredi şartları son dönemde özellikle BDDK aracılığıyla tüketici, ihracatçı ve sanayiciyi elindeki dövizi sattırmaya yönelik kısıtlayıcı politikalar olarak ortaya çıktı. Ancak iktidarın tüm bu adımları dövizin ateşini düşürmedi. Bu nedenle son günlerde dikkat çekici arka kapı politikaları deneniyor.

DÜZGÜN İLETİŞİM YOK 

Bazı bankalar döviz mevduatı sahiplerini arayarak “Dolar çakılacak” sözleriyle KKM’ye geçmeleri yönünde iknaya çalışırken, iddialara göre ekonomi yönetimi de sanayicilere “elinizde ne kadar döviz olduğunu biliyoruz, satın” şeklinde baskı yapıyor. Hükümetin “liralaşma” politikalarına bir türlü sağlanamayan güveni ve bu iddaları ekonomistlere sorduk. 

“Döviz kurunu bu kadar gündemde tutarsanız dolarizasyon artar, vatandaşı TL’de tutamazsınız” diyen Prof. Dr. Hakan Kara, ekonomi yönetiminin uzun süredir düzgün iletişim yapmayı bıraktığını belirtti. Kara şöyle konuştu: “Yapılanların neden yapıldığı, beklenen etkisi pek paylaşılmıyor. Birbiri ile çelişen, bir bütünün parçası olmayan düzenlemeler görünce insanların kafası karışıyor. İnsanlar zaten TL’de kalınca enflasyona karşı eziliyor, dövizi de yapay yere baskılarsanız o zaman herkes elindeki nakdi mala dönüştürmeye çalışır. Bu durumda da enflasyon üç hanelere gider. Mevcut dış açıkla içerideki dolarizasyonu birlikte düşününce işleri kontrol etmesi daha da zorlaşabilir.” Prof. Dr. Erinç Yeldan ise “Vatandaş çaresizlik içinde dolara yöneliyor ve öbür taraftan da döviz piyasası ya açık şantaj ya da telkin gibi ekonomi dışı yollarla siyasi baskılarla şirketlerin döviz talebinin önüne geçmeye çalışılıyor. Bütün bunlar da daha büyük bir güvensizlik, belirsizlik ve paradan kaçış telaşı yaratıyor. Bu da yapışkan enflasyon dediğimiz paradan kaçıp bari alabildiğimiz her şeyi şimdiden alalım fikri üretiyor” dedi.

TL’DE KAYIP SÜRECEK

Yurttaşın, ekonomik verileri bankaların telkinlerine kapılmayacak kadar çok yakından takip ettiğini söyleyen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ise şunlarını vurguladı: “Enflasyonun zirvelere ulaştığı, reel TL faizlerin eksilere düştüğü bir konjonktürde döviz yine en iyi korunma aracı görünüyor. Zaten KKM de mevduatların döviz cinsinden değerini korumasını sağlıyor. Bu enstrümanın ek bir avantaj sağlaması ancak TL’nin başta dolar olmak üzere dövizler karşısında uygulanan yüzde 14 faizin altında değer kaybetmesiyle mümkün ki bu da pek olası değil.”  Kozanoğlu ayrıca, Avrupa ekonomisindeki durgunluk sinyalleri, dış ticaret açığı ve ülke risk primindeki yükselmeyle dolar/TL’de artışın süreceğini de ifade etti.

DOLARA ‘TATİL’ YOK

Türkiye’de dokuz günlük resmi tatil sürerken uluslararası piyasalar yeni haftaya hareketli başladı. Dolar güçlenmeye devam etti.

Bu kapsamda yeni haftaya 17.24’ten başlayan dolar/TL, gün içinde 17.39’a kadar yükseldi. Dolar/Avro paritesi 1.01 seviyesine kadar gerilerken Avro/TL de 17.57 seviyesinde kaldı. Gram altın yeni haftaya 970 TL’den başlarken brent ptrol ise 105 dolar seviyesinde seyretti.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler