Yabancı dil eğitiminde eşitsizlik

Milli Eğitim Bakanlığı 2017-2018 eğitim öğretim yılında, valiliklerin MEB Temel Eğitim Müdürlüğü'ne bildirdiği ortaokulların 5. sınıflarında yabancı dil ağırlıklı eğitim uygulamasını başlattı. Uygulama için 620 okul belirlendi ve bu okulların tüm 5. sınıf şubelerinde yabancı dil ağırlıklı eğitim verilmesi kararlaştırıldı. Uygulamada sonradan değişikliğe gidildi. Yabancı dil eğitimi verecek yeterli sayıda öğretmen olmaması nedeniyle, belirli 5. sınıf şubelerinde yabancı dil ağırlık eğitimi verilmeye başlandı. Söz konusu uygulama için Temel Eğitim Müdürlüğü bir de uygulama kitapçığı yayımladı, kitapçıkta "Yabancı dil ağırlıklı eğitim şubelerinde eğitim görecek öğrencilere seviye belirleme sınavı ya da notlara göre şube belirleme gibi uygulamalar yapılmayacaktır" ifadelerine yer verildi. Gelinen noktada bazı okulların bu kurala uymayıp öğrencilere seviye belirleme sınavları yaptığı ve bu sınavlar için velilerden ücret talep edildiği öğrenildi. 

VELİLERDEN ÜCRET BİLE ALMIŞLAR

Konuya ilişkin gazetemize konuşan Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Sekreteri Sibel Gökçe Evci, “Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nün yabancı dil eğitimi verilen şubelerde eğitim görecek öğrencilere seviye belirleme sınavı ya da notlara göre şube belirleme gibi uygulamaların yapılmayacağını belirtmesine rağmen bu uygulamayı yapan bazı okullarda buna uyulmadığını görüyoruz. 'Öğrenci Seçme Sınavı' ve 'Hazırbulunuşluk Sınavı' adı altında sınav uygulamaları yaptıklarını biliyoruz. Hatta bazı okulların web sayfalarında bunu duyurduklarını ve sınav tarihlerini yayınladıklarını da görüyoruz. Bunun yanında sınavlar için velilerden ücret alındığına dair bazı duyumlara da sahibiz" diye konuştu.  

'İSTİSMARA AÇIK SÜREÇ'

Okulların MEB talimatlarına aykırı bir şekilde davrandığını belirten Evci, "Okulların web sayfalarında sınavları alenen duyurması oldukça düşündürücü. Ayrıca, ücret alımına ilişkin durum ise neredeyse her eğitim öğretim kayıt döneminde bakanlığın 'Kayıt ücreti alınmayacaktır' demesine rağmen kayıt ücreti alınmasına benziyor. Kaç tane sınıfın oluşturulacağı, bu sınıflarda görev alacak öğretmen kadrosu sayısı, ne kadar öğrenci alınacağı,hangi düzeyde öğrenci alınacağı tamamen okulun insiyatifine bırakılmış durumda. Dolayısıyla bu süreç istismara açık bir süreçtir" değerlendirmelerinde bulundu. 

'EŞİTLİĞİ ENGELLİYOR'

Söz konusu uygulamanın öğrenciler arasında büyük bir eşitsizliğe neden olacağını vurgulayan Evci, "Bu eşitsizlik öğrencilerin eşit eğitim ve öğretim alma haklarını engelleyici niteliktedir. Eğer bu uygulama tüm öğrencilere eşit ve adil bir biçimde uygulanacaksa öncelikle okullardaki norm kadroları ayarlanması gerekir. Buradan da anlaşılacağı üzere okullarda norm kadro uygulaması oluşturulmadığı gibi öğrencilerin de aynı okul içerisinde bile eşitsiz eğitim almalarına neden olacaktır. Bu süreci hem art niyetli kullanıma çok açık olması hem öğrenciler arasında eşitsizlik yaratıcı nitelikte olması  hem de aynı okul içerisinde bile farklı uygulamalarla öğrenciler arasında baskı oluşturucu nitelikte olması yönüyle ciddi bir problem olarak önümüzde durmaktadır" dedi.