Prof. Dr. Hasan Şimşek, devlet okullarına bilinçli olarak verilen hasara dikkat çekti: 'Çocukları çöpe attınız'

Prof. Dr. Hasan Şimşek, devlet okulla-rının “dindarlaştırılmış gençlik” ve “özel sektö-rün güçlendirilmesi” politikaları sonucu büyük hasar aldığını söyledi.

Prof. Dr. Hasan Şimşek, devlet okullarına bilinçli olarak verilen hasara dikkat çekti: 'Çocukları çöpe attınız'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.02.2023 - 04:00

Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Şimşek, devlet okullarının, “dindarlaştırılmış gençlik yetiştirme” ve “özel sektörün güçlendirilmesi” politikaları sonucu büyük hasar aldığına dikkat çekerek  “Bu yoldan dönüşün emaresini görmüyorum. Bu hükümet devam ederse bu uygulamalar da devam edecek: En tehlikeli olan kız çocuklarının okumasına karşı olan bir grubun, okullara bu kadar rahat girip çıkabilmesi” dedi. Prof. Şimşek, istenmesi halinde devlet okullarına verilen hasarın, 4-5 yılda giderilebileceğini söyledi. 

“Devlet Okulları Neden Hedefte?” başlıklı bir kitap da yazan Prof. Dr. Şimşek’le, okulların yıllar içinde nasıl hasara uğratıldığını konuştuk.  

- Devlet okulları büyük hasar aldı diyorsunuz. Ne zaman başladı bu süreç? 

İlk operasyon gençliği dindarlaştırma. Devlet okulları bu amaç için seçilmiş bir alan olarak görülüyor ve bu yöntem epeyce cesur bir şekilde uygulanıyor. Devlet okullarının bir kısmı imam hatip okulu yapıldı. Diğerlerinin de öğretim programlarında dindarlaştırma yönünde sürekli değişiklikler yapılıyor. Okullarda mescit açılması 4. sınıftan itibaren zorunlu din dersi konulması, tarikat ve cemaatlerin kız çocuklarının eğitimine karşı tutumları bilinmesine rağmen bu tür insanların okullara yapılan protokollerle rahatça girip çıkmaları, devlet okulu müdürlerinin yaptığı birtakım operasyonlar, örneğin  müzik dersinde ‘Batı müziği öğretmeyeceksiniz, ilahi öğretin’ tarzında dayatmalar vb. onlarca uygulama var.

İkincisi de yeni liberal politikalar doğrultusunda eğitimde özel okulların payının artılması politikası. 

Bu iki ana eğitim politikasını AKP iktidarının ilk yıllarında görmüyoruz. 2012-2013 öğretim yılından itibaren, özellikle  4+4+4 sistemiyle muhafazakârlaştırma operasyonuna hız verildi. Bir iki yıl sonra da özel sektörün güçlendirilmesi projesi devreye sokuldu.

Hasan Şimşek

- Eğitimde en çok hasar nerede?

Yasalarımızda zorunlu eğitim 12 yıl ama fiilen 8 yıl. Daha da vahim olan 8 yılda da bazı kırılmalar ortaya çıktı. Örneğin, 4’üncü sınıfın sonunda özellikle kız çocuklarının bir kısmı zorunlu eğitimin dışına çıkmaya başladı. 280 bin çocuk hiç okula kayıt yaptırmamış, 230 bin çocuk da okuldan ayrılmış. Bu da 500 bine yakın çocuk demek. İlköğretim çağındaki çocukların yüzde 10’u sistem dışında. Kaba bir tabir olacak ama bu çocukları çöpe attınız. Bunların evlenip çocuk sahibi olduklarını düşünürseniz önümüzdeki 10-15-20 yılda 1.5-2 milyonluk bir kitleyi yoksulluğa, açlığa mahkûm etmiş durumdasınız. 

Milli Eğitim Bakanlığı ‘Okul öncesinde okullaşma oranı yüzde 100’ diye açıklama yapıyor. Bu rakamlar doğru değil. Bu oran olsa olsa yüzde 30-40-50 civarındadır. Bunun da büyük kısmı velilerin çocuklarını kendi ceplerinden özel okullara göndererek ortaya çıkan okullaşma. 

AÇIK LİSE FACİASI 

Başka bir facia daha söyleyeyim: Açık liseler. 1.5 milyon civarında bir öğrenci gidiyor açık liselere. Bu çocuklar fiilen eğitim görmüyor. Niye yaptılar? Çocuklar Kuran kurslarına gitsin diye, sanayiye çalışmaya gitsin diye. Bu çocuklar sınava girerek lise mezunu olacak ama gerçekte lise eğitimi almıyorlar. Burada da müthiş bir hasar var. Kısacası hangi eğitim kademesine baksanız hasar var. 

- Özel okullara gelen son zamlardan sonra orta sınıf aileler ne yapacak? 

Pahalanan özel okul ücretleri sonucunda veliler çocuklarını kaliteli özel okullardan alacak, niteliksiz, ucuz öğretmen çalıştıran apartman özel okullarına yönelecek. Talep yoğunlaştıkça bunların sayısı da artacaktır. Belki çok iyi olan özel okullar, daha az kaliteli ikinci üçüncü okul kompartımanları açacak. Kötü özel okul sektörüne mahkûm olmakla, hem insanların paraları karşılığında niteliksiz eğitim almalarına yol açmış hem de gelecekte insan sermayenizi niteliksiz hale getirmiş olursunuz. Birileri de bu açmazdan para kazanır. İnsanlar, ‘Dini eğitim mi, niteliksiz de olsa özel okul mu?’ ikilemine geldiğinde tercihini ideolojik olarak yapar, kalitesiz de olsa laik okulu seçer.

DEVLET OKULU TÜM HALKINDIR

- Veliler neden devlet okullarından uzaklaşmaya başladı? 

 

Devlet okulundan kaçan veli kitlesinin büyük kesimi laik modern toplum kesimlerinden gelen veliler. Çocuklarını böyle yönetilen devlet okullarına göndermek istemiyorlar, dolayısıyla gücü yettiği oranda özel okullara yöneliyor. “Ya imam hatibe ya da özel okula” zorlaması var ve bu  geniş kitleler açısından bir açmaz. Oysa devlet okulu halkın okuludur, eğitimin ücretsiz olarak sunulduğu kamusal yerdir. Bu okullar yalnızca belli bir toplumsal kesime hizmet edemez. Aslında Türkiye’nin genel profili bu kadar muhafazakâr değil. İmam hatipleri önce parlattılar, imam hatiplere olan ilgi şimdi azalmaya başladı. İmam-hatip okullarında 7-8 kişilik sınıflara ders veren öğretmenler var. Gerçekte muhazakâr insanlar da çocuklarını tek türleşmiş okullara göndermek istemiyor. Onlar da çocuklarının,  modern, iyi eğitim almasını, iyi bir meslek sahibi olmasını istiyorlar. İmam-hatiplere olan ilginin azalmasının temel nedeni de bu.

5 YILDA HASAR GİDERİLİR

- Devlet okulları nasıl ayağa kalkar? 

 

Siyasetin acil konusu bu olmak zorunda. Devlet okulu hasarlıdır, ayağa kaldırılması birinci derecede önceliklidir. Öncelikle çok kötü durumda olan devlet okullarından başlamalıyız. Bu okulların altyapı sorunlarının giderilmesi gerekli. Devlet okulunda uygulanan müfredattaki  dindarlaşma temelli bakış ortadan kaldırılmalı, modern, laik, evrensel bir eğitim sisteminin temelleri atılmalı. Bu girişimin arkasında sağlam bir felsefe olmalı. Bu felsefe Türkiye’yi dünyaya entegre edebilecek kaliteli bir eğitime odaklanmalı. Eğitim milli savunmadan daha önemlidir. Devlet okulunun hasarını onarmak için en az 5 yıllık ağır bir yatırım yapılması lazım. Bu hasar giderilir, eğitim ve devlet okulu 4-5 yıla kendini toparlar. İnsanlarımız devlet okuluna tekrar güven duymaya başlar. 

- Devlet okullarının yakın gelecekteki durumunu nasıl görüyorsunuz?

 

Bu hükümet devam ettiği sürece bu yoldan dönüşün emaresini görmüyorum. En tehlikeli olanı da kız çocuklarının okumasına karşı olan bir grubun, okullara bu kadar rahat girip çıkabilmesi. Açık olarak laiklik karşıtı olduğunu, kız çocuklarının okula gönderilmesinin günah olduğunu söyleyen insanlar türedi. Bu tür yapıları okullara sokarsanız bunlardan zarar görecek olan bizim gençliğimiz. 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler