Çocuklardaki sosyal ve psikolojik tahribat giderilemiyor

Uzaktan eğitimin uygulandığı, okulların bir açılıp bir kapandığı dönemden kalma olan iki yıllık eğitim kaybı varlığını koruyor. Salgın döneminin çocuklarda yarattığı sosyal ve psikolojik tahribat giderilemiyor. 

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Bu kaybı ortadan kaldırmak için öğretmenlerimiz büyük gayret gösterse de Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu soruna yönelik sistemli bir çözüm yolu sunmamış olması, durumun iyileşmesini zorlaştırıyor” dedi. 

Çocuklarda genel bir kendine güvensizlik ve içe dönüklük halinin bulunduğuna ve bunun ilköğretimde daha da yaygın olduğuna dikkat çeken Özbay, şöyle devam etti:

“Sosyalleşme, sosyal davranışları geliştirme, uyum sağlama, eğitim için çok kritik unsurlar ve çocuklarda bu konuda genel bir gerileme gözlemliyoruz. Lise kademesindeki öğrencilerde bu sorunlara bir de zor disipline olmak ve dikkatini toplayamamak sorunları eklenmiş durumda. MEB ise çocuklardaki bu sosyal ve psikolojik tahribata yönelik tamamen üç maymunu oynuyor. Öğrenme kaybının iç içe geçmiş sorunların toplamı olduğu ve pedagojik olarak bu sorunlara eğilmek gerektiği gerçeğini görmezden gelen Bakanlık şimdiye kadar sadece “ders geriliği”ne yönelik adım atmış durumda. Açılan destekleme yetiştirme kurslarında bile sadece Türkçe, Matematik gibi ana derslerin olduğunu görüyoruz. Yani bu kurslar da sınav eksenli bir mantığa sahip ve çocukların geri kaldığı diğer alanları es geçiyor. Öğrencileri kültürel olarak besleyecek; sanatla, genel kültürle ilgili bir destekleme söz konusu değil. Onların aşınan psikolojilerini ve sosyalleşme yetilerini onarmaya yönelik bir vizyon Bakanlık’ta yok.”

MORAL MAKASI AÇILDI 

Öğrenme kaybının giderilememesinin hatta düşük bir ivmeyle de olsa artış göstermesinin birçok nedeni bulunduğunu vurgulayan Özbay, bunları şöyle sıraladı:

“Tepetaklak giden ülke ekonomisinin okullara yansıması durumu zorlaştırıyor. Derslerinden, arkadaşlarından, hayallerinden başka bir şey için kafa yormaması gereken yaştaki öğrencilerimiz, sınıfta bile evdeki maddi durumu düşünür hale geldi. Ailesi zengin öğrenci ile ailesi yoksul öğrenci arasındaki moral makası, hiç olmadığı kadar açıldı. Tüm bunlar eğitimdeki dikkat ve sosyalleşme unsurlarını da aşındırıyor. Sefalete terk edilen, daha ayın ortası olmadan ay sonunu kara kara düşünecek duruma getirilen eğitim emekçilerinin de kuşkusuz tam performansla kendilerini derslere vermesi her zaman mümkün olmuyor.”

DERSLİK SORUNU 

Derslik sorununun da öğrenme kaybının giderilmesi önünde engel oluşturduğunu belirten Sendika Başkanı, “Hızla yeni derslikler inşa edilerek ülke genelinde sınıf ortalaması düşürülebilseydi, öğretmenlerin derste öğrencilerle daha bire bir ilgilenmesine de zemin hazırlanmış olacaktı. Taşımalı eğitim ve ikili eğitim garabetlerinin sürdürülmesi de öğrenme kaybını artıran bir durum AKP’nin yıllar önce sonlandırma sözü verdiği ancak hâlâ sürdürülen ikili eğitimin olduğu okullarda öğrencilerin bir bölümü zifiri karanlıkta okula gidip, uyku mahmurluğunu bile üstünden atamadan derslere girerken, diğer bir grup öğrenci akşamın karanlığında dersten çıkmış oluyor. Pedagojiye ve vicdana aykırı bu tablo, elbette eğitim kaybının ortadan kalkması konusunda önemli engellerden” dedi.