Suriye’deki gelişmeler Türkiye ve Ortadoğu'yu nasıl etkiler?
Suriye'deki cihatçı gruplar, 27 Ekim'de başlattıkları saldırının üçüncü gününde, Halep’in batısındaki kırsal yerleşimlerden geçerek doğuya doğru ilerledi ve şehir merkezindeki Halep kalesine ulaştı. 'Cihatçı grupların son 7 yıldır gerçekleştirdiği en büyük ilerleme' olarak kayıtlara geçen bu olay, Türkiye ve Ortadoğu'yu nasıl etkiler?
21. yüzyılın en büyük insani krizlerinden birine neden olan Suriye İç Savaşı'nda şiddet yeniden yüzünü gösterdi ve çatımalar, dünyanın gözünü yeniden Suriye'ye çevirdi. Cihatçı örgütler, 27 Kasım'da ülkenin ikinci büyük kenti ve eski ticaret merkezi olan Halep'e büyük bir saldırı başlattı. Gruplar, 29 Kasım itibariyle şehir merkezine girmeyi başardı. Bu saldırı, Suriye hükümetine yönelik son yıllarda gerçekleştirilen en büyük saldırı olarak kayıtlara geçti.
Peki, bu gelişmeler, Ortadoğu'daki zaten kırılgan olan istikrarı ve Türkiye'yi nasıl etkiler?
HALEP'İN STRATEJİK ÖNEMİ
Başkent Şam’ın yaklaşık 350 km kuzeyinde yer alan Halep, Suriye iç savaşının kritik cephelerinden biridir. Çatışmalardan önce, çoğunluğu Sünnilerden oluşan 2,3 milyon nüfusu ile Suriye’nin en büyük ikinci şehriydi.
2012 yılında terörist gruplar, Halep’in doğu yarısını ele geçirerek şehri hükümet güçlerine yönelik direnişin kalesi haline getirdi. Ancak, 2016’da Rusya’nın hava desteğiyle hükümet güçleri şehri yeniden kontrol altına aldı. Halep’in yeniden alınmasıyla Esad, Rusya ve İran’ın desteğiyle Suriye üzerinde kontrolünü pekiştirdi.
Bugün cihatçı grupların taarruzu, Halep çevresindeki bölgelere yöneldi ve şehrin kenar mahallelerinden merkeze doğru ilerledi. Eğer isyancılar başarılı olursa, bu durum Esad’ın ülke üzerindeki kontrolünü sarsabilir ve yoğun şehir çatışmalarının fitilini yeniden ateşleyebilir.
İşte, Halep'in stratejik önemini destekleyen ana nedenler:
Ticaret ve Ekonomi Merkezi
Halep, Suriye'nin en büyük ikinci şehri ve tarihsel olarak ülkenin ticaret merkeziydi. Şehir, Suriye’nin kuzeyindeki önemli bir ekonomik merkez olarak, hem iç pazarlar hem de dış ticaret için önemli bir konumdaydı. Halep, Suriye’nin zengin tarım alanlarının bulunduğu ve birçok ticaret yolunun kesişim noktasıydı. Bu, şehri, Suriye'nin endüstriyel ve ticari açıdan kalbi haline getirmişti.
Askeri ve Coğrafi Konum
Halep, Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye sınırına yakın bir konumda yer alıyor. Bu stratejik konum, Halep’i askeri açıdan son derece önemli kılıyor. Şehir, Türkiye’ye giden kara yolunun üzerinde bulunuyor ve bu nedenle birçok farklı askeri güç için lojistik ve ikmal yolları açısından kritik bir yer teşkil ediyor. Ayrıca, Halep, Suriye’nin kuzey bölgesinin ve diğer büyük şehirlere, özellikle Şam'a giden ana yolları kontrol etme açısından da büyük bir öneme sahipti.
Savaşın Sembolü ve Psikolojik Etki
2012 yılında başlayan iç savaşta, Halep, direnişin simgesi haline geldi. Şehir, Şam yönetimine karşı çıkan isyancıların büyük bir kısmının bulunduğu alanlardan biri oldu ve bu nedenle şehir, hem askeri hem de siyasi olarak önemli bir sembol haline geldi. Halep’in kontrolü, sadece askeri değil, aynı zamanda psikolojik bir zafer anlamına geliyordu. Şam yönetiminin, Halep’i 2016'da yeniden ele geçirmesi, savaşın dönüm noktalarından biri oldu ve Esad’ın ülke üzerindeki kontrolünü güçlendirdi.
Bölgesel Güvenlik ve Hava Sahası Kontrolü
Halep, özellikle bölgesel güvenlik açısından önemli bir nokta teşkil eder. Şehir, hava sahasının kontrolü ve hava saldırıları bakımından da kritik bir nokta olup, Suriye içindeki askeri harekâtların merkezi olmuştur. Ayrıca, Halep’in çevresindeki bölgelerdeki sınır geçişleri, özellikle Türkiye’ye ve diğer bölgesel aktörlere yönelik önemli lojistik rotalar oluşturmuştur.
SALDIRININ ARKASINDA KİM VAR?
Taarruza öncülük eden ana güç, Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) olarak bilinen grup. HTŞ, Suriye İç Savaşı'na katılan aktif bir selefi cihatçı örgüt. 28 Ocak 2017'de Cebhe Fetih el-Şam (eski adı el-Nusra Cephesi), Ensaruddin Cephesi, Ceyşu's-Sünne, Liva El-Hak ve Nureddin Zengi Hareketi adlı cihatçı grupların birleşmesiyle kuruldu.
HTŞ'nin, Suriye'de el-Kaide'nin temsilcisi olarak görülüyor ve grubun üst düzey yöneticilerinin el-Kaide ile bağlantısı olduğu biliniyor. Bu iddialara karşın HTŞ, el-Kaide'nin Suriye şubesi olduğunu reddediyor.
HTŞ, İdlib'in büyük bir bölümüyle komşu Halep, Lazkiye ve Hama illerinde küçük alanları kontrol ediyor.
SALDIRININ HEDEFLERİ NELER?
Terörist grupların sözde komutanı Hasan Abdulghani, bir video mesajında operasyonu "savunma amaçlı bir zorunluluk" olarak tanımladı. Abdulghani, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu operasyon bir tercih değil, halkımızı ve topraklarını savunmak için bir zorunluluk. Herkese açık bir şekilde, rejim milisleri ve müttefikleri, İranlı paralı askerler dahil, Suriyeli halkımıza karşı açık bir savaş ilan etti..."
Terörist grupların kısa vadeli hedefleri, sivil alanlara yönelik hava saldırılarını durdurmak, toprakları geri almak ve hükümet güçlerinin kritik ikmal hatlarını kesmek. Şimdiye kadar gösterdikleri ilerleme hızlı oldu ve Halep ilindeki birkaç köy, stratejik otoyol kavşakları ve bazı askeri merkezler ele geçirildi.
BÖLGESEL DİNAMİKLER VE TÜRKİYE
Saldırı, İran ve vekil güçlerinin, Hamas ve Hizbullah gibi grupların başka bölgelerde çatışmaya devam ettiği bir dönemde gerçekleşti. İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a, Gazze’de de Hamas’a karşı yürüttüğü saldırılar, İran destekli grupların kaynaklarını zorlamış durumda. Ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşa odaklanması da Suriye’deki hareketini kısıtladı.
Türkiye'nin, saldırıya katılan bazı isyancı grupları desteklediği bir gerçek, ancak çatışmaların artması sonucu oluşabilecek yeni ve büyük bir göç dalgasından da en çok etkilenecek ülkenin de yine Türkiye olduğu görülüyor.
Cihatçıların başkenti sayılan, Hatay sınırına bitişik İdlib'te 6 milyonun üzerinde insanın yaşadığı tahmin ediliyor ve Suriye iç savaşı boyunca Rusya destekli hükümet güçleri tarafından çevrelenen pek çok cihatçı grubun, yapılan anlaşmalar kapsamında otobüslerle bu bölgeye taşındığı biliniyor.
Bu durumda, şiddet bir kez daha bölgesel dinamikler üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurma potansiyeli taşıyor. Uluslararası Kurtarma Komitesi, son zamanlarda 7 bin ailenin yerinden edildiğini tahmin ediyor.
OLASI SENARYOLAR
Suriye hükümeti, ülke topraklarının yaklaşık yüzde 70’ini kontrol ediyor olsa da, bu kontrol büyük ölçüde Rusya ve İran gibi dış müttefiklerinin desteğine dayanıyor.
Son saldırı, Suriye’deki çatışmaları yeniden tırmandırabilir. IŞİD, büyük ölçüde mağlup olmuş olsa da, bölgedeki uyuyan hücreler aracılığıyla hâlâ faaliyet göstermektedir.
Hükümet kontrolünün zayıflaması, bu radikal grupların yeniden toparlanıp faaliyetlerini genişletmesi için fırsatlar yaratabilir.
Bu durumda ABD ve Batı koalisyonu yeniden YPG kartını masaya sürebilir.
Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyindeki terörist gruba karşı büyük hassasiyet taşıdığı biliniyor.
En Çok Okunan Haberler
- Son ankette çarpıcı sonuç
- Ankara'da yetişiyor, faydaları saymakla bitmiyor
- 'YPG, havalimanında kontrolü ele geçirdi’
- Özgür Özel, anket sonuçlarını paylaştı
- Karar verildi! Yönetim ve teknik direktör...
- 'Zenginleştin mi, haram yedin mi?'
- İsrail’in yeni cephesi: Halep
- Gözaltına alınan çok sayıda isim hakkında karar
- Antalya açıklarında 4.8 büyüklüğünde deprem!
- Milyonlarca araç sahibini ilgilendiriyor!