Stoltenberg dönemi sona erdi: NATO'nun yeni lideri Mark Rutte göreve başladı

Eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte, NATO Genel Sekreterliği görevini devralarak resmi olarak ittifakın yeni lideri oldu. NATO'nun Brüksel'deki karargahında düzenlenen törende Jens Stoltenberg, sembolik bir tokmağı Rutte'ye teslim etti.

Rutte'nin görevi devraldığı bu kritik dönemde, Ukrayna'daki savaş ve yaklaşan ABD başkanlık seçimleri, NATO'nun birliğini koruma çabalarını ön plana çıkarıyor. Özellikle ABD'nin Avrupa güvenliğine olan desteğinin sürdürülmesi, Rutte'nin öncelikleri arasında yer alıyor.

RUTTE'NİN ÖNCELİKLERİ

Rutte, NATO içindeki öncelikleri devam ettirerek, Ukrayna'ya desteğin sürdürülmesi, NATO üyelerinin savunma harcamalarını artırması ve ABD'nin ittifaka olan bağlılığının korunması yönünde adımlar atacak.

Ancak Ukrayna'daki savaşın uzun süreli bir yıpratma savaşına dönüşmesi ve ABD'deki NATO karşıtı Donald Trump'ın seçimde güçlü bir rakip olması, ittifakın geleceğini belirsiz kılıyor.

Rutte, Hollanda başbakanlığı döneminde Ukrayna'ya güçlü desteği ile biliniyordu. Eski ABD Başkanı Trump'a yönelik eleştirileriyle de dikkat çeken Rutte, Avrupa'nın kendi savunmasını güçlendirmesi gerektiğini savunmuştu.

NATO'NUN MERKEZİ ROLÜ

Ukrayna savaşı, NATO'yu tekrar uluslararası sahnenin merkezine taşıdı. 1949'da Sovyetler Birliği'ne karşı Batı Avrupa'yı koruma amacıyla kurulan NATO, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesiyle yeniden gündeme oturdu. İsveç ve Finlandiya'nın geleneksel tarafsızlık politikalarını terk edip NATO'ya katılması da bu süreçte gerçekleşti.

Rutte'nin en önemli görevlerinden biri, NATO'nun yeni savunma planlarını hayata geçirmek için üye ülkelerden daha fazla asker, silah ve bütçe talep etmek olacak. ABD, NATO'nun en güçlü üyesi olsa da, ittifak kararlarını oybirliği ile alıyor. Bu da Rutte'nin uzlaşmacı liderlik vasıflarını ön plana çıkaracak.

Rutte'nin koalisyon hükümetlerinde uzun yıllar edindiği deneyim, bu rol için onu uygun kılıyor. Ancak diplomatlar, Rutte'nin zaman zaman diğer Avrupa ülkelerini eleştiren tutumunu dizginlemesi ve savunma projeleri için Avrupa Birliği'nin ortak borçlanmasına karşı olan tutumunu gözden geçirmesi gerektiğini belirtiyor.