Rusya-Ukrayna savaşı ne zaman bitecek?

Rusya-Ukrayna savaşı 132. gününe girerken, iki ülkeyi uzlaştırma çabaları da devam ediyor. ABD'li Senatör Joe Manchin'in Dünya Ekonomik Forumu'nda sarf ettiği sözler ise Ukrayna'ya milyarlarca dolar askeri yardım yapan ABD'nin, söz konusu barış çabalarına bakışını ortaya koyuyor. Manchin, forumda Ukrayna ile Rusya arasında imzalanabilecek her türden barış anlaşmasına karşı olduğunu söyledi. Avustralyalı gazeteci ve yazar Caitlin Johnstone, Rusya-Ukrayna savaşına dair Manchin'in sözlerinin merkezde olduğu çarpıcı bir analiz kaleme aldı.

İşte, o analizin tam metni:

"SAVAŞI FIRSAT OLARAK GÖRÜYORLAR..."

Washington'daki en güçlü seçilmiş yetkililerden biri olan Manchin, seçenek olarak yalnızca Rusya'nın Ukrayna'dan zorla çıkarılmasının kabul edilebilir olduğunu; savaşın, Putin'i iktidardan indirmek için kullanılması gerektiğini ve bazı stratejistlerin bu savaşı bir “fırsat” olarak gördüğünü açıkça ifade etti.

Manchin, “Ukrayna'daki savaşı bir tür anlaşmayla değil, galibiyetle sona erdirmeye tamamen kararlıyım. Olmamız gereken yerin burası olduğunu düşünmüyorum" dedi.

Manchin'in yorumları, ABD merkezli imparatorluğun Ukrayna'daki gerçek gündemleri ile mükemmel bir uyum içinde.

Geçen ay ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, bu savaştaki amacın Ukrayna'da barış ya da Rusya'nın salt askeri yenilgisi değil, aslında Rusya'yı bir ulus olarak zayıflatmak olduğunu kabul ederek, “Rusya'nın, Ukrayna'yı işgal ederken yaptığı türden şeyleri yapamayacak ölçüde zayıfladığını görmek istiyoruz" dedi.

New York Times ise geçen hafta, Biden yönetiminin, "Rusya'nın küresel enerji ekonomisindeki merkezi rolünü yok etme uzun vadeli hedefiyle, petrol gelirlerini boğmak" için yeni planlar geliştirdiğini bildirdi.

Biden yönetiminin açıklamaları aslında savaşın uzun süre devam etmesini beklediklerini gösteriyor. Ölüm ve yıkımı en aza indirmek için hızlı bir sonuca ulaşmak ABD imparatorluğu için açıkça istenmeyen bir durum.

MENÜDE BARIŞ YOK

Ottawa Üniversitesi'nden Ivan Katchanovski'ye göre, "Ukrayna'nın tarafsız bir ülke olarak kalacağına söz verdiği Minsk taahhütlerine uyması Rus işgalini durdurabilir..." Biraz diplomasi ve makul bir uzlaşmayla bu savaş kolayca önlenebilir.

ABD istihbaratının, Kremlin'in Ukrayna için ne planladığını iyi görüyor olmalı. Bu yüzden işgali önlemek için neler yapılabileceklerini de tam olarak biliyorlardı. Bilerek bunların hiçbirini yapmamayı seçtiler, çünkü amaç bu savaşı olabildiğince kışkırtmak ve ardından Ukraynalıları Moskova'ya karşı silahlandırmaktı.

Biden yönetiminin barış müzakerelerine yönelik diplomatik çabaları engellemesinin nedeni de budur. Bu sebeple, Ukrayna'ya herhangi bir diplomatik müzakere yetkisi vermeyi reddetmiştir. 

İmparatorluk ve propaganda merkezleri, milis kuvvetlerinin Ukrayna'da "barış" için savaştığını iddia etmekten hoşlanıyor. Geçen gün, neo-Nazi Azak Taburu'ndaki milisleri "silah arkadaşları" olarak nitelendiren Kyiv Independent'ten gazeteci Illia Ponomarenko şu tweet'i attı:

Tanrım, Noel zamanında Ukrayna'da barış istiyorum. Kiev'in karlı sokaklarında havai fişekler ve neşe. Vatansever şarkılar, Meydan'da birbirlerine sarılan yabancılar, "Mutlu Noeller, savaş bitti..." Bu harika olurdu, sizce de öyle değil mi?

Ancak savaşın ne olduğunu bilen herkes bunun çok saçma olduğunu bilir. Ukrayna'da amaç barış değil. Savaşan Ukraynalıların çoğu kesinlikle anavatanlarında barış için savaştıklarına inanıyor ve kesinlikle niyetleri barış, ancak imparatorluğun tutumu bu yönde değil.

Ukrayna, Moskova'yı uzun ve maliyetli bir çıkmaza sokmak için top yemi olarak kullanılmaktan bir şekilde kaçınsa bile ve bir şekilde Moskova'ya ezici ve kesin bir yenilgi vermeyi başarsalar bile, bu, kısa vadede savaşın sonu anlamına gelmeyecektir. İmparatorluk ve vekilleri Moskova'ya saldırırken, savaş sadece şekil değiştirecektir.

Bu savaş Rusya'nın Ukrayna'dan kovulmasıyla bitmiyor, rejim değişikliği ve Rusya Federasyonu'nun balkanlaşmasıyla bitiyor. Bu savaş, Çin'in yükselişi durdurulduğunda, ABD'nin tek kutuplu hegemonyası güvence altına alındığında ya da İmparatorluk çöktüğünde, hepimiz nükleer bir soykırım ile yaşamlarımızı yitirdiğimizde mi sona erecek?