Politico'dan Türkiye'de 'yıl sonu enflasyon' öngörüsü

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla Türkiye sadece siyasi değil, ekonomik açıdan da çalkantılı bir sürece girdi. 2028 seçimleri için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en güçlü rakip olarak görülen İmamoğlu’nun cezaevine gönderilmesi, ulusal ve uluslararası kamuoyunda sert tepkilere yol açarken piyasalarda da sert sarsıntılara neden oldu. Yabancı yatırımcılar gelişmeleri kaygıyla izliyor ve Türk lirasının daha ne kadar değer kaybedeceği herkesçe merak ediliyor.

Ankara, haftanın ilk iş gününde bu sarsıntının daha derinleşmesini önlemek için bir dizi acil önlem açıkladı. Merkez Bankası faiz artışı ve likidite daraltıcı adımlarla müdahalede bulunurken, Sermaye Piyasası Kurulu da borsada açığa satış yasağı ve hisse geri alımı kolaylıklarıyla piyasaya destek olmaya çalıştı. 

ABD merkezli Politico'da, Geoffrey Smith imzasıyla yayımlanan bir analize göre uzmanlar, siyasi belirsizlik devam ettikçe ekonomideki dalgalanmaların da sürebileceği uyarısında bulunuyor.

İşte, o analizden öne çıkanlar:

"İBB'YE KAYYUM ATANIRSA..."

Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rakibi Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla tam anlamıyla siyasi bir krize sürüklenirken, döviz ve borsa piyasasında yaşanan çöküşü önlemeye çalışıyor.

Türk lirası hafta başında, Amerikan doları karşısında yaklaşık yüzde 2 değer kaybederken; devlet tahvilleri de yoğun satışlarla sarsıldı. Ancak öğle saatlerine gelindiğinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) aldığı acil önlemlerin en azından kısa vadede etkisini gösterdiğine dair işaretler vardı.

Deutsche Bank stratejisti Jim Reid, pazartesi günü yatırımcılara gönderdiği notta, protestoların ve piyasadaki tepkinin daha da kötü olabileceğini belirtti. Reid, “İmamoğlu’na terör suçlaması yöneltilmemiş olması, haberin potansiyel etkisini hafifletti,” diyerek, böyle bir durumda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanabileceğini ve bunun daha büyük toplumsal tepkilere neden olabileceğini ifade etti.

LİRADA DEĞER KAYBI DEVAM EDECEK Mİ?

Yatırımcılar açısından bu gelişmeler, Türkiye’nin tam anlamıyla bir otokrasiye sürükleneceği ve Erdoğan’ın iktidarını pekiştirmek adına ekonomiyi ve piyasa kurallarını bir kez daha ihlal edeceği yönündeki endişeleri canlandırdı.

Yabancı yatırımcılar ve pek çok yerli şirket hâlâ, Erdoğan’ın 2024’te yüzde 80’i aşan enflasyona yol açan aşırı kamu harcamalarıyla kazandığı seçimlerin ardından yaşadıkları kayıpların etkisini atlatmaya çalışıyor. 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından muhalefete yönelik baskılar sonrası lira büyük değer kayıpları yaşamış ve bu durum, yerli piyasada ciddi zararlara yol açmıştı.

Ancak analistlere göre bu kez farklı olan nokta, Türkiye ekonomisinin görece daha sağlam bir zeminde duruyor olması. Enflasyon istikrarlı biçimde düşüyor, bankacılık sistemine güven artıyor. JPMorgan analistlerine göre,Türkiye ekonomisinin geleneksel “Aşil topuğu” sayılan cari açık üç aydır, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 4’ünün altında seyrediyor.

Analistlere göre, her ne kadar bazı göstergeler bozulmaya başlasa da makroekonomik göstergeler, liranın büyük bir düzeltmeye gitmesini gerektirecek bir durumda değil.

"TÜNELİN UCUNDA GÖLGE VAR"

Yine de analistler, sürecin tamamen kontrol altına alınmadığı konusunda uyarıyor. 

BNP Paribas analistleri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yılın geri kalanında beklenenden daha sıkı bir para politikası izlemek zorunda kalacağını ve bu durumun ekonomiye destek verme kapasitesini sınırlayacağını belirtiyor.

Analistlere göre, zayıf lira, ithalat maliyetlerini artırmaya devam edecek ve bu durum enflasyonu yıl sonunda yüzde 30 civarında tutacak.