Fidan’ın Blinken’la Suriye sınırında 30 kilometrelik hattı masaya yatırması bekleniyor: ‘Güvenli bölge’ pazarlığı

Dışişleri bakanının, Ankara’yı yarın ziyaret etmesi öngörülen ABD’li mevkidaşı ile Suriye’deki yeni yapılanmayı ele alacağı öğrenildi. Terör örgütü YPG, Münbiç ve Deyrizor’un kontrolünü kaybetti.

Fidan’ın Blinken’la Suriye sınırında 30 kilometrelik hattı masaya yatırması bekleniyor: ‘Güvenli bölge’ pazarlığı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.12.2024 - 04:00

Suriye’de El Kaide bağlantılı terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ) öncülüğündeki grupların, Esad yönetimini devirmesinin ardından ortaya çıkan yeni denklemde AnkaraWashington hattında temaslar “YPG’nin bölgedeki varlığı” üzerinde yoğunlaştı. Suriye’deki son gelişmeler üzerine 7 ve 10 Aralık tarihlerinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile telefon görüşmesi yapan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın yarın Ürdün ve Türkiye’ye ziyaret edeceği açıklandı. Ankara’da bir araya gelecek iki bakan, 61 yıllık Baas yönetiminin devrilmesi sonrası yaşanan tarihi süreci, Ortadoğu’daki yeni yapılanmayı ve İsrail’in Suriye’deki ilerleyişini ele alacak. 

TRUMP ETKİLİ OLDU

Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre Ankara’nın uzun yıllardır Suriye’nin kuzeyinde 30 kilometre derinliğinde bir “güvenli bölge” oluşturma hedefi Fidan ile Blinken’ın görüşmesinde yarın değerlendirilecek. Türkiye’nin NATO müttefiklerine 30 kilometre derinliğinde YPG unsuru kalmaması yönünde isteği bulunurken Washington’ın ise terör örgütünü “IŞİD tehdidi” adı altında desteklemeye devam ettiği biliniyor. Görüşmede konunun ayrıntılarının ele alınması beklenirken Biden yönetiminin Ankara’nın bu talebine önceki döneme göre daha sıcak yaklaştığı, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın “Suriye’de ne işimiz var” yaklaşımının da bu konuda etkili olduğu öğrenildi. İki bakanın temaslarının sonucuna göre ABD Başkanı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile telefon görüşmesi yapabileceği kulislerde konuşuluyor. 

Türkiye’nin desteklediği gruplardan Suriye Milli Ordusu (SMO) terör örgütü PKK/YPG’nin askeri kanadını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) egemen olduğu Tel Rıfat ve Münbiç’te tam kontrolü sağladığı bildirildi. Suriye’nin kuzeyinde bulunan SDG’nin üst düzey komutanı Mazlum Abdi, SMO ile ABD arabuluculuğunda Münbiç konusunda ateşkese vardıklarını belirtti. Sivillerin güvenli çıkışı karşılığında YPG’lilerin bölgeden çekileceğini savundu. 

ABD’DEN YPG ZİYARETİ

Bununla beraber ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Erik Kurilla’nın, Suriye’nin kuzeyindeki YPG’li teröristleri ziyaret ettiği duyuruldu. CENTCOM açıklamasında, “Kuvvet koruma önlemleri, hızla değişen durum ve IŞİD’in durumu istismar etmesini önlemeye yönelik çabalar hakkında bilgi aldı” dendi. Ardından Kurilla, Bağdat’a geçti. 

HTŞ komutanlarından Hassan Abdülgani ise dün Suriye’nin doğusunda SDG etkinliğinde bulunan Deyrizor’da kontrolün tamamen ele geçirildiğini bildirdi. 

‘BİR SONRAKİ HEDEF FIRAT’IN DOĞUSU’

Terör örgütü YPG’nin Suriye’deki etkinlik alanlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan ORSAM Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, “YPG, ABD’nin desteği ile günümüzde Fırat’ın doğusunda elde ettiği tüm toprakları kontrol eder hale geldi” dedi. Orhan, Suriye’ye Kürt nüfusunun Kamışlı, Haseke vilayetinin kuzeyindeki bölgeler, Ayn El Arap ve Afrin’de toplandığını” aktardı. Orhan, “Kendi içinde homojen bir yapıya sahip değil. Rakka, Deyrizor gibi Arap aşiretçiliğinin ve Arap nüfusunun çok güçlü olduğu bölgelere de genişlediler, Münbiç ve Tel Rıfat da aynı şekilde tamamen nüfus çoğunluğunun Araplardan oluştuğu bölgeler. Fırat’ı sınır kabul edecek olursak doğudaki bölge YPG’nin ve bölge nüfusunun sadece yüzde 17’si Kürt, kalan büyük kısmı Araplar ve azınlıklar” ifadelerini kullandı. Orhan, “Bundan sonra Türkiye’nin odağı, Fırat’ın doğusunda kalan YPG bölgeleri olacaktır. Münbiç, Fırat’ın doğusu ile batısı arasında geçiş hattı olduğu için jeopolitik açıdan önemliydi” diye konuştu. 

Arap nüfusunun yoğun olduğu Rakka gibi bölgelerde farklı bir strateji izlenebileceğini ve buradaki en büyük zorluğun ABD’nin askeri varlığı ile İsrail’in son dönemde “Kürtler doğal müttefikimiz” yönündeki açıklamaları olduğunu söyledi. İsrail’in bölgeyi İran’a karşı bir tampon ve Türkiye’ye karşı da koz olarak desteklemeye devam edeceğini belirten Orhan, “Arap nüfusunun yoğun olduğu bölgede sanki bir Kürt oluşumu yaratılmak isteniyor” yorumunu yaptı.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler