Deniz Berktay ile Kuzeyden notlar: Liderlerin tarih merakı
Daha önce, bu köşede epeyce yazmıştık: Rusya ve diğer Doğu Avrupa ülkelerinde tarih, epey politize olmuş bir alandır. Bu ülkelerin siyasetçileri, iç ve dış politikadaki tavırlarını meşrulaştırmak için tarihi kullanırlar; kimi zaman da yeniden yazarlar.
Politize olmuş siyasi konuların başında da, II. Dünya Savaşı gelir. Rusya, Sovyetler Birliği’nin tek halefi olarak bu zaferi sahiplenir ve Avrupa’yı faşizmden kurtaranın kendisi olduğunu söyler. Buradan da hareketle, Rusya’nın Avrupa siyasetinde ağırlığının olması gerektiğini savunur. Rusya yönetimi ayrıca, ülkenin NATO (ABD) tarafından kuşatılmasını, Nazilerin 1941’de Sovyetler Birliği’ne saldırmasına benzetir ve “O zaman da düşmanı yendik, şimdi de yeneceğiz” der. Ukrayna savaşı başlamadan önce de böyleydi, savaşla birlikte bu söylem daha da yoğunlaştı. Zira Rusya, savaşı sadece Ukrayna’ya değil, bütün Batı’ya karşı yürüttüğünü savunuyor.
STALİNGRAD BENZETMESİ
Önceki gün, II. Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren, yüz binlerce Alman askerinin teslim olmak zorunda kaldığı Stalingrad Bozgunu’nun (veya Sovyetlerin Stalingrad Zaferi), 80. yıldönümü idi. Stalin’in ölümünden üç yıl sonra Kruşçev’in liderliğindeki yeni Sovyet yönetimi, bütün olumsuzlukların sorumluluğunu Stalin’e yükleyip onu hain ilan etmişti. Stalingrad’ın adı da, Volgograd olarak değişmişti. Ama şimdi, 60 yıldan sonra ilk kez birkaç günlüğüne bile olsa Volgograd kentinin adı Stalingrad olarak değiştirildi. Putin, Ukrayna’yla savaşı, Stalingrad muharebesine benzetti ve Almanya’nın şimdi de Ukrayna’ya tanklar göndererek aynı şeyleri tekrar ettiğini savundu. Rusya yönetimi, milliyetçilerin istikrar simgesi olarak gördükleri Stalin’i giderek daha açık şekilde övüyor. Yakında kentin adı tekrar (bu sefer temelli olarak) Stalingrad olarak değişirse şaşırmamak gerek.
Tarihe atıfta bulunan bir lider de Zelenski. Geçenlerde, 1863’te Çarlık Rusyası’na karşı Polonyalıların başlattığı ayaklanmanın 160. yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, Ukraynalılarla Polonyalıların o zaman da şimdi de beraber hareket ettiğini söyledi. Ancak gerçek, biraz daha farklı: 1863 Polonya Ayaklanması, Rusya’nın fethettiği Polonya ve Ukrayna topraklarındaki Polonyalı üst sınıfların ayaklanmasıydı. Ve bunlar, Ukraynalı köylülerin de desteğini almak için “sizin ve bizim özgürlüğümüz için” sloganını geliştirmişler fakat Polonyalı aristokratların baskısını gayet iyi hatırlayan yoksul Ukraynalı köylüler, Polonyalıları yakalayıp Ruslara teslim etmekle uğraşmıştı. Şimdi şartların farklı olması, ayrı konu.
KİEV’DE AB ZİRVESİ
Ukrayna’da dün, büyük bir zirve vardı. Avrupa Konseyi Başkanı Ursula Von der Leyen ve AB üst düzey yetkilileri, AB-Ukrayna Zirvesi için Kiev’e gelmişti. Ukrayna, 23 Haziran 2022’de, AB’ye aday ülke oldu. Şimdi Ukrayna yönetimi, yıl sonuna kadar, AB’den müzakere tarihi almaya çalışıyor. Ancak AB’de herkesin buna sıcak baktığı söylenemez. Bunun ayrıntıları da ayrı bir yazı konusu olsun.
denizberktay@yahoo.com
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin en ünlü tekstil devi kapandı
- SMA'lı bebeğin babası intihar etti!
- Muğla'da helikopter kazası: 4 kişi öldü!
- Soğuk havada TIR kuyruğu 30 kilometreyi geçti
- CHP'den Erdoğan'a sert yanıt!
- Öğrencisinin Suriye'de Bakan olduğunu öğrendi
- Evini kiraya verecekler için geri sayım
- 'Su sorununu çözmek, DSİ'nin görevi değil'
- İstanbul Barosu hakkında soruşturma!
- 'Ev hapsi' kararının ardından ilk kez konuştu