Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: AB farklı davranır mı?

Ukrayna’da yaşamış veya burayı yakından gözlemleyen herkes bilir: Türkiye’yle Ukrayna’nın pek çok ortak özelliği var. Siyasi partilerin kişilerle özdeşleşmesi bunlardan biri.

Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: AB farklı davranır mı?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.11.2023 - 04:00

Geçiş yolları üzerinde yer almak bir diğeri. Geçiş yolları üzerinde yer almakla bağlantılı bir diğer ortak özellik, iki ülkenin de Doğu’yla Batı arasında kalmış olması. Yine iki ülkenin de aydın ve yönetici kesiminin önemli bir bölümü, Batı karşısında eksiklik duygusu içinde, Batı’ya eklemlenmeyi, Batı’dan kabul görmeyi büyük bir kazanım olarak görür. Bu eksiklik duygusu da kendisini en yoğun şekilde, AB’ye üyelik çabalarında gösterir. AB, gerek Türkiye’de gerekse Ukrayna’da kendisine yönelik bu yoğun ilgiyi sonuna kadar kullanır ve her iki ülkede de bu ilgiyi canlı tutmak için elinden geleni yapar.

O dönemleri yaşayanlar, 1990’ların sonu ve 2000’lerin başlarında Türkiye’de estirilen AB rüzgârlarını hatırlayacaktır. AB üyeliği, bütün Türklerin benimsemesi gereken bir “milli hedef” olarak gösteriliyor, AB’ye girmek hem ekonomik hem de toplumsal bütün sorunlarımızı çözecek bir sihirli değnek olarak pazarlanıyor, buna karşılık “Acaba AB’ye girmesek olmaz mı” diye soranlar, psikolojik linç kampanyasına mazur bırakılıyordu. AB ne isterse yapmaya mecburduk! Rahmetli Erol Manisalı’nın ve Mümtaz Soysal’ın yazıları, kitapları, dönemin bilgi kirliliğinde bize ışık tutuyordu.

UKRAYNA’DA ESTİRİLİYOR

AB’ye girmenin olmazsa olmaz olduğu fikri, dizilerde bile aşılanıyordu: Çocuklar Duymasın dizisinde, evin küçük oğlanı Havuç’a, AB’ye girildiğinde çocukların AB ülkelerinde okuyabileceği söyletiliyordu (“Havuç” rolünü oynayan Furkan Kızılay, şimdi 33 yaşına geldi, daha hâlâ AB’ye gireceğiz).

İşte bu propagandaların daha güçlüsü, yıllardan beri, Ukrayna’da estiriliyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, geçen cumartesi Kiev’e geldi ve Ukrayna’ya övgüler düzerek ayrıldı. AB’nin yarın genişleme raporunu açıklaması bekleniyor. Ukraynalı yetkililer, müzakerelerin en yakın zamanda başlayacağı beklentisi içinde.

ÜYELİK ŞANSI TARTIŞMALI

Ne var ki bizim de tecrübeyle öğrendiğimiz üzere müzakerelerin başlaması ayrı, üye olmak apayrı. Türkiye’yle kıyaslandığında, Ukrayna’nın AB’ye üye olma şansı daha fazla. Her şeyden önce kültürel yakınlık var. Ancak bu, geniş nüfusa ve yüzölçümüne sahip olan ve yanı başında Rusya gibi belalı komşusu olan bir ülkeyi üye yapmaya yeterli değil. Ayrıca, AB içinde, Ukrayna’nın üyeliğine açıkça mesafeli olan (Macaristan gibi) ülkelerin yanısıra, Ukrayna’yı savunuyormuş gibi yapan fakat aslında tarım ve ucuz işgücü alanında onu rakip gören (Polonya gibi) ülkeler var. Ukrayna’da Rusya ve Batı yanlısı siyasi güçlerin karşı karşıya geldiği 2004 ve 2014 ihtilalleri sırasında, Ukrayna’da Batı yanlıları iktidara gelirse Ukrayna’nın çabucak AB’ye gireceği havası yaratılmış, fakat her iki ihtilalden sonra da Ukrayna’daki Batı yanlıları ortada bırakılmıştı. Şimdi Rus işgalinin başladığı ve Rusya’nın anlaşma imkânı tanımadığı şartlarda Ukrayna AB’ye tam üye olacak mı, yoksa Batı’nın etkisi altında üyelik dışı bir seçeneğe mi yönlendirilecek, bunu yakında göreceğiz.

denizberktay@yahoo.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler