Kubilay ve karşı devrim ayaklanması

KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet Ege için yazdı...

Kubilay ve karşı devrim ayaklanması
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.12.2023 - 09:30

23 Aralık 1930 günü, Derviş Mehmet ve altı arkadaşıyla beraber, Menemen hükümet konağına gelmiş ve;

“Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim. Ben mehdiyim, dinimiz mahvoluyor, şeriatı kurtarmaya geldim” diye bağırmaya başlamıştır. Halkı şeriat için bayrak altında toplamaya davet etmiş ve etrafında büyük bir kalabalık “tekbir” getirerek toplanmaya başlamıştır. 

Menemen’de yedek subaylığını yapmakta olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay, bu olaya engel olmaya kalkışmış, tüfeklerinde manevra mermisi olduğu için, kurşunlar tesir etmemiştir. Bunun üzerine, “Ben mehdiyim” bakın kurşun işlemiyor diyen Derviş Mehmet ve arkadaşları Kubilay’ı yere yatırmışlar ve Derviş Mehmet, elindeki bıçakla başını keserek vücudundan ayırmışlardı. Derviş Mehmet, Kubilay’ın başını kestikten sonra, kanını içmek helaldir diyerek, avucuna aldığı Kubilay’ın kanını içmiştir. Sonra da Kubilay’ın kesik başını bir kazığa geçirerek halka göstermiş ve gözü dönmüş yobazlar olay yerine yetişen bir bekçi ile jandarma askerini de şehit etmişlerdir. Bu olay Ankara’da bomba tesiri yapmıştır. Yapılan toplantıda; 

“Binlerce Menemenliden kimse çıkıp engel olmuyor, üstelik tekbirlerle teşvik ediyorlar. Yunan idaresi altındayken bu hainler neredeydiler? Onların namusunu ve dinini kurtaran bir ordunun subayına reva gördükleri bu saldırının cezasını yalnız hain katiller değil, hepsi en ağır şekilde çekmelidir. Bu Cumhuriyet’in ve bizim başımızı kesmektir. Bundan bütün Menemen sorumludur. Bu kasaba “Vilmodit” ilan edilmeyi hak etmiştir. Fransızca olan “Ville Maudite” kelimesinin karşılığı cezalandırılmış şehirdir. Vilmodit kasaba demek; o kasabanın bütün halkı şehir dışına çıkarılır, aileler, birer ikişer memleketin başka şehirlerine dağıtılır, tam boşalmış şehir tümüyle yakılır, bugünkü ve yarınki nesillere ibret olmak üzere hükümet meydanına büyük bir siyah taş, sütün olarak dikilir. Derhal harekete geçmeliyiz.”

31 Aralık 1930 tarihli Bakanlar Kurulu ile kurulan, Sıkıyönetim mahkemesi, duruşmaları tamamlamış ve TBMM’nin kararıyla, 3 Şubat 1931 tarihinde, idam cezaları kesinleşmiş, aynı gün Menemen’de ve Kubilay’ın katledildiği yerde suçlular, infaz edilmiştir. 3 Şubat 1931 tarihli Anadolu Ajansı’nın haberi şöyledir: 

“İdam hükümleri bu sabah infaz edildi. Derviş Mehmet Emin, Şehit Kubilay’ın başının kesildiği yerde kurulan sehpada idam edildi. 28 mahkûm, Tuz pazarında ve bedesten ve sinema önünde asılmışlardır.” 

Gazi, 7 Mart 1925 tarihinde yayınladığı bildiride şöyle diyordu:

“Devletin sarsılmaz nüfuz ve kudreti, her­hangi maksatla Cumhuriyet’in silahlı kuvvetlerine karşı koymaya yeltenen asilerin ve milletin masum fikrini karıştıran ve küçültenlerin mümkün olan hız­la tepelenmelerini emreder; sivil ve askerî devlet me­murlarını her şeyden önce yüksek görevlerini, duraksamadan ve tam bir azim ve şiddetle yapmaya davet ederim.”

18 Aralık 2023

Ahmet Gürel

Atatürk Araştırmacısı 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon