Bergama Kermesi ve anlamı
KONUK YAZAR | Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın, Cumhuriyet Ege için yazdı...
Kermes Bergama’nın kendine özel bayramıdır. Başka kentlere nasip olmamış bir bayram!
2500 yıl önce, Pergamon Krallığı’nın görkemli günlerinde Bergama Akrapolü sayısız şenliklere tanık oluyordu.
Bir şenlik biter bir şenlik başlardı.
Şenliklerde büyük tiyatro yapılarında bir araya gelmek, buralarda simgesel mitolojik öyküleri canlandırmak, Zeus Sunağı gibi kutsal ortamları ziyaret etmek, bu alımlı mekanlarda ruhsal olarak arınmak, seçkin sanatçılarla birlikte sokak ortasında eğlenmek Bergama halkının yaşam biçimiydi.
Bergama Kermesi 87 yıldır, Mayıs ayı sonlarında, Haziran ayı başlarında, ortalarında yapılıyor
Kermes’in her yılın bahar günlerinde düzenlenmesi elbette bir rastlantı değildi.
Gelen yeni üretim mevsimini her yerde şarkılarla karşılamak, kent, ziyaret eden verimliliğinden yararlanmak için gelen konukları en iyi şekilde ağırlamak, gelenekten öte, Bergamalıların yaşama coşkuyla bakmasının göstergesiydi.
Üstelik eğlence için Bergama’da bu günlerin seçilmesinin pratik bir yararı da vardı:
Tütünler yeni ekilmiştir, çiftçiler tarlaya göç etmemiştir henüz.
Buğdayların biçilmesine de biraz daha zaman vardır.
Bağlara, denize gidecek esnaf, memur içinde hava daha yeterince ısınmamıştır.
Ancak hava biraz kaprislidir.
Aynen ünlü İtalyan besteci Vivaldi’nin “İlkbahar Konçertosu”nda olduğu gibi doğanın ritmi birden değişebilir.
Yağmur her an yağabilir, rüzgarın nerden geldiği belli olmaz.
Böyle bir ortamda yaşanan bir şenliktir Bergama’nın Kermesi.
Peki Antik Çağların bahar bayramlarını anar gibi Cumhuriyet döneminde her yıl düzenlenen şenliğe ad olan Kermes ne demektir?
Anlamı, önemi, özelliği nedir?
Zamanla niçin birçok kente örnek olmuştur?
(1950’ler Bergama)
***
Kermes sözcüğü dilimizde genellikle kadınlar arasında açık ya da kapalı mekanlarda, bir toplumsal fayda için “hayır, yardım” toplamaya yönelik bir araya gelme ortamları için kullanılır.
Bu toplantılarda kadınlar çeşitli el işlerini satışa çıkarırlar, buradan elde ettikleri geliri ihtiyacı olanlara yardım ya da bir amaç için değerlendirirler.
Çeşitli müzik ve oyunlarla kendi aralarında eğlenebilirler. Bu etkinliği bir şenliğe dönüştürebilirler.
Bu tür Kermes’ler dayanışma amaçlı olarak Türkiye’nin birçok yerinde el an yapılıyor.
Dış ülkelerde de hayır kurumları tarafından düzenleniyor.
Kermes sözcüğü Dutch (Daç), Hollanda dili kökenlidir.
Geçmişi eski tarihlere dayanır.
Kermes şenlikleri ilk kez 14.yüzyılın sonunda Belçika-Brüksel’den başlayarak Kuzey Batı ve Orta Avrupa’da kutlanmıştır.
Sonra her yana yayılmış.
(1950’ler Bergama Etnografya Müzesi)
***
Anadolu insanı eğlenmeyi sever.
Antik Çağın teatral ve pagan eğlenceleri, mevsimsel dönüm günleri, bereket kutlamaları, dinsel bayramları hem kutlama hem de şenlik günleridir.
Daha sonraları bu şenlikler Anadolu’da değişik biçimde sürdü, sürüyor.
Bu bağlamda yakın zamana kadar Batı Anadolu ve Rumeli’de küçük yerleşimlerde “panayır” adı verilen yerel eğlenceler düzenlenirdi.
Rumca “birleşik, büyük pazar” anlamına gelen panayırlarda hem çeşitli malın alışverişi yapılır hem de eğlenilirdi.
Büyükler ticaretle meşgul iken küçükler eğlencenin tadını çıkarırdı.
Dönme dolaplar, hokkabazlar, sirkler, mâni okuyucuları, kâğıt helvacılar, taka tukacılar, köfteciler…
Her yıl yalnız o kent için değil çevredeki bölge için de özlemle beklenen zamandı panayır günleri.
Sonra bu panayırlar, daha da yaygınlaşarak, biraz da kültürel etkinlikler eklenerek “festival”e dönüştü.
Yakın yıllarda, büyük küçük her şehirde festivaller yapılıyor oldu.
“Opera festivallerinden” “domates festivallerine”, “tiyatro festivallerinden” “zeytin festivallerine” kadar birçok yerde hem evrensel değerleri yerelle buluşturma, hem kültürel canlılık sağlama, hem yerel özellikleri çevreye tanıtma yönünde birçok “festival”, “şenlik” gerçekleştirilir oldu.
İnsanlarımız binlerce yıldır yaşanan şenlik yapma, toplumca eğlenme geleneğiyle festivalleri benimsedi.
Günümüzde hemen her kentin bir festivali var.
(1960 Bergama Kermesi-Asklepion antik tiyatroda halk oyunları)
***
Modern Türkiye’de yapılan ilk festival, ilk toplumsal şenlik, daha festival sözcüğünün dilimize girmediği 1930’lu yıllarda kutlandı.
Antik çağın, yalnız Anadolu’nun değil tüm Dünya’nın en büyük, en önemli kentlerinin başlarında yer alan Bergama/Pergamon kentinin tarihi eserleri 1864-1878 yılları arasında hırsızlıkla, 1878-1886 arasında şaibeli izinlerle arkeolog kılıklı Alman memurlarca soyulmuş, ancak görkemli taşınamaz yapılar kaçırılamamıştı.
Harabe denilmesine rağmen, Bergama’nın “Kızılavlu”su gibi antik yapılar tüm görkemiyle geçmişin azametini kentte gözler önüne seriyordu.
Antik Çağ tarihi öğrenilirken her adımda rastlanan Pergamon/Bergma’nın parlak adı Dünya’nın her yanında duyuluyor, kent en tanınmış tarihsel kentlerden biri haline geliyordu.
Cumhuriyetin Kuruluşu ardından gerçekleşen devrimleri halka yayma, ekonomik, toplumsal, kültürel hayatı geliştirme düşüncesiyle yaptığı Anadolu gezilerinde birinde, 13 Nisan 1934’de Bergama’yı ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk, kentteki tarih eserler ve köklü güncel kültürel hayattan etkilenmiş, bunların yurt için ve dışında tanıtılması, basınla duyurulması, bu bağlamda bir şenlik düzenlenmesi için İzmir Valisi Kazım Dirik’i görevlendirmişti.
1990’lar Bergama Kent Merkezinde Kermes
***
Bu yönde Bergama’da hummalı bir faaliyet başlamış, üst katı konuklar için otel alt katı toplantı salonu olan ve hala kullanulan bir bina yapılmış, yanına Türkiye’nin ilk kazı müzesi inşa edilmişti.
Bu süreçte, Bergama’yı ziyaret eden ve Akropoldeki dünyanın en dik tiyatrosunda konser vermeyi düşleyen İstanbul Şehir Tiyatrosu ve Opereti sanatçılarının dilekleri İzmir’e yeni atanan Vali Fazlı Güleç’de yepyeni bir fikir doğmasına neden olmuştu.
Girişilen hazırlıklar sonunda Atatürk’ün direktifiyle İzmir Valisi Fazlı Güleç’in önderliğinde, Müze Müdürü, yerel bilgin Osman Bayatlı’nın büyük gayretiyle 22 Mayıs 1937’de, “Atatürk Şenliği” adıyla Türkiye’nin ilk kültürel şenliği Bergama’da gerçekleştirildi.
Daha sonra yine Fazıl Güleç’in önerisiyle etkinliğin adı Avrupa dillerindeki benzer karşılığa uygun olarak “Bergama Kermesi” olarak değiştirildi.
Okçuluk ve cirit oyunlarının oynandığı, halk oyunlarının sergilendiği, antik tiyatrolarda eserlerin sahnelendiği bir şenlikti bu Kermes.
Anadolu’nun klasik şenliği panayır kavramı aşılmış, antik ve modern tiyatro oyunlarının sergilendiği, farklı müzik türlerinin icra edildiği, değişik bilim, sanat, toplumsal, politik konuların konuşulduğu, tartışıldığı; bir etkinlikten çok kültürel bir ortama evrilmişti Bergama Kermesi.
Bu ülke düzeyinde bir yenilikti, örnek oldu, yaygınlaştı.
Bergama Kermesi Avrupa’da Fransa’daki Marsilya Festivaliyle birlikte dünyanın ilk kültürel şenliği kabul edilir.
(2000’ler Bergama Asklepionunda Kermes)
***
Antik çağ şenliklerinden o kadar zaman sonra, yüzyılların kollarında yorgun düşüp sessizce köşesine çekilen Pergamon/Bergama’da, 1930’larda Mustafa Kemal Atatürk’ün Genç Cumhuriyet’in kültüre ve sanata bakış açısını bu kentte somutlaştırması çok anlamlıdır.
Yine yeni Cumhuriyet’in önderlerinden İsmet İnönü’nün “Dünya’nın en önemli klasik tiyatro oyunlarını Bergama’nın antik tiyatrolarında oynatacağız” demesi ve uygulaması, antik çağ klasik eserlerini kültür kitapları olarak art arda yayınlaması ülkenin gidilmek istenen gelişim yolunu işaret eden bir başka göstergedir.
Yeni yönetim Türkiye toplumunu evrensel kültür birikimiyle buluşturmayı hedefliyordu.
Yerel folkloru bu buluşmaya katarak.
Bu bağlamda yine Atatürk’ün isteğiyle Bergama’nın şehir planının yapılması, turizmin örgütlenmesi için raporlar hazırlanması çok önemlidir.
Turizmin Bergama’da nasıl gelişeceğine ilişkin 80 yıl önce hazırlanan raporlar yönetimin ne kadar uzak görüşlü olduğunun açık bir ifadesidir.
Bergama turizmi için, New York’tan kalkan gemilerin taşıdığı turistleri Dikili üzerinden Bergama’ya getirmek, Akropol’e finungulus’la (bir çeşit teleferik) çıkmak gibi inanılmaz ayrıntılarla dolu Bergama’yı kalkındırma programları hazırlanması müthiş yaklaşımlardır.
Bergama çok uzun ve kadim bir öyküdür.
Bergama Selinos deresi ve Kızılavlu (ST)
***
“Su akar, yatağını bulur” denir halk arasında.
Aydınlar da “tarihin durdurulmaz bir akışı” olduğunu saptar.
Geçmişin şiddetli yangınının küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti, her türlü yalpalamaya rağmen gelişiyor, bununla beraber “çağdaş uygarlık” düzeyine yaklaşmanın sancılarını yaşıyor.
Sahip olunan binlerce yıllık özlü Türk ve İslam kültürünü yaşatarak, bu değerleri bu topraklarda var olmuş görkemli uygarlıkların birikimiyle ve evrensel kültürün renkleriyle harmanlayarak geleceğin tohumlarını atıldığı yerdir Bergama.
Dil bilimci Krateleriyle, Bergamalı Kadrileriyle, hekim Galenosları şair Sarı Kemalleriyle, Osman Bayatlılarıyla bir insan cevheridir Bergama.
Kılıç kalkan oyunlarıyla, Efelerin bengileriyle, türkülerle, şarkılarla, çağdaş ve klasik batı müzikleriyle, antik çağ tiyatro oyunlarıyla bezenmiş Bergama Kermesi bu anlayış ve uygulamayla, geçmişten aldığı onurla bir gelenek haline gelmiştir.
Bu üslup izlendikçe, insanlık kültürünün ilk adımlarını atıldığı Anadolu’nun yolu bugün de açıktır.
Sefa Taşkın
24.06.2023
Bergama
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- 'Adama lafını yedirirler böyle, ensendeyim'
- Teğmenler hakkında yeni gelişme!
- CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu!
- MHP'den 5'inci paylaşım da aynı saatte geldi!
- Erdoğan'ın Özer'e mektubu, davetler...
- Mesele 'yeşil alan' değil 1.5 milyar dolar!
- Rusya, bir ülkeye daha gaz tedarikini kesiyor
- Hangi suçlara tutuklama geleceği belli oldu
- 'Atatürk’e bağlılık ne zamandan beri suç sayılıyor?'