Yemekle baş başa bir akşam

Sosyal medyanın en ilgi çeken akımı son zamanlarda #solodinner etiketiyle yayılıyor. Aslına bakarsanız bu bir etiketten daha fazlası… Olumsuz, hatta damgalanmış algısından sıyrılan tek başına yemek, heyecan verici bir etkiliğe dönüşüyor. Neden mi? Çünkü gastronomi ritüelinin tadını çıkarmak için farklı bir yol sunuyor. Bir restoran seçmekten endişe duymadan istediğinizi sipariş etmeye kadar kendinizi şımartın ve yalnız yemek deneyiminin zevklerini keşfedin.

Yayınlanma: 13.08.2023 - 13:01

Güncelleme: 13.08.2023 - 13:01

Bir zamanlar tek başına akşam yemeğine çıkmakla ilgili “eski moda” bir damgalama vardı. Çoğu kişi içinse bu, hâlâ sırf zorunluluktan yapılan bir şey. Gergin bir şekilde bir telefonla uğraşmak veya bir kitabın içinde kaybolmuş gibi davranmak için harcanan birkaç saat! Bu durum değişmeye başlıyor. Yeni nesil yemekseverler yalnızca tek başlarına gidebilecekleri bir düzeyde duyusal etkileşim arayışıyla restoranlara yöneliyor. Onlar için dışarıda tek başlarına yemek, dikkatlice yapılan bir müsamaha eylemi. Havadan sudan konuşmaktan ve yemekleri paylaşmaktan ödün vermekten kurtuldukları ve bunun yerine tüm dikkatlerini önlerindeki lezzetlere verirken istediklerini istedikleri yerde yiyebilecekleri bir deneyim.

Dünyanın her yerindeki kültürler, topluluk ve toplum inşasının temel bir yönü olarak birlikte yemek yemeyi benimser. Esenlik, sosyal gelişim ve özgüven için yararlarından söz etmeye bile gerek yok. İster iş bağlantısı kuruyor, ister bir anlaşmayı tamamlıyor olun, bir doğum gününü kutluyor veya yalnızca yeni tatlar için kaliteli zaman geçiriyor olun paylaşacak insanlar olduğunda yemeğin daha lezzetli olduğu yaygın bir varsayımdır. Ancak Güney Kore'den başlayarak işler değişmeye başladı. Bu Uzakdoğu ülkesi yalnız yemek yemek kültürünün yükselişi için kendi başına yemek yeme konseptini değerlendiren akımlar doğurdu. “Mukbang” olarak bilinen yemek yeme videoları, çevrimiçi ziyaretçilerle ve web kameranızla etkileşimi sağlasa da yine de esasen bir odada tek başına yemek yiyen birisiniz. Ama ister konseptin yeniliği, isterse ASMR ile ilgili sağladığı uyarıcı olsun, kendi başınıza yemek yeme konusunda ikna edici bir şey var.

'HONBAP': GENÇ GÜNEY KORELİLERİ GÜÇLENDİRMEK

Güney Kore'de tek başına yemek yemek, genç nesiller için bir güçlenme simgesi oldu. Bunun nedenlerinden biri, ülkenin sadece birkaç yıl içinde (dünyadaki diğer birçok ülke gibi) herkesin yiyecek dahil gereksinim duyabileceği her şeye yalnızca bir tık uzakta olduğu siber aracılı bir tüketici kültürünün hakimiyetine girmesi. Şu anda Güney Kore'de insanların üçte birinden fazlası yalnız yaşıyor ve yemeklerinin yaklaşık yarısını yalnız yiyor. Tek başına yemek o kadar yaygınlaştı ki, genç Koreliler bunu tanımlamak için yeni bir terim yarattılar: “hon” (yalnız) ve “bap” (pirinç, aynı zamanda yiyecek anlamına gelir) birleşiminden türeyen “honbap”. Son birkaç yıldır bu yeni terimin kullanımı, akıllı telefon kullanım oranıyla el ele, katlanarak artıyor.

ELEŞTİRİLER DE VAR

Bazıları, “honbap” gibi fenomenlerin sürekli paramızı ve dikkatimizi çekmeye çalışan bir düzenin sonucu olduğuna inanıyor ve bizi diğer insanlarla birlikte değil de yalnız yemeye zorlayan bu düzenin eninde sonunda yemek kültürlerimizin ortak mirasını yok edeceğini savunuyorlar. Bazıları tek başına yemek yemenin sunabileceği baskıcı geleneklerden kurtulmayı kutlarken, diğerleri onunla birlikte gelen ortak kültür ve tarihin kaybının yasını tutuyor. Bana sorarsanız her sosyal ve kültürel dönüşümde olduğu gibi her iki tarafın da olasılıkla haklı olduğu noktalar var.

KALABALIKTAN KAÇIŞ YOLU

Yalnız yemek, sosyal olarak damgalanıyor olsa da, insanlar artık kalabalıktan kaçmanın bir yolu olarak da yalnız yemek yemeye yöneliyor. Yaşamın stresinden bunaldığınızda tek başına yemek, kişisel bir alana anında ve hızlı bir şekilde geri çekilmek, bir süreliğine başkaları için endişelenmeden zihninizin dolaşmasına izin vermek olarak ve “o harika” restoranda yemek yeme ve dikkatiniz dağılmadan manzaranın tadını çıkarma şansı olarak düşünülebilir.