Umut ve gerçek arasında
Karanlık Gece’de hem geçmişindeki hem de çevresindeki karanlığa karşı savaşan İshak’a yaşam veren Berkay Ateş’e “Yine de umut var mı” sorusunu yönelttik. Yanıtı için yazıya buyurun.
Karanlık Gece geçtiğimiz yılın festivallere damga vuran yapımlarındandı. Bu hafta sinemalarda gösterime giren filmde, yedi yıl önce karanlık bir cinayetin içinde yer aldığı köyüne dönerek hem kendisi hem de geçmişiyle ve çevresindekilerle yüzleşen İshak’ı canlandıran Berkay Ateş’le filmin odağına aldığı kötülük kavramını ve insana ilişkin umudu konuştuk.
- Daha önce de konuşuldu. Bence de Karanlık Gece insana ilişkin umuda pek de yer bırakmayan bir film. Bu açıdan izlemesi de epey zorlayıcı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Umuda yer bırakmadığı fikrine katılmıyorum. Çünkü umut dediğimiz kavram, altı mücadele, direnç ya da eylem ile dolmadığı zaman havada aslı kalıyor. Bu yüzden de İshak, karşısındaki bu örgütlü kötülüğe karşı o kasabada tek başına mücadele veriyor. “Siz ne yaparsanız yapın vazgeçmeyeceğim” diyor. Bu durumu hatırlattığı ve elinden geleni sonuna kadar yaptığı için gerçek.
- "Bir söyleşinizde insanlara güvenmeyi, onları sevmeyi bırakırsak elimizde sadece korku kalır" demiştiniz. Filmin ardında bıraktığı duygu ile örtüştüğü için sormak istedim. Göz önünde yaşanan tüm kötülüklere karşın insanlara nasıl güvenebiliriz?
Direnen, mücadele eden, yaşadığımız hayatı daha adil kılmaya çabalayan, emek veren insanların da varlığını önemseyerek. Bu varlığa sahip çıkarak... “Karanlık Gece” de aslında olan biteni apaçık şekilde, gerçeklerden kaçmadan, vicdanın ağırlığının yüzleşmesini yaparak ortaya koyuyor. Ayrıca tarih var, insanın gelişimi var. Doğanın bütün bileşenlerini korumak, varlığını önemsemek var. Bizden bağımsız. Bir parçası olduğumuz, inancı da pekiştiriyor bence.
- İshak belli açılardan köyündeki insanlardan farklı bir karakter ve bu farkı Ali ile olan ilişkisine de yansıyor. Ancak karar vermesi gerektiği zaman köyündeki insanlardan pek de farklı davranmıyor. Bunun da acısını çekiyor. Bir anlamda arafta kalmış bir karakter. Siz bu arafta kalma halini İshak'ta görünür kılmak için nasıl bir yol izlediniz?
Filmde hem bugün hem yedi yıl öncesi var. Bu yüzden köyde yaşanan birçok şeye dahil olsa da, yer yer “diğerleri” gibi davransa da, çaldığı sazdan, insana bakışından, köpeğine duyduğu sevgiden ve daha birçok şeyden dolayı farklılaşıyor İshak. Bu yüzden de yaşama sevinci olan, yüzü gülen birinden, gözündeki hayatın nasıl da azaldığını, yaşamdan öfkesiyle birlikte yavaş yavaş koptuğunu anlatmak istedim. Aradaki yedi yılı tavrıyla, enerjisi ve bakışıyla aktarmak istedim.
- Karanlık Gece'de insanların kötülüğüyle avcılık ve hayvanların yaşam hakkını hiçe sayma davranışı eşleştiriliyor. Siz avcılık ve avcılığın kötülüğü dürtüklemesi fikri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Avcılık hiçbir zaman anlamlandıramadığım bir eylem. Bence spor falan da değil. Gücü göstermek, erkini ispatlamak, can almak ve bundan haz duymak. Aslında evet bu metafor film için çok kıymetli. Köyde çekimler sırasında birçok hikaye duyduk avcılıkla ilgili, bundan böbürlenen insanlar gördükçe kötülüğü nasıl dürtüklediğini daha iyi anlıyorsunuz.
SORUN ÇÖZME YETENEĞİ
- Mimar Sinan'a, arka kapıdan, istatistik bölümünden girip oyuncu olarak çıktınız. Ancak istatistik okumanın da size önemli katkıları olmuştur diye düşünüyorum. Nasıldı üniversite yaşamı?
Analitik düşünme, sürekli soru sorma ve birçok sorunun odağına inerek çözümü bulmak adına nasıl bir fayda sağladığını hem eğitim sırasında hem de sonrasında fark ettim. Aslında oyunculuğun yanı sıra oyun yazarken de bir şekilde işime yarayan tarafları var. Tek bir yoldansa birçok yolun ihtimalini düşünmek gibi...
- Mesleğe girişinizin kökeninde tiyatro yer alıyor, Abluka ve Karanlık Gece gibi toplumsal gerçekçilik tanımının altını dolduran filmlerde oynadınız. Aynı zamanda Sadakatsiz gibi son yıllarda prime time'ın en başarılı işlerinden birinde de sürükleyici bir karaktere rol verdiniz. Oyunculuk parantezi içine giren her alanda var olmanın sırrını sizden öğrenebiliriz sanırım.
HER YERDE OYNARIM
- Evet tiyatro D22 olarak 10. yılımızı kutluyoruz bu yıl. Her zaman tiyatro hayatımda oldu ve olmaya da devam edecek. Hem sinema hem dizi, hem de tiyatro denkleminin içinde çözüm olarak söyleyebileceğim tek şey, bu mesleği çok sevmem ve her mecrada en iyi şekilde rollerin hakkını vermek istemem. Oynadığım her karaktere aynı önemi verip, kendimi merak ederek, sonunda da içime sinen işlerde yer alıyorum. Birini diğerine tercih etmektense hikâyesine güvendiğim, içinde olmak istediğim projelerde oluyorum.
FUTBOLA DEVAM ETSEM ŞİMDİ JÜBİLE YAPIYORDUM
- Uzun yıllar kalecilik yapmışsınız. Berkay Ateş futbol kariyerine devam etseydi en yüksek “transfermarkt” değeri ne kadar olurdu?
Futbolda bir kariyer yapmak gerçekten çok zor. Binlerce yetenek var. Eğer devam etseydim nereye kadar gidebilirdim bilmiyorum ama zamanında iyi kaleci olduğum söylenirdi. İçimde de ukde olarak kaldı tabii ki. O yüzden de bugünden bakınca değer olarak ne olurdu bilemiyorum. Zaten yaşımdan dolayı bu yıl jübile yapıyor olacaktım. (Gülüyor.)
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- İstanbul'da aile katliamı