Türk rock müziğine yeni soluk: Venüs

Venüs, çocukluğundan bu yana bir “rock yıldızı” olmanın hayalini kuruyor: 'Sahnede olmayı hep sevdim...'

Türk rock müziğine yeni soluk: Venüs
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.11.2024 - 12:00

Türk rock müziğinde özellikle 2000’ler sonrası yeni seslere, yeni soluklara daha az denk geliyoruz. Çıkış yapanlar da genelde gençliklerinden itibaren birlikte çalan gruplar oluyor.

Rap müziğin ana akım haline geldiği, hatta “popüler müziğin” yerini aldığı bu dönemde rock müzik yapmak isteyenler de yok değil. Venüs o isimlerden. Sözü ve müziği kendisine ait ilk şarkısı “Cehennem” ile müzik dünyasına güçlü bir giriş yaptı.

Çocukluğundan itibaren ne istediğini bilen ve buna göre hareket eden genç müzisyenle konuştuk.

* Önce müzik, sonra rock müziği tercih edişinizle ilgili aklınızdaki ilk anılar neler?

Çok yönlü, hareketli ve mutlu bir çocuk olarak büyüdüm. İnsanlardan "Aferin, ne kadar güzel olmuş." gibi övgüler almak hoşuma giderdi; bu yüzden her konuda en iyisi olmaya çalışırdım. Mesela resim yapıp insanlara hediye ederdim ama sanırım asıl amacım takdir görmekti. Her zaman ortada olmayı, sahnede olmayı severdim. Dikkat çekmek için oradan oraya zıplar, taklalar atardım. Böylece jimnastik ve spora başladım. Sonrasında televizyonda izlediğim dizilerde, konserlerde ve kliplerde daha büyük bir şey keşfettim: Şarkı söylemek...

Küçükken “star” olmayı çok istiyordum; ekranlarda gördüğüm çocuk yıldızlara özenip “Ben de şarkı söyleyebilirim” diyordum kendime. Söyleyebildiğimi fark ettiğimde, bundan tek başıma da keyif aldığımı gördüm. Ailemde rock dinleyen kimse yoktu. Sabahları annemin Türk Sanat Müziği dinleyerek kahvaltı hazırlamasını ya da babamın bizi Karadeniz müzik gecelerine götürmesini hatırlıyorum. Ben ise her Gen-Z çocuğu gibi Disney Channel'daki Hannah Montana'nın büyüsüne kapılmıştım ve daha 7 yaşındayken “rockstar” olmaya karar vermiştim, rock'ın ne olduğunu bile bilmeden...

İlkokulda, izlediğim animelerin açılış şarkılarını çok beğenip kaydetmeye başladım. Bu şarkıların "J-rock" olarak geçtiğini öğrendiğimde o dünyanın içine girdim. Daha fazla rock şarkısı keşfetmek istiyordum. Araştırmalarım beni klasik rock, punk ve metal gruplarına kadar götürdü ve böylece müziğe olan ilgim şekillenmeye başladı.

* Rap müziğin popüler müziği bile aştığı zamanlarda büyüyüp de rock müziğe başlamak nasıl hissettiriyor?

Açıkçası, bu durum bana ekstra bir özel his vermiyor. Rock müzik dinleyen ve bu müziği icra eden geniş bir kitle var, dolayısıyla yalnız olmadığımı biliyorum. Rap müzik de bugün bulunduğu noktaya gelene kadar bir süreçten geçti; hemen benimsenmedi. Rock müziğin de benzer bir dönüşüm yaşayabileceğini düşünüyorum. Ancak şunu söyleyebilirim ki, Türk toplumunun rap müziğe göre rock müziği benimsemesi daha zor olabilir. Bu nedenle, kendimi daha çok geliştirme ihtiyacı hissediyorum.

* Sert ve güçlü bir “sound”. Yola çıkarken istediğiniziz bu muydu? Hayal ettiğinize ulaştınız mı yoksa Genco Arı’nın katkısı şarkıyı bambaşka bir yere mi taşıdı?

Aslında daha çok punk-rock odaklı bir sound düşünmüştük; ancak daha güçlü bir çıkış yapmam gerektiğine karar verdik. Rock’a daha düşkün biri olarak metal tarafına yönelmeyi düşünmüştüm, fakat Genco Arı ile birlikte çalışmaya başlayınca, başlangıçta düz olan sound öylesine genişledi ki, o sertlikten uzaklaşıp daha dolu bir vokal ve mix ile ortaya çıktık. İyi ki de öyle yaptık.

* “Cehennem” biraz da bir albümün girişi hissini veriyor. İleride albüm isteğiniz var mı? Tüketim alışkanlıkları teklilerle ilerlemenizi mi gerektirecek?

Albüm, benim için dönemin alışkanlıklarının ötesinde, daima saklayacağımız temalı bir sandık gibidir. Elbette dikkat çekmek ve günümüz medyasının durumunu göz önünde bulundurarak kitleleri yönlendirebilmek adına bir süre teklilerle ilerleyebiliriz ancak bunlar yalnızca küçük adımlar. Albüm hayalim hâlâ duruyor, hatta kendi çapımda çalışmalarına başladığımı söyleyebilirim.

* Rock müziğin en popüler zamanlarında bugünkü tüketim alışkanlıkları yoktu, sizin müziği tüketim alışkanlığınız nasıl? Favori rock müzik albümleriniz ve gruplarınız kimler?

Açıkçası, canım gerçekten rock dinlemek istediğinde klasik rock’tan kopamıyorum. Daha pop-punk bir şeyler arıyorsam, günümüz gruplarına yöneliyorum. Yolda yürürken, spor yaparken, ofiste, resim çizerken, banyoda veya yemek yaparken sürekli arkada dönerler. Şarkıları söylerken çalışmak için dinliyorum çoğunlukla ama bu arada sıkı bir rock fanatiği de değilim. Pop, rap, müzikal türlerine de sıklıkla yer veririm ve oldukça karışık bir çalma listem var. Örneğin, Mariah Carey dinlerken birden Dream Theater'a geçebiliyorum. Favori rock grubum kesinlikle Muse, bunu beni tanıyan herkes bilir. Obsesif bir Muse hayranıyım! En sevdiğim albümleri “Black Holes and Revelations”. Rock favorilerimden bazıları ise System of a Down'ın “System of a Down” albümü, Battle Beast'in “Bringer of Pain” albümü, Avenged Sevenfold’un “Nightmare” albümü, Dir en Grey’in “Archer” albümü ve Türk rock’ta Özlem Tekin’in “Kargalar” albümü.

* Benim yıldan yıla değişen takıntı halinde dinlediğim şarkıları olur. Sizinkiler hangileri?

Nereden geldiğini tam olarak bilemediğim bir şekilde, Oasis'in "Don't Look Back in Anger" şarkısı ara ara aklımda çınlar. Tatlı melodisi zihnime kazınmış; takıntı demem ama rahatlamak istediğimde elimi ilk ona götürürüm. Starsailor'ın "Bring My Love" şarkısı da aynı etkiye sahip. Hâlâ tekrar tekrar dinlediğim ve her dinlediğimde içimi mutlulukla dolduran bir parça.

* Hangi konularda bir şeyler okumak, izlemek hoşunuza gidiyor? En son hangi filmi çok sevdiniz?

Sanırım kimse beni roman okurken hatırlamaz. Annem, beni klasiklere yöneltmek için ne kadar uğraşsa da hep zorlandı. Elbette oturup okuduk ama elim çoğunlukla araştırma kitaplarına giderdi. Gerçekleri okumayı sevdim; tarih, biyoloji, psikoloji gibi konular her zaman daha çok ilgimi çekti. Kitaplığımda mistik ve gizemli olayları, komplo teorilerini konu alan kitaplar bolca yer alır. Hayatın gerçekleri, eski toplumlar, yok olan Mu kıtası gibi gizemler her zaman ilgimi çeker.

* Onun gibi yaşlanmak isterim dediğiniz rol modeliniz var mı?

Olmaz mı? Pat Benatar mesela. Şu an 71 yaşında ama böyle güzel yaşlanmak inanılmaz! Hâlâ sahnelerde gümbür gümbür söylüyor. Sesini kaybetmemesi şans değil, tamamen sıkı çalışmanın eseri. Gerçek bir idol.

* Daha henüz yolun başı ama şu an arkadaşlarınız size bir ödül veriyor olsa, bu ne ödülü olurdu?

Bu soru beni gerçekten düşündürdü ilk başta. Daha sonra ise neyi düşündüm ben diye gülmeye başladım. Sanırım en meşgul insan ödülünü alırdım (gülüyor).


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler