Teknoloji dünyaya düşman olmasın

Yarın 14 Ekim Uluslararası E-Atık Günü. Küresel ölçekte en büyük katı atık akışı olan e-atıklar hakkında bilgi sahibi olmak ve farkındalık kazanmak hem insan hem de gezegen sağlığı için kaçınılmaz.

Teknoloji dünyaya düşman olmasın
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.10.2024 - 12:00

Ekranlarla donatılmış bir dünyaya yaşıyoruz. Kendi ekranınız veya ekranlarınız kapalı bile olsa özellikle kentte yaşıyorsanız bir ekranın sizi çekim alanına dahil etmesi neredeyse kaçınılmaz. Olan biten hemen ulaşılır durumda. 21. yüzyıl kitle iletişimi bağlamında bambaşka deneyimler sunarken bu seviyede bir enformasyona maruz kalmak iyi ve kötü kavramlarının dışında bir tanım gerektiriyor bana kalırsa.

Bedenimize dahil olmayan bir uzuv olan cep telefonları ve gelişen ekran teknolojisi ile insan-preandroid füzyon çağı başladı. İklim değişikliğinin bildiğimiz yaşam biçimini yakın gelecekte radikal bir biçimde değiştireceği gerçeğiyle beraber ekran teknolojisinin de dahil olduğu e-atık ise dünyanın en hızlı büyüyen katı atık akışı.

E-atık, elektronik atık anlamına geliyor. Bozulan ya da kullanmayı bıraktığımız her bir elektronik ve elektrikli ürün bir e-atıktır. İçinde insan ve gezegen sağlığına zarar veren birçok etken maddeyi bulunduran e-atıklarda özellikle kurşun, krom, cıva ve berilyum en tehlikeli maddeleri oluşturuyor. Altın, gümüş, bakır, alüminyum gibi değerli elementleri barındıran e-atıkları, yerüstü madenleri olarak da düşünmek mümkün. Ne yazık ki e-atıkların toplanıp geri dönüşüme giden miktarı çok düşük.

BM'nin dördüncü Küresel E-atık İzleme (GEM) raporuna göre 2022'de küresel olarak tahmini 62 milyon ton e-atık ( 1.55 milyon 40 tonluk kamyonu dolduracak, bu da Ekvator’u çevreleyen tampon bir hat oluşturacak kadar kamyon demek) üretildi. Bu miktarın sadece yüzde 22.3'ünün resmi olarak toplandığı ve geri dönüştürüldüğü belgelendi. Toplanmayan ve geri dönüştürülmeyen e-atık ise 62 milyar ABD doları değerinde geri kazanılabilir doğal kaynağın hesaba katılmaması ve dünya için kirlilik risklerinin artması anlamına geliyor.

ÇOK SAYIDA GEREÇ EVİMİZDE

BM Eğitim ve Araştırma Enstitüsü’nden (UNITAR) Kıdemli Yönetici ve İrlanda Cumhuriyeti’ndeki Limerick Üniversitesi’nde görev yapan Yar. Doç. Ruediger Kuehr, günümüzde birçok kişinin birden fazla bilgisayar, telefon, monitör, sensör, e-bisiklet, e-scooter, giysi, oyuncak, gömülü elektronik, elektrikli aletler ve LED'ler, fotovoltaikler ve ısı pompaları gibi enerji tasarrufu sağlayan ekipmanlar içeren mobilyalar kullandığını söylüyor. Aynı zamanda kent ve uzak alanlardan giderek daha fazla internete bağlanıldığını ve giderek artan veri merkezinin dijital dönüşüm gereksinimlerini karşılamak gerektiğini dile getiriyor. Tüm bunlar karşısında ise e-atıkları azaltmak için acilen somut adımlar atılması gerekiyor. Kuehr, iyileştirilmiş e-atık yönetiminin iklim değişikliği ve sağlık etkileri yanında önemli bir ekonomik fırsat sunan (38 milyar Dolar) olumlu bir sonuç verebileceğini de ifade ediyor.

E-ATIK KATEGORİLERİ

- Büyük ve küçük ev eşyaları (Bulaşık ve çamaşır makinesi, elektrik süpürgesi, tost makinesi)

- Bilişim ve telekomünikasyon ekipmanları (Bilgisayarlar, telefonlar, tabletler)

- Tüketici ekipmanları (Video kameralar, müzik enstrümanları)

- Elektrikli ve elektronik aletler (Büyük ve sabit sanayi aletleri hariç olmak üzere matkaplar, testereler)

- İzleme ve kontrol aletleri (Termostatlar, ısı ayarlayıcıları)

- Aydınlatma ekipmanları (Floresan, tasarruflu ampuller)

- Otomatlar (Para, içecek, oyuncak otomatları)

- Oyuncaklar, eğlence ve spor aletleri (Video oyunları, jetonlu makineler)

E-ATIKLAR NASIL TOPLANIR?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın elektrikli ve elektronik eşyaların kontrolü yönetmeliğine göre e-atıklar belediyeler ve yetkilendirilmiş kurumlar tarafından toplanmak zorunda. Ek olarak ürünlerinizi satın aldığınız teknoloji marketleri de e-atıkların toplanmasından sorumlu. Unutmadan bozulmuş, istenmeyen veya tamiri mümkün olmayan elektrikli ve elektronik ürünlerinizi uzun bir süre evde bekletmemek bu ürünlerin dönüşüm sürecini daha elverişli kılıyor.