Taliban’ın pençesinde tercüman olmak: Antlaşma
Guy Ritchie, ABD’nin 20 yıl süren Afganistan işgalinin acı sonuçlarını ortaya çıkarıyor.
11 Eylül saldırılarının hemen
ardından Afganistan’a müdahale eden George W. Bush yönetimindeki ABD, 20 yıl süren
bir işgalin sonunda 2021’de ülkeden çekildi ve Afganistan’ı Taliban rejiminin
“insafına” bıraktı. Bugün haberlerde, sosyal medyada rastladığımız ve
Taliban’ın en önce kadınlara ve daha sonra tüm Afgan halkına yaşattığı zulmün
görüntülerinin nedenleri ve sorumluları malum ancak tüm bunlar olurken ABD’nin
“ölüme terk ettiği” bir topluluk daha var: Tercümanlar...
Savaş sırasında ABD ordusuna tercümanlık yapmaları karşılığında vize sözü verilen Afgan tercümanlarla gerçekleştirilen bir tür gizli anlaşmayı ele alan Guy Ritchie’s Covenant (Antlaşma), ABD’nin ahlaki açıdan “sorunlu” mücadelesinin perde arkasındaki başka ahlaki gedikleri masaya yatırıyor.
Filme kendi adını veren yönetmen Guy Ritchie’nin, ABD’nin yıllarca “faydalandıktan” sonra Taliban’ın arananlar listesine en tepeden giriş yapan tercümanları geride bırakmasıyla meselesi olduğu belli ancak bu meselenin işleyişi konusunda kendi içinde karmaşa yaşadığı da aşikâr.
Öyle ki stilize aksiyonun önemli isimlerinden biri haline gelen Ritchie’nin bir savaş dramasına giriştiğini ve üstelik kadrosunda Jake Gyllenhaal’ın yer aldığını duyduğunuzda beklentinizi “haliyle” yükseltebilirsiniz ancak “Antlaşma”da, Ritchie’nin alışık olduğumuz üslubundan eser olmadığını baştan söylemeliyim.
Bu, ilk bakışta Antlaşma’nın kötü bir film
olduğu izlenimi uyandırsa da durum pek öyle değil çünkü filmin Afganistan savaş
draması konseptinden sıkılmış pek çok kişi için bile yüksek tempolu, keyifli
bir savaş filmine dönüştüğünü söylemek mümkün. Bununla birlikte filmin adında
veyahut künyesinde Guy Ritchie ismi geçmese ona ait olduğunu anlamakta güçlük
çekeceğimiz bir gerçek.
İLK BOMBAYLA YÜKSELEN TANSİYON
Amerika’nın, filmin öyküsüyle uyumlu “A horse with no name” parçası eşliğinde, Afganistan’da dağlar arasında bir bölgede yer alan bir grup askerin denetlediği bölgede açılan “Antlaşma”, kısa bir süre sonra patlayan ilk bombayla tansiyon seviyesini belirliyor.
Patlama sırasında kaybedilen tercümanın yerine geçen Ahmed (Dar Salim) ve kameranın ana odağını oluşturan ABD’li Çavuş John Kinley arasındaki güvensizlik ve çekişme bu andan sonra öykünün çerçevesini belirginleştirmeye başlıyor. Dışta Taliban’la içte kendi aralarında çatışma yaşayan askerler anlatı boyunca ölüm-kalım savaşı verirken filmin ilk yarısı daha çok ABD’nin bu harekatının “anlamsızlığı ve başarısızlığı” üzerine yoğunlaşıyor.
İkinci yarı ise Ahmed’in
kurtardığı Kinley’nin vefa borcu nedeniyle bu kez Ahmed’i kurtarmaya çalışması
üzerine kurulu... Ancak ilk yarıda açığa çıkan ve filmin mayasında bulunan bir
savaş dramasından fazlası olma olasılığı varken ikinci yarıda, özellikle
Kinley’nin Ahmed’in kendisini kurtarmasını hatırladığı sekansla yersiz bir
klişe ağına takılması filme bir parça kan kaybettiriyor.
Bu demode kahramanlık gösterisi
göz ardı edildiğinde iki ayrı kültürden iki adamın birbirlerine duydukları
minnet ve vicdan duygularıyla çevrili etkileyici bir insani öykü olarak
görülebilir “Antlaşma” ve bunun en büyük sorumluları da Guy Ritchie’ye karşın
elinden gelenin fazlasını yapan Jake Gyllenhaal ile ona yalnızca iyi bir zıtlık
oluşturmakla kalmayıp aktörden rol çalan Dar Salim gösterilebilir.
“Antlaşma”yı, Prime Video’da izleyebilirsiniz.
PUANIM: 6.5/10
En Çok Okunan Haberler
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- 2'si ağır, 3 polis yaralandı!
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Mauro Icardi'den Wanda Nara açıklaması!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi